Bodyguard (M) -PART2

1K 53 34
                                    

İlk birkaç hafta oldukça rutin geçmişti. Jongin genel olarak partilere katılıyor. Ya çok fazla sarhoş oluyor ya da uyuşturucu aldığı için kafası güzel oluyordu. Her şekilde de onu eve sürükleme görevi koruması olarak Sehun'nun işiydi. 

Bazı zamanlarda kalabalık yatların birinin köşesinde onunla flört etmeye çalışan herkesi görmezden gelmeye çalışırken aynı zamanda Jongin'nin 100 metre çevresindeki herkesi izlemeye çalışmak gerçekten aldığı maaşa değer mi diye düşünüyordu. Çünkü bu partilerde Jongin gibi birinin 100 metre çevresinde çok fazla insan oluyordu. Ve Jongin'nin her kucağına düşen insanı takip etmek çocuk bakıcısı hissi vermeye başlamıştı.

Yine Jongin'nin onur konuğu olduğu partilerden birindeydiler. Jongin'nin çevresinde sıklıkla gördüğü insanlardan biri olmalıydı partinin sahibi. Bir keresinde esmerin ona Baek diye hitap ettiğini duymuştu sanki.

Bu seferki parti bir yatta veya açık alanda değildi. Limana yakın villalardan birindeydi. Arka taraftaki küçük bahçenin limana mükemmel bir manzarası vardı. Hava çoktan karardığı için uçsuz bucaksız bir siyah olarak görünen deniz her zamanki gibi çok güzeldi. Sehun için fark eden bir şey olduğundan değildi. Her şekilde izleyebileceği tek şey Jongin'di. Eğer esmerin saçından bir tel kopsa Sehun bunu canı ile öderdi. 

Büyük salondaki arka bahçeye açılan fransız tipi pencereler ağzına kadar açık olmasına rağmen elden ele dolaşan otun dumanı mekanı neredeyse tamamen nefes alınmaz bir hale getirmişti. Jongin partiye geldiklerinden beri ince kağıt rulosu eline ne zaman geçse kucağında o sırada kim oturuyorsa ona uzatmadan önce Sehun'a teklif ediyordu. Ve Sehun her seferinde çalışırken kafasının iyi olmasının ikisi içinde bela demek olduğunu söylese de elindekini Sehun'a doğru uzatmaktan vazgeçmiyordu. 

Jongin bir süre sonra oturmaktan sıkılmış olacak gibi bahçeye çıkma kararı almıştı. Kucağında oturan bedeni hiçte nazik olmayacak bir şekilde sanki birden biri ona bahçeye çıkmasını söylemiş gibi iterek ayaklandı. Sehun ilk başta esmeri bir şeyin alarma geçirdiğini düşünerek belindeki silahın demir kabzasını kavradı. 

Jongin iki-üç adım ilerideki masada duran kırmızı plastik kaplara doğru ilerledi. İçleri içki ile dolu olan bardaklardan birini havaya kaldırarak Sehun'a doğru uzattı. Normalde esmerin içtiklerinin tadına bakmak iş tanımı içinde yoktu. Özellikle akşam onları eve götürecek arabayı onun kullanacağını düşünürsek her 5 dakikada bir yeni bardağa geçen Jongin'nin içkilerini içmek yapılacak en mantıklı iş değildi. 

Ama Jongin onun patronuydu. Ve Sehun'nun töleransı zaten normalden oldukça yüksek olduğu için bir sıkıntı olacağını sanmıyordu.

Esmerin onu izlediğini bile bile gözlerini devirerek kırmızı bardağı elinden aldı. Votkanın acı tadı boğazını yakarak midesine inerken yüzünü buruşturmamak için bir çaba göstermedi. Çünkü ucuz kokteyl Jongin'i öldürmezdi ama Sehun'nun Jongin'e olan saygısını öldürürdü. Ve esmer olan kesinlikle Sehun'nun içki tercihine olan tepkisini bilmeliydi. 

Başka birisi aynı şekilde Jongin'e davranıyor olsa kesinlikle çoktan arka bahçede manzarası olan limana cesedini atıyor olurlardı. Bu yüzden zaten Jongin'i biraz bile tanıyan herkes Sehun ile etkileşimlerini sanki hayalet görmüş gibi izliyordu. Herkesin beklediğinin aksine Jongin küçük bir kıkırtı ile karşılık verince Sehun gözünün ucuyla yakaladığı garip bakışları anlamlandıramıyordu. Bilmiyordu ki Jongin normalde kendisine bakmasını istemediği biri bile ona baktığı zaman birinin gözlerine bal mumu dökerek bir daha hiçbir şeye bakamamasından emin olmuştu.

Jongin içkisi ile birlikte hafif serin havaya çıktığı zaman bahçede oluşmuş küçük çemberi meraklı gözlerle izledi. Sehun'nun hemen yanı başında olduğunu biliyordu. Yine de göz ucuyla yanı başını kontrol ettikten sonra gruba doğru ilerledi. Esmerin varlığını fark eden insanlar geçmesi için anında yolu açarak çemberin merkezini ortaya çıkardılar.

One Shot Book//SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin