En son yemek yemelerinin üzerinden geçen üç haftanın ardından Taecyeon menajerinden gelen uyarılara sürekli kulak tıkayıp yirmi yıldır hiç yapmadığı bir şey yaparak ondan kaçıyordu. Onun karışmasını istemediği özel bir şeydi bu ve kendine saklamak istiyordu. Bu yüzden aralarındaki sıcak bağlar biraz gerilmiş olsa da aşamayacakları bir durum olarak görmüyordu bunu genç adam. Pilot çekimleri bitmişti ve Iseul'ün hazır bir konu olmasına rağmen aşırı stresli duruşuna rağmen ekipteki herkes verdikleri ruhu da aralarındaki enerjiyi de beğenmişti. Taecyeon bu duruma farklı bir açıdan memnun olsa da Iseul neredeyse iki gün boyunca titreyip ve bir ay sonraki asıl program için daha sıkı çalışmaya başlamıştı. Neşeyle gördüğü herkese sırıtıp şakalaşarak ve şarkı mırıldanarak bahar gibi geldiği şirkette stilistini arayıp sponsorların ona gönderdiği kıyafetleri almak için ilerlerken çalan telefon ile yerinde daire çizerek durduğunda ona kıkırdayan birkaç sekretere göz kırpıp "Mirae merhaba" dedi açtığı telefona.
"Bu ne neşe? İyi bir şey mi oldu?"
"Eh kötü bir şey olmadı diyelim. Nasılsın?"
Genç adam konuşurken hiç eksiltmediği gülüşüyle tam olarak girişin ortasında mesleğinin hakkını vererek dikiliyordu. Yemekten dönerken arabasında aldığı mesajı uzun süre anlamasa da sonraki gün mesajı atan kişi arayıp teklifini kabul edip etmediğini sorduğunda şaşkınlığını anlatacak kelime bulamıyordu.
"Bana ismimle hitap edip resmiyeti ortadan kaldırırsan senin casusun olabilirim. Iseul ne kadar vazgeçeceğini söylese de bana her şeyini anlatır. Gel gör ki ben sır tutan biri değilimdir"
Aldığı mesajın bir eşek şakası olduğunu düşünüp cevap verme gereği bile duymamıştı ama ertesi gün aynı numara arayıp "Ben Yoon Mirae teklifimi düşündün mü?" diye sormuştu. Taecyeon kızın gayri resmi konuşmasına şaşırsa da o doktordan böyle bir teklif geleceğini tahmin etmediği için "Afedersiniz ama ne olduğunu gerçekten anlamadım" demişti masum bir lise öğrencisi edası ile. Karşı taraftaki kız kıkırdayıp "Taraf değiştirmek sık yaptığım bir şey değil o yüzden açık olamadım değil mi? Peki şöyle anlatayım o zaman. Senin Iseul'den hoşlandığını fark edebiliyorum ve sana yardım etmeye karar verdim. Baştan söyleyeyim çöp çatanlık yapacağım kişileri kendim seçerim ve kriterlerim yüksektir ama sen hayran olduğum adam olduğun için biraz torpil kazandın. Iseul bu huyumdan hoşlanmasa da sen ilgimi çektin ve yardıma ihtiyacın var gibi görünüyor. Ben de sana yardım etmeye karar verdim tabi sen de kabul edersen" dediğinde Taecyeon yakalanmanın verdiği utançla yerin dibine mi girseydi yoksa bu cazip teklifle havai fişekler mi patlatsın karar veremiyordu. Tek yapabildiği "İyi ama neden ben?" diye sorabilmek olmuştu.
Ads by TakeTheCouponAd Options
"Oldukça yakışıklısın, ünlüsün ve Iseul'ün yanına yakışıyorsun. Ayrıca sana hayranım ve bu sayede yakışıklı mankenlerle ya da ünlülerle tanışabilirim. Sana destek olabilecek benden başka kimse de yok gibi görünüyor. Daha başka sebeplerde var ama en baskın olanlar bunlar"
"Hep böyle açık sözlü müsünüzdür?"
"Genelde. Ayrıca senin Iseul'den hoşlandığını görmemek için onun kadar kör olmak lazım. Eh ben de onun gören gözleriyim. Sana Iseul ile ilgili bilgiler sızdırabilir ve yardım edebilirim ne dersin?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Skandal
General FictionHer şey bir yanlış anlaşılmayla başladı... Biri gerçek olamayacak kadar mükkemel bir model diğeri tek gülüşüyle insanların dünyalarını aydınlatan bir iyilik meleği. Ne yaşayacaklarını bilmiyorlardı... Başlarına geleni de... Tek bir hatanın...