Jeno'nun bakış açısından
Sabah 6 suları
Sakince açtım gözlerimi yeni sabaha. Her şeyin o geceden daha güzel olacağını, daha iyi hissettireceğini, her şeyin tamamen düzeleceğini düşünerek uyumuştum. Ama o şekilde uyanamadım.
Yattığı yer buz gibiydi. Gideli kaç saat olmuştu kim bilir. Yanımdan sıyrılıp giderken beni hiç düşünmüş müydü peki? Gözlerimi açıp da onu görmediğimde içimin acıyla dolacağını biliyor muydu? Acıdan çok sinirli gibi hissediyordum. Kollarım, bacaklarım, başımın çevresi bile sızlıyordu. Gözlerim doluyordu. Beni tamamen bırakmış olamazdı. Çarşıya gidip gelecektir belki de. Sahile yürüyüşe çıkmak istemiştir diye düşünerek kendimi avutuyordum. Ama hayır. Bu sessiz bir veda gibiydi.
Kapıyı bile kapatmadan evden dışarı fırladım. Hızlı adımlarla yürürken bir anda kendimi Jaemin'in evine koşar halde buldum. İçimdeki 'Hayır hayır gitmedin, gidemezsin.' feryatları dışarıya taşıyordu. İçimde tutamıyordum. Yanımdan geçip giden insanlar sadece beni tanıdığı için tepki veriyordu. Ne olduğunu merak edecekler, tanıdıklarla ayak üstü hakkımda sohbet edip evlerine gideceklerdi. Bense içimde hayatımın aşkını kaybetme korkusuyla ordan oraya savruluyordum. Oysa ki ilk zamanlar ben itmiştim. Onsuz bir hayata başlar ve ilerlerim gibi gelmişti. Kendimi buna ikna etmiştim. Hiçbir eşyasına dokunmamış, hiçbir kıyafetini bırakmamıştım evimde. Gözleri gözlerime değdiği ilk an belki de bu yüzden gardını ilk düşüren ben olmuştum. Aptaldım. Çok aptaldım. Beyinsizin önde gideniydim.
Jaemin'in evine geldiğimde bahçeden kapıya doğru giderken feryat edercesine bağırdım adını. Dışarı çıksın ve bana sarılarak endişelerimi yok etsin istedim. Verandanın önüne gelip defalarca kapıya tıkladım. Bir süre sonra dayanamayıp eve girdim. Kimse yoktu ve burası da bizim ev gibi tamamen aynı duruyordu. Yemek masasının üstünde açık bir defter dikkatimi çekti. Biraz yaklaşıp kapağını kaldırdım. Jaemin'in lisede tuttuğu günlüğüydü. Belki de aramızda özel hayata duyduğumuz saygıyı en çok belirginleştiren şeydi o günlük. Okumamı istemediğini bir kere söylemişti ve o andan sonra göz ucuyla bile bakmamıştım o deftere. Çünkü bana güvendiğini biliyordum. Onu haksız çıkarmak, onu güvensizliğimle üzmek yapmak istediğim son şey olmuştu bir anda.
Masaya eğilip günlüğü aldım. Her sayfasında adımı görüyordum. Bazen çok uzun yazılar... Bazen çok kısa yazılar...
19 Eylül 2011
Lisenin ilk günü... Bisikletim bozulduğu için Jeno beni arkasına aldı ve beraber gittik. Bilmeden okula çok erken geldiğimiz için okulun yakınlarındaki bir parkta ayaküstü bir şeyler yedik. Okulun ilk gününden midir bilmiyorum ama Jeno çok yakışıklı duruyordu. Aynı sınıfta olmadığımız için kendimi şanslı hissediyorum. Yoksa derslere odaklanmakta zorlanabilirdim......
8 Kasım 2012
Bugün Jeno ile ufak bir tartışma yaşadığımız için zil çalar çalmaz Jeno hemen evine gitti. Onu hiç bu kadar özleyeceğimi tahmin etmezdim......
20 Kasım 2012
Jeno hala benimle konuşmuyor. Artık ne hakkında tartıştığımızı bile unuttuğumu düşünüyorum. Tek bildiğim bu dünyada annemden sonra en çok sevdiğim kişiyi, dostumu, sevgilimi geri istiyorum.......
25 Aralık 2013
Jeno ile bugün Noel'i beraber kutladık. Çok edebi yazabilecek biri değilim ne yazık ki bu yüzden bu geceyi yeteri kadar iyi tarif edemeyecekmişim gibi hissediyorum........
Onu çok seviyorum. Hayatımda başıma gelen en güzel şey......
8 Nisan 2015
Küçükken Jeno'ya duyduğum aşkı fark ettiğim ilk an günlerce bir erkeğe böyle hisler beslememin doğru olup olmadığını kimselere sormadan düşündüm. Araştırmadım, sormadım ve sadece özgürce düşünmek istedim. Jeno'ya baktım. Onu izledim saatlerce. Kalbimin hızlı hızlı atışını hissettikçe mutlu oldum. Kokusunun huzuruyla uyudum ve o an aşkın ne olduğunu anladım. Sonsuza dek ona aşık olacaktım ve bundan bir gram pişmanlık duymuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
us | nomin
Fanfiction-selam. -mesajlarımın sana ulaşamayacağını biliyorum -ama umarım yazdıklarım kalbine ulaşabilecek bir yol bulur. (Fic'in ismi us=biz olarak değiştirilmiştir.) #1 nana -texting- -story- başlangıç: 17.09.2021 bitiş: 21.11.2021