Bölüm 18: Oyun

311 100 17
                                    

"Hayal kırıklığına uğradım. Beş para etmeyen, şeref yoksunu insanların partisi deyince gizli geçitler, yer altında, sigara dumanının havada uçuştuğu, hırsız heriflerin hak hukuk ayağına nasıl milleti dolandırdığını anlattığı bir yer beklemiştim." dudaklarını şampanya bardağının arkasına saklayarak Ferit'e doğru konuştu. 

Ferit elini Özge'nin bel boşluğuna yerleştirdi ve onu hafifçe iterek balo salonunun sağ kanadında kalan balkona doğru yönlendirdi. "Centilmen erkekler ve naif kadınlardan oluşan bir topluluk gibi değil mi? Üstelik insanların gıptayla baktıkları iş insanları, milletvekilleri, savcılar, profesörler yani ne ararsan var." diye cevap verdi Ferit ona. İkisi de seslerini olabildiğince kısık seviyede tutuyorlardı. Keza bunca zamandır her toplantıya veya etkinliğe tek başına katılan Ferit'in bu defa yanında bir kadınla gelmesi fazlasıyla dikkat toplamıştı.  

Yaklaşık bir saattir buradalardı ve Ferit şimdiden kaçıp gitmek için an kolluyordu. Yanında Özge'nin varlığı onu geriyordu çünkü mekana girdikleri andan beri neredeyse herkes sürekli kadını izlemiş ve ona yaklaşabilmek için fırsat kollamışlardı. Gerçi Ferit, Özge'yi biran olsun yalnız bırakmadığı için şuana kadar tüm tehlikeyi bertaraf ettiğini düşünüyordu. Maskeli yüzlerin altından bakan yüzlerce göz, dedi içinden Ferit. Sinci, çıkarcı, benlikleri gibi lekeli suratlar...

Önlerine çıkan bedenle ikisi de duraksamak zorunda kaldı. Beyaz, ışıltılı bir elbisenin içinde oldukça zarif gözüken bir kadın karşılarına dikildiğinde Özge maskenin altında kaşlarını kaldırdı. Kadın kırmızıya boyadığı dudaklarını iki yana hafifçe kıvırdı. Elini Ferit'e doğru uzatırken Özge'yi yok saydı.     

-Ferit Bey, merhaba. 

"Merhaba." diye karşılık veren Ferit kadının elini kavradı ve hafifçe sıktı. Karşısındaki kadının bunu beklemediği dudaklarını büzmesinden belli oluyordu. Özge kadının beklentisinin Ferit'in kibar bir erkek olarak onun elini öpmesi olduğuna emindi. Keza Ferit'in tanıştırdığı adamlardan bazıları bunu yapmıştı. Gerçi Ferit'in bundan ne kadar rahatsız olduğu sinirden sıktığı dişlerinden belli oluyordu. 

"Nasılsınız? Görüşemeyeli uzun zaman oldu. Davetler de olmasa yüzünüzü hiç göremeyeceğiz" dedi kadın. 

Ferit cevap veremeden beyaz elbiseli kadının yakınına smokinli, uzun boylu bir adam yaklaştı. Adamın maskesi birçok kişininkinin gibi yarım değildi. Yüzünün tamamını kapatan, sadece göz boşluğu olan beyaz bir maske takmıştı. 

Elinde taşıdığı iki bardaktan birini "Canım." diyerek seslendiği beyaz elbiseli kadına uzattı. Kadın adama "Teşekkürler." dedikten sonra genişçe gülümsedi.  Adam sağ elini Özge'ye doğru uzattı. "Merhaba hanımefendi. Ben Doğuş." diye kendini tanıttı. 

Özge adama kibarca gülümseyip o da kendini tanıttı. Hemen ardından da adam kendini Ferit'e tanıttı. Ayaküstü birkaç kelimeden oluşan sohbet başladığı hızla bitti. Ferit Özge'yle birlikte balkona çıkabildiklerinde derin bir nefes çekip başını hafifçe geriye doğru eğdi.  Balkona adım attıkları an alanın düşündükleri kadar sessiz olamadığını görmüş ve sinirle "Bu soğukta burada ne işleri var!" diye söylenmişti. 

Smokinin ceketini omuzlarından sıyırdı ve Özge'nin omuzlarına yerleştirdi. "Nasıl? Mutlu musun Özge Hanım?" diye imalı bir sesle soran Ferit'e kocaman gülümsedi Özge.

-Elbette memnunum. İçerideki her insan müsveddesi senin bu hayatta yalnız olmadığını ve benim gibi mükemmel bir sevgiliye sahip olduğunu öğrendi. Nasıl mutlu olmam?

-Gün geçtikçe arsızlaştığını söylemiş miydim?

"Eee seninle yaşamının da bir bedeli var sevgilim." diyen kadınla gür bir kahkaha attı Ferit. Özge'nin hazır cevap haliyle asla baş edemeyeceğini biliyordu. Ve bundan çok keyif aldığı da bir gerçekti. 

HASAT "ŞAFAK VAKTİ"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin