Lise yılları... (Jaemin'in bakış açısından)
'Zil çaldı Jeno.'
'Bu hafta hiç görüşemedik. Sadece ben mi özledim?'
Gülümseyerek yavru köpek gibi duran yüzüne baktım.
'Özlemez olur muyum...'
Onsuz olduğum her an günlerim sadece boşluktan ibaretti. Bomboş. Hiçbir şey yapamıyor, hiçbir şeye odaklanamıyordum.
Önümde kalıp şeklinde duran Jeno'nun aşağıda duran ellerine yeltendim. Bir süre etrafa baktım. Çok fazla kişi yoktu. Üst sınıflar da buralara gelmezdi. Bunun cesaretiyle ellerine dokundum yavaş yavaş. Bir hafta nasıl da bir sene, bir ömür gibi gelmişti anlatamam. Jeno bile normalde dışarda izin vermediği dokunuşlarıma göz yumuyordu. Sadece gözlerimin içine bakıyordu.
'İstersen okuldan sonra bana gel. Beraber geliriz okula.'
'Annen evde değil mi?'
'Bilmiyor sanki Jeno.'
'Olsun yine de...'
'Annem büyükanneme gitti. Biraz rahatsızmış sanırım.'
Jeno kafasını salladı.
'Ayrıca...'
Ellerimize bakan yüzü bana döndü.
'Şimdi derse girelim. 20 dakika sonra midemizi bozduk bahanesiyle dışarı çıkarız. Buradaki tuvalete değil de koridorun sonundakine gidelim. Tamam mı?'
Jeno kafasını onaylar şekilde salladı. Ben de ellerini sonradan tutmak üzere bıraktım.
Ders boyu aklımın onda olacağını biliyordum. Özlediğim her şeyi, kavuşmaya yakın zamanda daha çok açığa çıkıyordu beynimde. Ona rahat rahat dokunamamak, sarılamamak, kokusunu içime çekememek o kadar zordu ki... Bazen insanlar bizim çok yakın olduğumuzu söylediklerinde birkaç gün takılmayı bırakıyorduk. Zaten sevdiğim adama dokunamıyorken bir de göremiyor olmak deli ediyordu beni. Birkaç gün sonra hiçbir şey olmamış gibi okulda takılmaya başlıyorduk. Uzun aralar verdiğimiz zamanlardan sonra ise buluştuğumuz ilk an her zaman çok duygusal oluyordu. Aramızdaki ilişki, dramasını bir gün bile yitirmiyordu.
Saate baktım. 20 dakika çoktan geçmişti. Elimi kaldırarak hocadan izin istedim. Bunu sık olmasa da ayda bir mutlaka yapardık. Sınıftaki herkes artık benim kronik mide rahatsızlığım olduğunu düşünüyordu.
Farklı sınıflarda olmamızın en önemli rahatlığı aynı yalanları söyleyebiliyor olmamızdı. Sessizce sınıftan çıkıp koridorun sonuna doğru ilerledim. Beynim bana sanki hiç tatmadığım güzel bir duyguyu tadacakmışım gibi heyecan veriyordu. Heyecanlandıkça adımlarım hızlandı ve bir anda kendimi ağır ağır koşarken buldum. Küçük bir kız çocuğu gibi seke seke gitmek geliyordu içimden. Gülümseyerek tuvaletin kapısını açtığımda karşımda bir grup üst sınıfın olduğunu gördüm. Başımı hemen eğerek elimi yıkıyormuş gibi yaptım. Jeno neredeydi acaba? Üst sınıfları görünce girmekten vazgeçip gitmiş miydi?
Elimi yıkadıktan sonra saçımı düzeltmeye başladım. Bu sırada üst sınıflar da yavaş yavaş tuvaletten çıkıyorlardı. Son çocuk da çıkıp kapı kapandığı an etrafıma baktım. İsmini söylemek yine de tedirginlik veriyordu. Bir süre daha beklemek mantıklı olur diye düşünürken kapalı tuvalet kapısının arkasından kaybolmuş gözleriyle gülerek bana bakıyordu.
'Beni göremeyince korktun dimi itiraf et.'
Korkmaktan çok ona olan özlemim doruk noktasına ulaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
us | nomin
Fanfiction-selam. -mesajlarımın sana ulaşamayacağını biliyorum -ama umarım yazdıklarım kalbine ulaşabilecek bir yol bulur. (Fic'in ismi us=biz olarak değiştirilmiştir.) #1 nana -texting- -story- başlangıç: 17.09.2021 bitiş: 21.11.2021