HASAT "ŞAFAK VAKTİ"

Bölüm 14: Şişşt!Kimse farkında değil!

Ben geldimmmm❤️❤️
Hepinizi özledim. Aksattım buraları ama iş hayatı  bölümü bu ara çok yoğundu.

Neyse lafı uzatmadan 3 Ekim yani pazar günü saat akşam dokuz on arası Instagram hesabımda canlı yayın yapacağım. (bonitahikayeleri hesabımın adı)
Hepinizi beklerim.❤️❤️

Kendinizi sevin.
Görüşmek üzere 😘

*******************************************

29.10.21

"Haydi yavrum! Yumruklarını göz hizana göre ayarla. Kaldır kollarını kaldır!" diye bağıran adama ters ters bakındı Özge. Ferit sabahın altısında önce onunla sevişmiş hemen ardından da onu evin el alt katına indirmişti.

O bu kocaman evde spor salonu olduğunu biliyordu elbette. Ama şimdiye kadar inip de spor yapayım diye düşünmemişti. Zaten döndüğünden beridir neredeyse her günü fazla hareketli geçiyordu.

Ferit ona savunma ve saldırı sanatları üzerine çalışacaklarını söylediğinde başta şaka yaptığını düşünmüştü. Ama hayır. Adam fazlasıyla ciddiydi. Özge'nin iki yılda öğrendiği her şeyi geliştirmesi ve devamlı olarak buna devam etmesi gerektiğiyle ilgili uzun bir nutuk atmıştı. Şimdi de Hokutoryu dövüş sanatını üzerine ufak tefek çalışmaya başlamışlardı.

"Dirseklerini birbirine daha yakın tut. Göğüslerinin önünde koruyucu kalkan gibi düşün." dedi Ferit. Özge'de onun dediğini yaptı ve dirseklerini hem göğüslerine dayarcasına yakınlaştırdı hem de mesafeyi daralttı. Ferit hiçbir savunma pozisyonu almadan karşısında öylece dikiliyordu. Ve Özge her ne kadar önemsemiyormuş gibi yapsa da adamın üst bedeninin çıplaklığı, kasıklarını zar zor örten düşük belli şortu, onun dikkatini dağıtıyordu. Gözleri adamın karnını ve göğüslerini kaplayan kaslarında dolanmaya başlamıştı. Vicdansız herif diye içinden seslendiği Ferit, kendi bedenini sergilerken, ona tayt ve siyah, bisiklet yakalı bir bluz giydirmişti. Özge itiraz ettiğinde de "Her kıyafetle hareket etmeyi öğrenmelisin." diyerek konuyu kendince geçiştirmişti. Onun sesini çıkarmamasının da tek nedeni vardı. Elbette intikamını alacaktı. Mesela yarın ki derste iç çamaşırlarıyla çalışacaktı. Ne de olsa her kıyafetle dövüşmeyi öğrenmeliydi. Belki giyinirken falan saldırıya uğrayacaktı. Nereden bilebilirdi ki!

Gözleri usulca adamın adem elmasına tırmandı ve istemsizce yutkundu. Dikkatini toparlamak adını kafasını iki yana salladıktan sonra gözleri adamın yüzünü buldu. Ferit'in alay kokan gülümsemesini gördüğünde kaşlarını çatmadan edemedi. Ona nasıl dalga geçilirmiş sonra gösterecekti. Sırtında inceden oluşan ter tabakası bluzunu iyice bedenine yapıştırmıştı. İçinden çıkar kafasına at diye geçiriyordu ki Ferit'in sesini işitti.

-Yumruk atmayı zaten biliyorsun. Şimdi bana olabildiğince sert şekilde vur! Ama bileğini korumayı ihmal etme!

Özge derin bir nefes aldı ve havayla ciğerlerini şişirdi. Sağ eli daha güçlü olduğundan onu kullanmayı düşündü ama Ferit'inde bunu tahmin edeceğini biliyordu. Nefesi boğazındayken sol yumruğunu adamın omzuna doğru savurdu. Aslında kaburgalarını hedef almalıydı ama Ferit'e öyle can açıtı vurmak istememişti.

Tabi yumruğu adamın omzuna bile değemedi ve boşluğa savruldu. Tam elini kendine doğru çekecekti ki Ferit onun yumruğunu avucuyla yakaladı. "Bileğini koru dedim." diyen adam Özge'nin bileğini geriye kolunun üzerine doğru itti. Kadının yumruğu hissettiği acıyla biranda açıldı.

Ferit onun açılan avcunu kendi eli arasına sıkıştırdı. Özge daha bileğinin acısına katlanamadan Ferit bir eliyle onun sol omzuna bastırdı ve bir an da kolunu ters çevirdi. Kadının bedeni önce öne doğru eğildi hemen ardından bedenide kolu gibi sırtını adama verecek şekilde dönüverdi. Bu dönüşleri Özge bilinçli yapmamıştı. Çünkü kol hangi yöne dönerse beden de otomatik olarak kendini o yöne çevirirdi. Kolundan ense köküne kadar yayılan şiddetli acıyla Özge bağırdı. Attığı çığlık salonda yankılandı ve anında Ferit onun kolunu serbest bıraktı.