6 | Bölüm

249 459 151
                                    

Multimedia ~ Bölüm Parçası: Kendimden Hallice - Hatlarımı Dansa Kaldırdım

Hemen başlayalım o halde..

*

Yine bir bilinmezliğin içine doğru istemsizce ve farkında olmadan çekildiğimi düşünüyordum. Cihangire karşı attığım adımın karşılığında beklemediğim yönlerden, bilmediğim tanımadığım adımlarda bana doğru geliyordu.

Bilmediğim bir numaran öyle mesajlar almıştım ki bunlara nasıl cevap vermem gerektiğini bile bilemiyorum. Ben anonim olmuşken, bir de benim anonimim çıkmıştı ortaya. 

Bazı anlarda kendimi öyle yorgun ve bitkin hissediyordum ki bunun bedenen değil ruhen olduğunun farkındaydım. Fakat nasıl toparlanacağımsa yine bilmediğim belki de bilmekten kaçtığım şeyler arasındaydı.

Yeni yıl nedeniyle bir gün tatildi okulumuz. Yılbaşı eğlencesinde çok fazla kalmamıştım. Saat biri biraz geçtiğinde çoktan evimdeydim. Kuzey'in çekip gittiği gibi sessizce ayrılmıştım mekandan.

Bugünse program saatime kadar yatağımda sadece öylece yatmak istiyordun. Diz üstü bilgisayarımdan açtığım diziyi, pek anlayarak izlediğimde söylenemezdi. Vakit geçirmek için yapacak dahi iyi bir şey bulamadığım için önemsizdi de.

Karnımın üzerinde duran bilgisayarın kenarındaki telefonumun ekranı parlayıp yeni bir mesaj bildirimi geldiğinde kaşlarımı çatmıştım. Kimdi acaba? Tatil gününde hem de. 

Yine bilmediğim anonim olabilir miydi ki?

0541xx: Alisa, ben Kuzey..(10.57)

Mesajının devamının geleceğini, yazıyor kelimesini gördüğümde numarasını kaydettim.

Kuzey: Bu tatil gününü çalışarak değerlendirmeliyim.

Kuzey: Bir yer söyle buluşalım ve ders anlat bana.

Yazdıklarını okuduğum da sinirli bir şekilde gülmeden edemedim. Bana resmen emir veriyordu. Kuzey'in sert biri olduğu dışarıdan bakıldığında bile anlaşılan su götürmez bir gerçekti. Ancak bana böyle konuşamazdı.

Siz: Bana emir verir gibi konuşma Kuzey.

Siz: Okulun iki sokak aşağısındaki Manolya kafeye gel. 

Siz: Tam bir saat sonra. 

Bana öyle konuşmamasını söylemiştim ama misilleme yapmaktan da geri durmamıştım. Diziyi durdurarak yatağımdan kalktım. Hızla üzerimdeki pijamalarımı çıkardım. Yüksek bel siyah eşofmanımı giyip üzerine de bol lacivert renk sweatlerimden birini kafamdan gerdim. Ortak dersimizin kitaplarını ve defterimi de çantama atıp şişme montumla postallarımı da giydiğimde tamamdım.

Evimin üniversiteme yakın olması nedeniyle on beş dakika bile sürmeyen yürüme mesafesini yavaş adımlarla yirmi dakikada tamamlamıştım. Ona bir saat sonra dememin nedeni ise hem derse kısa bir göz gezdirmek, hem de kafenin sahibi Beyza abla ile belki ufak bir sohbet etme isteğim nedeniyleydi. Gerçek anlamda sohbet edebildiğim beni dinleyen nadir kalbi güzel insandı.

Yalnız yaşıyordu, benim gibiydi yani. Kafenin hemen üzerindeydi evi ve yılın neredeyse hemen hemen her günü açık olurdu. Yazları bir ay hariç. Burada olduğum iki yıl boyunca yakın arkadaş gibi olmuştuk. Daha çok bir abla olmuştu bana. 

Kafesinin kendine has oldukça klasik ama insanın içini ısıtan bir havası vardı. Yılbaşı süsleriyle renklenmiş camlara bakarken kapıdan içeriye adım attığımda sessizlik karşıladı beni. Buraya genelde ders çalışmak için okuldan gençler gelirdi. Bugünün tatil ve yılbaşının bir gün sonrası olması nedeniyle şu an da boştu.

His Radio | Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin