14- KAN GİRDABI

412 20 54
                                    

TİK-TAK

TİK-TAK

TİK-TAK

Duvarda asılı duran denizci temalı pahalı görünüme sahip eski saatin yelkovanı yavaş yavaş rakamları turlarken daracık ameliyathane odasının içinde alt kişi birbirine bakıyordu. Ruoye, yanındaki sol gözü sargılı kırmızı giyimli genç adamın yanında ona neredeyse yapışık şekilde duruyordu. Hemen yanında Dr. Zhan tembel şekilde esneyip sürekli kol saatine bakmakla meşguldü. Xie Lian ve Hua Cheng ise tekneye yeni gelmiş olan Beyaz Lord'un tam karşısında durmuş Jun Wu'nun ne halt etmeye buraya geldiğini tartmakla meşguldü.

TİK-TAK

TİK-TAK

Eski saat dakikalar geçirdikçe ortamdaki hava daha da ağırlaştı ve en sonunda odadaki en sıkılgan kişi kendini işe el atmak zorunda hissetti.

"Bu ziyareti neye borçluyuz Beyaz Köşk Lordu?"

Dr. Zhan kişiliğine hiç yakışmayan ciddi tavrıyla Jun Wu'dan tarafa hiç bakmadan konuşmuştu. Bu daracık yerde toplanmalarının özel bir nedeni var mı diye düşündü Xie Lian. Güvertede veya başka bir yerde bulunmaları gerekmez miydi? Odadaki herkes gergindi ama içlerinde en gergin olanı kendisiydi. Bu adam tüm felaketlerden sonra buraya rahatça adımını basabilmişti ve Kızıl Lord dahil kimse onu durdurmak için hareket geçmemişti. Xie Lian Beyaz Köşk Lord'unu hiç sevmiyordu. Ondan aldığı tehlikeli ve sinsi aura onu gerçekten rahatsız ediyordu. Karşısında durmuş rahat ve küstah yüz ifadesiyle gözlerini bir Hua Cheng'e bir Xie Lian'e çeviren Jun Wu, Dr. Zhan'ı taklit ederek ondan tarafa bakmadan konuştu.

"Ülkenin iç kısmı son olaylardan sonra oldukça karıştı."

...

Tek cümle söyledikten sonra ana nedene gelmeden odada derin bir sessizlik hakim oldu.

Eee? Yani? Diye düşündü Xie Lian. Buraya gelmen bunun için miydi?

"Bilmediğimiz bir şey söylemeyeceksen git."

Kızıl Lord tok ve sıkıntılı bir sesle herkesin içinden geçeni söyleyivermişti. Daha az önce kedisiyle yatakta iyi bir seksten sonra uzanmış yatarken şimdi bu sünepenin suratını görmek gerçekten can sıkıcıydı.

"Yeşil Lord görüşme talep ediyor."

Beyaz Köşk Lord'u gözünü Xie Lian'dan ayırmadan mevzuya bir giriş yapmıştı. Xie Lian bu sözleri duyduğunda ensesindeki tüylerin ürperdiğini hissetti. İstemeden de olsa Hua Cheng'in arkasına saklanma iç güdüsüyle doldu.

"Şimdi de köpeklerin elçiliğini mi yapar oldun? Tam da sana yakıştığı gibi."

Dr. Zhan acımasızca eleştirdiği Beyaz Köşk Lord'una bakmaya katlanamıyormuş gibi hala başka bir yere bakarak konuşuyordu.

"Zhan." Dedi Jun Wu. Bu defa alaylı gözleriyle Dr. Zhan'a bakıyordu. "Köşkten ayrıldığından beri bana olan saygından hiç eser kalmamışa benziyor."

"Tch!"

Xie Lian olayları anlamak için derin bir nefes aldı. Demek ki Qi Rong Beyaz Köşk Lord'u ile yakın ilişki içindeydi. Jun Wu gibi kibirli birinin onun mesajlarını iletmek için buraya kadar gelmesinin altında sadece elçilik mi yatıyordu?

"Tüm bu pislikten kaçmaya çalışmana rağmen olayların ortasında kalmak seni rahatsız etmiş olmalı sevgilim kardeşim."

KARDEŞİM Mİ!

Xie Lian şaşkın gözlerle önce Dr. Zhan'a sonra da Jun Wu'ya baktı. Bu defa ikisinin gözleri de tehditkâr şekilde birbiriyle buluşmuştu. Bu ikisi kardeş miydi? Ama nasıl?

SAVE ME -9958-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin