Kafamı korkulu bir şekilde çevirmeye başlamıştım. İçimde çok kötü bir his vardı. Kafamı çevirdikçe kalp atışlarım hızlanıyordu. Kafamı tamamen çevirdiğimde gördüğüm şey karanlık içinde uzaklaşan bir adamdı. Gördüğüm kişi galiba oydu. Gizemli amca ... Hayatıma musallat olmuştu sanki.
“ Siktir “
Rüya mıydı yani bu. Yüzümden terler akıyordu. Hayatımda ki en kötü kabustu galiba. Bunun sadece bir tesadüf olmadığını düşünmeye başlamıştım. Boş bir kuruntu muydu bu yoksa gerçek mi?
Yarı uyanık halimle Halit’in yanında gittim ve oda da olmadığını gördüm. Ne olduğu ve nereye gittiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Mutfağa gittim ve ocağa çay koyulmuştu. Kapı çaldı ve açmaya gittim. Kapıyı açtığımda Halit’i gördüm içimden bir oh çektim.
“ Halit sana bir şey anlatmam lazım”
“Noldu”
“Dün rüyamda sana bakarken omzuma biri dokundu.”
“ee”
“Arkamı döndüm karanlığın içinden biri uzaklaştı ve galiba o amcaydı” dedim o anı yaşar gibi.
“Onur boşuna kuruntu yapma olum kafana çok takıyorsun” deyip geçişirmiştir beni.”
Bende aman rüya deyip kendimi avutmuştum. Evet, kahvaltı yapacaktık ve yiyeceğimiz şey tabi ki sucuklu yumurtaydı. Annemizin gönderdiği son sucuktu bu. Çünkü yapabildiğimiz çok az şey vardı. Belki evimizi bir kız gelse de yemek yapsa diye düşünmüştük içten içe.
Kahvaltıyı yaptıktan sonra üniversitenin yolunu tuttuk. Bunca düşünceden sonra birkaç kızla tanışmak konuşmak bana iyi gelecekti. Üniversitenin bahçesine gelmiştik. İlk gün herkes birbirini tanır gibi bakarken bugün ise herkes tanışmış kaynaşmış bir haldeydi. Bahçe de boş boş dolaşırken iki kızı gözümüze kestirdik.
Birisi sarışın uzun boylu uzun saçlı kendine çeken bir kızdı. Öbürü ise minyon tipli kıvırcık saçlı hareketli bir kıza benziyordu ve benim hoşuma gitmeyen tavırları vardı. Cesaretimizi toplayarak yanlarına gittik.
“ Merhaba “ diyerek sözü başladım .
“ O da bana kır düğünü isterim “ demedi tabi ki;
“ Merhaba” diyerek cevap verdi.
İsimlerini Ceren ve Büşra olduğunu öğrenmiştik.
Birbirimizi biraz tanıdıktan sonra derse girdik tesadüfen aynı bölümde çıkmıştık. Halit’le yüzümüzde hafif bir tebessüm oluştu. Artık 4 kişi takılmaya başladık. Yavaş yavaş Üniversite ortamına alışıyorduk.
2 blok dersin sonunda kulüplerimiz seçmek için duvarda asılı listelere yönelmiştik. Ben listelere göz atarken Halit çoktan tiyatro kulübüne ismini yazmıştı. Ve ben hala kararsızdım. Resim kulübü mü müzik kulübü mü? Gerçi ikisine karşı da yeteneğim yoktu.
Ben küçüklükten beri çok küçüktüm. Ama cidden küçüktüm yaşıtlarıma göre boyum kısa ve cılız bir insandım. Arkadaş ortamında dışlanırdım. Zaten o günlerden sonra asosyal ve yalnız bir tip olup çıkmıştım. Yeteneksiz ve sıradan bir insandım.
Kardeşim futbol oynar şiir yazar ve gitar çalabilirdi. Ben ise sadece okula gider gelirdim. Kulaklık bağımlısı bir insandım. Ama bundan şikâyetçi değildim. İnsanlar bana hep itici gelirdi. Neden böyleydim? En azından bir hobim olması gerekmez miydi, diye söyleniyordum. En sonunda Ceren’e uyarak müzik kulübünü seçtim. Son 2 dersi de sıkıntısız bir şekilde bitirdik. Evin yolunu tuttuk. Eve gittiğimiz de her zaman ki gibi açtık ve sorun ne yemek yapacağımızdı. Ben kara kara düşünürken
Halit bana ;
“ Kızları arayalım mı ?“ diye sordu .
“ Ne ara aldın lan numaraları “ diye şaşkın bir şekilde sordum.
“ Sen mal gibi beklerken ben de boş durmayayım dedim “ dedi sırıtarak
Cebinden telefonu çıkartarak Büşra’yı aradı ve hal hatır sorduktan sonra konuya girdi, kızları eve çağırdı. Halit’i telefonu kapattı.
Ben heyecanla;
“ Geliyorlar mı? “ diye sordum.
“ Hayır, la kabul etmedi “ dedikten sonra gülmeye başladı.
“Şaka lan şaka “ dedi komik olduğunu zannederek
Kızları beklerken televizyon izlemeye başlamıştık. Yaklaşık 1 saate gelmişlerdi. Kapıdan içeri girer girmez.
“Yan komşunuz ne kadar iyi birine benziyor” dedi
Ben ise şaşkın gözlerle;
“Kim nasıl biri “ diye sorduğumda bana ölmeyi unutmuş o amcayı tarif ettiler tam da hafızama kazınan şekliyle. Rüyam aklımdan yeni yeni çıkmaya başlarken yeniden aklıma gelmişti.
“ Tam olarak ne konuştunuz “ diye sordum.
Her şeyi anlattıktan sonuna “ Siz de kendinize iyi bakın “ diye eklemişti.
Bu tüylerimin diken diken olmasına sebep oldu. Bu da neyin nesi şimdi diye sordum kendi kendime.
Artık onlarında bu oyuna dâhil olduğunu düşünmeye başladım. Oynanan oyunun farkında varmaya başladım. Biraz sohbet ettikten sonra kızlar getirdikleri malzemelerle yemek hazırlamaya gittiler. Yemek yedik sohbet ettik oyunlar oynadık. Artık kızların gitme vakti gelmişti.
Halit;
“ Ben yorgunum sen bırakır mısın? “ dedi
“ Tamam “ dedim ve kızları eve götürdüm.
Biraz dolaştıktan sonra eve geldim. Israrla zili çalmama rağmen Halit kapıyı açmadı. Mecburen kapıcıya gidip anahtarı rica ettim. Eve geldim anahtarı yavaşça çevirmeye başladım. Kapıyı açtığımda gördüğüm şey... KAN DAMLALARI . . .
Halit?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Var !
Misterio / SuspensoSıradan bir çocuktum, tüm çocuklar gibi sokakta top oynar eğlenirdim. Fazla arkadaşım yoktu. Neden bilmem ama arkadaş konusunda çok seçici biriydim. Bu yüzden , tek bir arkadaş benim için daha iyi bir tercih oluyordu. Küçük tercihlerim benim hayatı...