Jeno'nun bakış açısından
Odamdaydık. Her şeyin son bulduğunu düşünerek kalktığım yatakta gerçekten bir şeyler son buluyor gibiydi. Göğsüne yaslanmıştım. Saçlarımı okşuyordu. Hiç kimse bu kadar güzel dokunamazdı. Hiç kimse dokunuşlarıyla bu kadar acı çektiremezdi. Canım çok yanıyordu ve sesimi çıkartamıyordum.
'İkimizin de hayatları farklı yollara gitti. Beni sevdiğini biliyor olsam da seninle beraber yürüyemedim Jeno. Ya da sevgimin o yollarda sana eşlik etmesini sağlayamadım. Seni uzaktan seyretmek çoğu kez güzeldi. Ama gidişini uzaktan seyretmek yaşadığım en büyük ızdıraplardan biriydi. Her gülüşün, her iyi geceler öpücüğün, her el sallayışın veda gibi gelmeye başlamıştı. Sana da dile getiremedim bunları. Kendime bile itiraf edemedim. Ama şuan yanındayım ve bir vedaya hiç bu kadar hazır olmamıştım.'
Ona döndüm. Gözlerine baktım. Kendinden çok emin gibiydi. Bu kesinlik korkuttu beni. Gözlerinde her zaman görmek için can attığım kendinden emin tavrı beni şuan mahvediyordu. Ellerimle yüzünü tuttum nazikçe.
'Nasıl hazır olabilirsin Jaemin? Nasıl yapabiliyorsun bunu? Tereddüt etmiyor musun? Bir gün gelirim bir gün özlerim diye düşünmüyor musun?'
Gülümsedi. Kafasını elime doğru yasladı. Gözlerinde gördüğüm huzur bile geri dönmeme yeter gibiydi.
'Her gün özlerim Jeno. Her gün gelmek isterim... Ama biliyor musun? Şuan bile özlüyorum seni.'
Gözlerim kamaşıyordu. Muhtemelen gözlerim dolmaya ve tatlı tatlı yaşlanmaya başlayacaklardı.
'Şuan ellerimi tutsan ya da öpmeye başlasan beni. Yanaklarımı, dudaklarımı, boynumu, bacaklarımı öpmeye başlasan ve beni içindeki hislerle mutluluğa boğsan dahi seni özleyecek gibi hissediyorum Jeno. Sana ulaşamıyor gibi hissediyorum sevgilim. Şuan bile sana ulaşmak istiyorum. En içindeyken bile sana yakın hissedemiyorum ve bu beni delirtiyor.'
Dediklerini anlamanın ve hak vermenin yaşattığı iğrenç hislerle döküldü gözyaşlarım. Arkadaşımı gözlerimin önünde dövdüğü anı hatırladım. Jaemin'e ne ellerim gitmişti ne de zihnimle yaklaşabiliyordum. Bambaşka, hiç tanımadığım biri gibiydi.
Alnımı alnına uzattım. Elini elime kenetledim. Yaşlı gözlerini izlemeye başladım.
'Nasıl yapabiliriz böyle bir şeyi?'
'İlk sen bana bunu yönelttiğinde, reddetme tarafındaydım Jeno. Sana okumayacağını düşündüğüm mesajlar attım. Sadece dön istedim. Sana kavuşmaktan başka istediğim bir şey yoktu. Ama buraya geldiğinde, her şeyi anladım. Gözleri dolu bir şekilde odanın kapısının önünde çaresizce oturduğunda anladım. Verandada otururken gözlerime baktığında anladım. Yorulmuştun sevgilim. Ve her şeyden çok ben yormuştum seni. Sevgimle yordum. Beni sevdiğin için yoruldun.'
'Ben de yordum seni. Özellikle son zamanlarda... En çok ben yaptım o hatayı.'
Yanağından öptüm. İçten içe özür gibiydi hareketlerim. Sıcaklığını hissetmek istiyordum her dakika.
'Doğru olduğunu düşünerek yaptın o hataları Jeno. Aslında hata bile değildi. Artık sana yaptıkların ve söylediklerin için kırılmıyorum.'
Gözyaşlarını sildim. O da benim gözyaşlarımı sildi. Ayağa kalktım. Artık hiçbir şey umrumda değildi. Ellerinden tuttum ve ayağa kaldırdım.
'Yürüyelim biraz.'
Elinden tutarak çıktım dışarı ve asla bırakmadım. Görebilecek insanlara, söylenecek sözlere rağmen sıkı sıkı tuttum ellerini. Bunu her şeyden önce yapsaydım belki de hiçbir şey bu noktaya gelmeyecekti. Jaemin de sıkı sıkı tuttu elimi. İnsanlar yanımızdan geçiyordu. Fısıldamalar duyuyordum. Duydukça Jaemin daha da sıkı tutuyordu elimi. Birlikte okula doğru yürüdük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
us | nomin
Fanfiction-selam. -mesajlarımın sana ulaşamayacağını biliyorum -ama umarım yazdıklarım kalbine ulaşabilecek bir yol bulur. (Fic'in ismi us=biz olarak değiştirilmiştir.) #1 nana -texting- -story- başlangıç: 17.09.2021 bitiş: 21.11.2021