Ay karanlık gözlerinin beyazina aksam güneşinin nuksettigi yakamozlarla uzaklara dalıp;tükenen ömrünün en acımasız anlarına yeniden yeniden dogup acıların tadına yeniden varmak istercesine çaresizlikten sessiz çığlıklar atıp kurtarıcı bekler gibi veyahut bir aksam ömrüne batan güneşin kendini terketmeni istercesine yatağınin soguklugunda acimasizca seni öldürmesine izin verip; daldigin karabasanli uykunda dilini çözecek bir şey bekleyerek ömrüne doğacak güneşi bekler gibi arafta olmak...
Arafta olmak eline oyuncak verdiğin çocuğun dünyasından hayali çıkarmayı istemek gibi...
Belki de sana hissedilen tarifsizce masalsı askin bir hoscakala sığdırılması gibi araf...
Dünyanin bütün renklerini ayni anda yaşayıp siyah rengini elde ettiğin ve o siyahta kendini kaybedecek kadar vefasizlar tanimak veyahut dünyanın kirlilikleriyle bataklığa girip kendine yaptığın merhametsizlikleri yaradandan zannedip dua etmekten aciz kalmaktir araf...
Yalnizligi isteyip yalnizlikta bogulmak ,kendini bile kendine ait hissetmemektir araf...
Herkesin arafta yasama nedeni farklidir belki ama arafin tadı aynidir;
tarifsizlikler içinde kifayetsiz kalmaktır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİTSEM AYRILIK OLUR;KALSAM ÇÖL..
PoetrySon veda bu, Son bir kez kokumu al yüreğine, Sakla en güzel yerinde, Son bir kez bak gözlerime, Siyahına karış, kaybol en derininde, Son bir kez hisset nefesimi, Gece yine saat on iki, Dolunayı seyret, terket beni, Göm geçmişine soğuk bedenimi, Son...