3.10

106 10 0
                                    


jm: Sevgiden mahrum yaşadık biz. Ve bunun suçlusu ikimiz de değiliz.

- Hissettiğimiz aşka insanların içinde dokunmaya korkarak yaşadık.

- Hala da öyleyiz.

- Benimle son kez konuşmaya gelirken insanları beraber maç izleyeceğiz diyerek kandırmıştık. O an ne kadar acınacak halde hissettiğimi anlatamam.

- Arkadaşını dövdüğüm için bana demediğini bırakmadın Jeno ve haklıydın. Gerçekten özür dilerim.

- Belki de sana gelmeliydim ya da söyledikleri her şeyi içime atıp yok etmeliydim, yokmuş gibi davranmalıydım.

- Arkadaşlarının hepsi senin gerçek kişiliğine nefret besleyebilecek insanlardı.

- Ve bunu hep benim yanımda gösterdiler.

- Senin beni sevebileceğini düşünmedikleri için üzerimde kurdukları gizli baskıyı bir tek ben anlayabildim, fark edebildim.

- Ama biliyor musun o çocuğun yüzünde patlattığım her yumruk zaferim gibiydi. Sana ve bana yapılan gizli ayıbın zaferiydi benim için. Yine de seni üzmemeliydi. Sen üzüldüğün ve bana başka baktığın zaman her şey bitti içimde.

- O bakışını asla unutmuyorum.

- Benden vazgeçişini bakışlarında görmek...

- Yine sessizdim. Sadece yüzün avuçlarımdaydı. İyi hissetmek, yanımda seni görmek istiyordum. Ama ittirdin beni.

- O anın siniriyle mi yoksa kimsenin görmemesi için mi yaptın bilemiyorum ama sinir olmasını temenni edebiliyorum sadece.

- Çünkü kimsenin görmesini istememene dayanamam Jeno.

- Ne olursa olsun bu yola kadar çok zorluklar atlattık.

- Deli gibi kavga ettik ama yine aynı sırda, aynı gizli aşkta buluştu ellerimiz.

- Bu bizim, bize ait olan tek gerçeğimizdi.

- Onu daima saklamak istiyor muydun Jeno?

- Bunun bize iyi geleceğini mi düşünüyordun? Yoksa...

jeno: Evet...

- Saklamak istedim.

- Daima saklamak istiyordum. Ama iyi gelip gelmeyeceğine dair bir fikrim yoktu. Sadece güvenli alanımızdan çıkmak istemedim.

jm: Bizim güvenli alanımız yoktu ki.

- Sürekli saklambaç oynuyor gibiydik.

- Lisede buluşmak için ders zamanı aynı anda tuvalete giderdik.

- Sen basketbol oynadığın zamanlarda antremanına gelir sana top atarak yardım etmeye çalışırdım. Topta birleşen ellerimizi birkaç saniye daha uzun tutar parmaklarıma dokunurdun.

- Heyecandan deli gibi atardı kalbim ama bunların hiçbiri güvenli alan değildi.

- Eskiden odamıza kapanırdık. Şimdi yetişkin olduk ve insanlara bahane uydurmaya devam ediyoruz.

- Onların yetişkin olması gereken yer burası değil miydi? Biz niye hala çocuğuz?

jeno: Başka şansımız mı vardı Jaemin?

- Aklına gelip de yapabildiğin bir şey oldu mu hiç?

- Cesaret edebildin mi buna? Ben de edemedim.

- İnsanlar değişir.

- Ama bizim aramızdaki sorun gerçekten bu mu?

- İnsanlara suçu yöneltmeden önce bunu bir düşündün mü?

jm: İnsanlara suçu yöneltmiyorum. Bunun bize bariz zarar verdiği bir gerçek çünkü.

- Neden o olayı çıkarttım ister istemez? Hepsi onlar yüzündendi.

jeno: Tamam Jaemin, biliyorum.

jm: Bilmiyorsun.

jeno: Hayır Jaemin.

- Onların öyle insanlar olduğunu biliyorum.

jm: Ne?

jeno: Yıllardır arkadaşım olan insanlar Jaemin. Nasıl bilmiyor olabilirim?

jm: Ve buna rağmen hiçbir sorunun yok öyle mi?

- Hala arkadaşların...

- Onlarla bunun dalgasını da geçiyorsundur. Maksat ortamım bozulmasın...

jeno: Jaemin...

jm: Ne Jeno??

- Ne var?

- Hayır ben onlara karşı çıkıyorum de bana.

- Bir cümle kurmalarına bile izin vermedim de.

- Ama diyemezsin.

- Bana insanlara suçu yöneltme dedin ya.

- Haklısın.

- Suçlu sensin.

- Suçlu olan, her şeye rağmen sesini çıkarmayan Jeno.

- Beni yalnız bırakan Jeno.

- Ve her şeyin suçunu üzerime yükleyip beni çaresizce tek başına bırakan Jeno.

-jm çevrimdışı-

us | nomin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin