Bölüm 7

1K 75 68
                                    

Iseul, hastaneden çıkar çıkmaz evine gelmiş hiçbir şey yapmadan bir süre Taecyeon ve Minji'nin konuşmalarını düşünmüştü. En ufak bir detayı atlamamaya çalışarak hatırlıyordu. Herkes sözlerinin çok etkili olduğundan bahsedip duruyordu ama Iseul neden öyle hissetmiyordu? Bunları düşünürken hepsini önceden ayarlayıp ayarlamadıklarını bile düşündü ama oraya gitmeye sabah kalktığında karar vermişti ve kimseye söylememişti. Menajerin verdiği dosyayı eline alıp incelediğinde genç adamın çıkışından bu yana reddettiği projelere hayretle bakıyordu. Bunlardan birine bile dahil olsaydı şu ankinden çok daha ünlü biri olabilirdi, daha çok parası da olabilirdi, bunu Iseul bile söyleyebilirdi. Bilgisayarını açıp arama butonuna Taecyeon yazdırmış ve adlarının birlikte olduğu makaleleri filitreleyerek aratmıştı. Önünde binlerce makale duruyordu ama bir tanesinde bile çocuğu kötüleyecek bir şey yazmıyordu. Netizen yorumlarına baktığında gördüğü en kötü yorumun "Bir insan olamayacak kadar mükemmel acaba uzaylı mı?" olduğunu görünce gülümsedi. Bir insanın bu kadar mükemmel biri olmasına imkan yoktu ve Iseul çocuğun kötü yanını çok merak etmeye başlamıştı. Ekranda açık kalan makalelerden birinde defilede çekilmiş boydan bir fotoğrafı onu izlerken telefonu elinde Iseul da fotoğrafa bakıyordu. Kendini bir oyunda gibi hissetmeye başlayalı çok oluyordu ama söylenenler aşırı mantıklı geldiği için kandırılmış olmaktan korkuyordu. Saate bakıp kızkardeşini aradı. Bu durumlarda birilerine danışmak iyi olacaktı. Bu durumda da en iyi sırdaşı ve dert ortağı olan kişi Sooyoung'du. Telefonu uykulu bir sesle açıp "Aradığınız kişi şu an uyuyor ve sizi uykusunu böldüğünüz için öldürmek istiyor. Uyandığında artık siz yaşamıyor olacaksınız bu yüzden lütfen telefonu kapatın ve rahatsız etmeyin." dedikten sonra kızın suratına telefonu kapattı. Iseul boş boş suratına kapatılan telefona bakarken "Bu neydi şimdi?" dedi yüzünü ekşiterek. Koltukta dikleşip bir kez daha numarayı çevirirken bu sefer beşinci çalışta açan telefonun diğer tarafından gelen isyan dolu ses daha az uykulu çıkıyordu.

"Ne var ya ne var! Burada saat daha üç abla biraz düşünceli olamaz mısın uykum var!"

"Çok bağırma annemleri uyandıracaksın"

"Ah! Nezaketin sadece annemleri kapsıyor ama ben olunca istediğin zaman uyandırabilirsin öyle mi?"

"Sooyoung kes sesini de beni dinle sana bir şey sormam lazım"

"Üç saat daha bekleyemez miydi? Uyansam, kahvaltımı yapsam da o zaman sorsan"

"Oh! Olmaz. Kes sesini şimdi de beni dinle"

Karşı taraftan sinirle karışık gelen hakaretleri bir süre dinledikten sonra bir anda "Sooyoung~ah ablan ünlü olsa nasıl olur?" diye sordu. Kızın sesi bir anda kesildikten sonra anlayıştan uzak "İçki mi içtin sen? İçtin ve beni arıyorsun değil mi? Wuaa ablaya bak bana örnek olması gerekirken! Daebak" diye onu kınarken Iseul gözlerini devirip "İçki falan içmedim" dedi.

"O zaman delirdin. Delirdin yani başka açıklaması olamaz. İnsanları sosyal hayata adapte edip yardım edeceğim diye sen yardıma muhtaç hale geldin işte. Bu daha mantıklı bak delirdiğin için beni bu saatte uyandıyor olmalısın"

"Uyanır uyanmaz nasıl bu kadar çok konuşabiliyorsun"

"Sinirliyim çünkü. Aptalca şeyler için beni uykumdan uyandırıyorsun"

"Sooyoung~ah şimdi derin bir nefes al, bir şey söylemek istesen de söyleme ve ben bitirdim diyene kadar beni dikkatlice dinle tamam mı?"

"Abla Allah aşkına ne diyeceksen çabuk de ben uyumak istiyorum."

Iseul, kardeşinin susup dinleyeceğine kanaat getirdikten sonra en başından başlayıp tüm yaşadıklarını hızlıca anlattığında kız kardeşi söz verdiği gibi hiç tepki vermemiş ve sadece dinlemişti. Iseul bu gün olanları da anlatmayı bitirdiğinde "Şimdi söyle bakalım sence ne yapmalıyım?" dedi. Karşı taraftan ses gelmeyince Sooyoung'un uyuyakalıp kalmadığını merak eden genç kız "Uyumuyorsun değil mi?" diye kontrol etti ama yine ses gelmeyince bağırmaya hazırlanırken karşı taraftan inanamıyormuş gibi bir tonda çıkan kararlı sesi duydu.

SkandalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin