GEL

78 2 0
                                    

Ey yüreğine ömrümu serdigim yarim

Hasretinden ömrünün kışında gozlerim

Yolundaki iki kömür karası gözler benim...

Vuslati ne zaman kalplerimizin?

Sensiz bir saniye bile gurbetteyim

sanki içimdeki yangını göstermek için çalı çırpı topluyor halim

çektiğim her sancıda sen ve sana olan kurbetim

Geçmek bilmiyor sayılı günlerim

Ah ah! Bu kan kırmızısı uzaklıkta sensizim

Teselli etmiyor artık elimdeki cansız resmin yigidim

Resminin her karesini ezberledim;

Gözlerimi kapadım ve seni özlemledim

Artık ellerim değil seni çizen;seninle yaşayan ve her odacığında sen olan yüreğim

Seni bekledim;bekliyorum ve bekleyeceğim...

Her saniye bekleyişler içinde sabırla büyüyeceğim...

Belki de bekleyişler içinde tükeneceğim...

Kurduğumuz hayallere dalip senin gönlünde yeşerdim

Madem içimde bu kadar sen varsın; sen söyle neden sensizim?

Sen anlat; boğazıma kadar aşkınla taşmışken

Aynadaki yüzümde ne zaman seninle görüneceğim?

Mecnun mu olmak gerek; aşk destanını yazmak mı yeniden

Yoksa zamanla cebelleşen nefer mi olmak kendiliğinden

Yüreğimdeki sana soruyorum; ne zaman elimde olacak elleri

Kara gözlerim ne zaman ak günleri görecek ey ay cemallim!

Dur burda sana değil bu sitem!

Zamana,yolllara,sisteme! İkimizi ayıran herşeye muhalefetim!

Birbirimizden başka herşeyi gören gözlere serzenişim!

Gel gel artık serzenişlerime deva ol gel...

Kamerin bizi aşık ettirdiği o Kasım gecesinin hürmetine gel...

Gel ki sensizlikten hırçınlaşmış yüreğim dinginlik bulsun...

Gel ki kamer sevgililerle buluşsun...

Gel ki bu şehir gerçek aşkın kucağında yeniden hayat bulsun...

Diyeceksin ki kalplerde olan aşklar yetmez mi ?

Mesafeleri boşverelim aşkımızın büyüklüğü kameri sevindirmez mi?

Ey Şems yüzlü yarim; sevdan hala ilk gün ki gibi kördüğüm

Bil ki cansız resmine bile feda olur bu ömrüm!

Lakin aşkınla dolup taştı yüreğim;

Gel ki yükünü hafiflet; tükensin sendelemelerim...

GİTSEM AYRILIK OLUR;KALSAM ÇÖL..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin