Kahvaltı sofrası toparlanıp kaldırılmış, yiyecekler buzdolabına yerleştirilmiş ve kahvaltıdan çıkan bulaşıklar yıkanmıştı.Sonra her ikisi de odalarına geçmişlerdi.
Aynı evi paylaşan,birbirini torun -nene güzelliğinde seven iki hanım da hazırlanıp iki katlı (köyde "haney" diye tabir edilen ev) evin kapısını kilitleyip köy merkezindeki sağlık ocağına doğru yola koyulmuştu.
Sabahın erken saatleri olunca yolda yürüyenler, evlerinin önünde olanlar,işine gücüne gitmek için yolunu tarlalarına, dükkanlarına doğru çevirenler derken ayak üstü selam sabah illaki olurdu . Selamsız sabahsız geçmezdi kimse kolay kolay .
Evlerin önünü süpüren hanımlar bir yandan komşuları ile laflıyordu .
-Çok şükür Ayşe ana kışlık erzaklarımız hazır oldu .Salçalarımız, tarhanalarımız, kurutmalıklarımız hazır oldu da kaldırdık .
-Öyle Safiye kızım çok şükür Allah huzurla, bereketle,ailecek ağız tadıyla yemeyi nasip etsin.Hepimizin ellerine, emeğine sağlık.
-Amin Ayşe ana amin .
O sırada Şükran nene ve Gülhazan öğretmen yanlarından geçiyordu .Sabah selam ile başlamıştı yine aralarında .
Yaşça biraz Şükran hanımdan küçük olan Ayşe ana seslendi önce :
-Hayır olsun Şükran aba hanım kızımızı da almışsın nereye böyle.
-Hayır hayır Ayşe ilaçlar vardı benim de onları yazdıracaktım . Sağlık ocağına gidiyoruz .Gülhazan kızım da buradaki sağlık ocağına kaydolacak .
-İyi etmişsiniz aba.Yolunuzdan tutmayalım sizi madem.Hadi uğurlar ola .Allah işlerinizi denk getirsin.
-Sağolun komşu sağolun .Hadi size de kolay gelsin komşular.
Arkadan "güle güle"nidaları ile devam eden yolculuk merkezdeki sağlık ocağında son bulmuştu.Gülhazan da arada daha önce tanışıp konuştuğu kişiler ile denk gelirse konuşuyordu.
Haftanın ilk günü olması sebebiyle sağlık ocağında sabah saatleri hayli yoğun ve kalabalık oluyordu .Doktorlarının kapı önündeki sandalyeler de oturup sırasını bekleyenler kadar ayakta olanlar da vardı .Tüm bu kalabalıktan geçen giden bebek ağlamaları da mevcuttu.
Yeni doğmuş bebeğe aşı ve bilgilendirme için hemşiresi ile konuşanlar kadar bir diğer hemşireye iğne vurdurmaya gelenler de oluyordu .Tabi doktorun yönlerdirmesi ile tahlil tarafına geçenler kadar yine doktor yönlendirmesi ile serum alanlar da vardı .
Gelir gelmez aldıkları sıra 15 numaraydı .Ve şu an 7 numaralı hasta içerdeydi .Şükran nene için alınan sıradan sonra Gülhazan kendisi için de sıra almıştı.Zaten her halükarda ikameti evinde misafir olduğu Şükran nene ile aynı olduğu için sağlık ocağında aynı doktora düşeceklerdi .Ama az önce görevliye sorduğu kadarıyla kendinin de seçim hakkı vardı.
16 numaranın yazılı olduğu küçük kare kağıdı cebine koyup çantasında hazır olan daha önceki tahlil raporlarını dosyası ile çıkarmaya karar verdi.Sırt çantası ile muhatap olurken ev sahibesi Şükran nene de köylüleri ile konuşuyordu.Birbirlerine hal ve hatır sorduktan sonra ,ailelerin de iyi olduğu teyit edilince mevzu hastalıklar ve ilaçlara doğru geçiş yapmıştı.
Dakikalar ilerledikçe saatin tiktakları ve sıra numarasının değişme sesi bir düzende ilerliyor gibiydi .Köye geçici bir öğretmen geldiğini duyan köy ahalisi gerek muhtar gerekse yanında kaldığı yılların Şükran nenesi vesilesiyle iyice görüp tanımış oldular .Arada Gülhazan ile konuşanlar da oluyordu .Ve genellikle sorular şu şekilde ilerliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sakinliğim "Hatm-i Çiçeğim" Tamamlandı
EspiritualHer insanın kendine özgü bir hikâyesi vardır . Acı da sevinç de insan içindir. Ömürlerinde samimi gülüşler de vardır derin hüzünler de .Ve şimdi tebessümünde hem hüznü hem mutluluğu saklayan Gülhazan ve Eyüp Vefa'nın hikayesi başlıyor. Farklı geçmiş...