Köyün misafirinden çok köy sakinlerinden biri haline gelen Gülhazan , ilk olarak tayin olan Pınar öğretmen ile tanışmış,3-B sınıfı ile ilgili görüşmüş,emanet olan öğrencilerini asıl öğretmenlerine emanet etmişti.
Bu köye ait son zamanlarındaki bu nahif tanışma onu mutlu etmiş ,çokça sevindirmişti .Kim bilir belki de buralardan ayrılsa da yeni tanıştığı meslektaşı ile görüşmeye devam da edebilirdi.Her şey nasipti nihayetinde.
Okuldaki öğretmenlerle , idare ve diğer görevliler ile vedalaşıp helalleşmişti .Okulun kapısına doğru Pınar öğretmenleri ile kendisini uğurlayan ilk göz ağrılarına gözü yaşlı da olsa yüreğinden kopan kocaman bir gülümseme ile bakmıştı.Görebildiği kadar her birine el sallamıştı.
Gerçi onlarla , aileleriyle birebir vedalaşmıştı ama o parça parça olduğu için belki de bu kadar ağır gelmemişti.Şimdi hepsine bir anda veda ediyor olmak yüreğinde her vakit ikamet eden hüzün mevsimine geçiş yapmasına sebep olmuştu.
-"Hakkınızı helal edin çocuklar.
-Helal olsun Gülhazan öğretmenim.Emekleriniz için çok teşekkür ederiz.
-Asıl ben teşekkür ederim her birinize .Sizlerle birlikte olabilmek benim için en büyük mutluluktu.Hayırlı ve başarı ömürler dilerim.Önce Allah'a sonra Pınar öğretmeninize emanetsiniz .
-Teşekkür ederiz öğretmenim siz de Allah'a emanet olun."
Bu cümleler bilindik olsa da ne kadar ağır gelmişti konuşması.
Hele hele hep bir ağızdan konuşmaları, candan yürekten duyulan çocukların sesleri ne de çok kıymetliydi . Şükürler olsundu Rabbimize.
Bu kadar duygusal olmak iyi bir şey miydi?Bu konuda hala tam anlamıyla emin sayılmazdı Gülhazan .Hele hele hayatındaki bazı dönemlerde yaşadığı olaylar üzerine bu soruyu kendisine sık sık sorduğu olurdu .
Kendini çokça yorumladığı kadarıyla duygusal insan ya da duyguları ile hemhâl olan insanlar için zorluklar ile karşılaşmak çok normaldi.
En ufak bir şeyden mutlu olmak çok güzel olabilir ama en ufak bir şey için duygulanmak ,hatta hatta ağlamak her zaman iyi olmuyordu.
Duygularımızın dahi ölçülü olması insanoğlu için en iyisiydi.Aşırı olması da az olması da en çok insanı ve haliyle o insanın çevresindekileri etkiliyordu.
Bir insan her ne kadar yalnız kalmayı istese,insan içinde bulunmaktan hoşlanmasa da bir şekilde insanlar ile muhatap olmak zorunda kalabiliyordu .
Az olsun ,öz olsun düsturunda dahi olsa insanlar ile konuşmak gerekebiliyordu .Halini anlatacak,derdini paylaşacak bir insan aranıyordu.
İnsan insana bir yerde muhtaçtı.Bu muhtaçlık duygularımız ile bütünleştiği vakit o insana karşı oluşan hâl ve hareketlerimiz ortaya çıkıyordu.
Duyguları ile hemhâl olan hâl ve hareketleri ile ruhundaki hüzün dışarıya yansıyan bir Gülhazan değildi.
🎶💚🎶💚🎶💚🎶💚🎶💚🎶
Ekin Uzunlar & İrem Güral
Yok Elvedası
Bana seni sordular
Bir cevap veremedum
Herkesi unuttum da
Seni unutamadımYaşanır mi bilemem
Bundan sonrası
Hala ilk gün ki gibi
Yarun sevdasıSorsan seni yordular
Ondan hep böyle sustun
Biliyorken diline
Prangaları vurdunYaşanır mı bilemem
Bundan sonrası
Hala ilk günki gibi
Yarun sevdasıSöz&Müzik: Beytullah Kılıç
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakinliğim "Hatm-i Çiçeğim" Tamamlandı
EspiritualHer insanın kendine özgü bir hikâyesi vardır . Acı da sevinç de insan içindir. Ömürlerinde samimi gülüşler de vardır derin hüzünler de .Ve şimdi tebessümünde hem hüznü hem mutluluğu saklayan Gülhazan ve Eyüp Vefa'nın hikayesi başlıyor. Farklı geçmiş...