|5|

3.3K 328 166
                                    

"Neden böyle oldu ki? Halbuki gayet iyi görünüyordu? Chan daha iyi misin?"

Felix hyungun sorusuna başımı sallayarak yanıt verdim. Midem bulanıyordu ve sürekli kusuyordum. Karnım acısı mideme toplanmıştı. Tarifsiz ama işkence edici bir duyguydu bu.

Hepsi benim yüzümden uykusuzdu. Özellikle de Seungmin. Başımdan ayrılmıyor ve bütün çıkardıklarıma katlanıyordu.

"Bu böyle olmayacak, doktora gitmeliyiz."

Seungmin kaşlarını çatıp, elini tişörtüme götürdü. Hemen tutmasını engelledim. Karnımı görmesini istemiyordum.

"Elini çek."

"Ha-"

"Çek dedim."

Gözlerimi kaçırıp tişörtümü yukarı sıyırmasına izin verdim. Hepsi gördükleriyle şok içine bakıyorlardı.

"Tanrım, Christopher. Karnının ne halde olduğunun farkında mısın?"

Kafamla onayladım ve sonra boğazımda yanma hissi hissettim. Yine kusacaktım. Refleksle öne doğru fırladım ve midemden gelenlerin ağzımdan çıkmasına izin verdim. Fakat bu sefer kustuğum şey kandı. Hemen ardından gözlerimin kapanmasına engel olamadım...

Seungmin'den

Gözlerimin önünde Christopher bayıldığında resmen canım yandı. Ve 10 dakika kadar yürüdükten sonra araba kullanabiliyorduk. Christopher öyle söylemişti.

Gecenin karanlığında neredeyse koşuyorduk. Sonunda yürüme mesafesi bittiğinde arabaya binip, hastaneye sürdük.

Changbin'in kollarının ağrıdığı belliydi, sonuçta kucağında Chan ile koşmuştu. Felix arabayı kullanırken bende arkada onun yanındaydım.

Bugün okulda onu dövdüklerine eminim. Sınıfa o halde girdiğinde sinirlerime hakim olmuştum. Büyük bir ihtimal karnı da bu yüzden bu kadar kötü morarmıştı. Eğer midesi bu kadar kötü olduysa, başka birşey vardı.

"Minho'yu arayalım."

Changbin telefonunu çıkarıp onu aradığında derin bir nefes aldım. İkizim doktordu.

"Seungmin beni özledi ve size arattı değil mi?"

"Şimdilik şaka yapmayı kes. Chan kötü durumda. Karnı morarmış ve akşamdan beri kusuyordu. Yaklaşık 20 dakika önce de kan kustu ve bayıldı. Hastaneye gidiyoruz. Ne olabilir?"

"Karnının morarma sebebi?"

"Okulda dövmüşler."

Arkadan bağırdığımda Changbin bana bakıp kaşlarını kaldırdı.

"Kan kusmuştu değil mi? Mide kanaması geçiriyor olabilir. Karnına çok fazla darbe aldıysa ki -karnı kolay kolay anlattığınız kadar morarmaz- mide kanamasıdır."

"Peki iyi olacak mı?"

"Bilemiyorum Changbin. Hızlı gidin hastaneye."

"Tamam."

Telefonu kapattığımızda tekrar Chrisropher'a döndüm. Çok masum duruyordu. Bir günde bana yapılmamasına rağmen ben bile yorulduysam, onu düşünemiyorum bile.

Hayatım boyunca birçok erkekle çıktım, tanıştım, görüştüm ama hiçbiri onun gibi değildi. Saf ve iyi niyetliydi. Yüzü de tapılası derece de müthişti. Burnunun büyüklüğü yüzünde apayrı bir sanat eseri gibi duruyordu. Dudaklarının şekli, gülünce ki o masumluğu, bakışları, her mimiğinde kısılan gözleri, bembeyaz teni... hayran bırakıyordu kendine. Hiç böylesini görmemiştim. Görmek de istemiyordum.

Ellerimi yumuşak ve kıvırcık saçlarına daldırdım. Stres atıyordum resmen. Herşeyi unutmuş gibiydim. Nasıl bu kadar güzel hissettirebilirdi?

Daha ikinci günden hissettiğim bu şeyler... neydi? İnanın hiçbirşey bilmiyordum.
Yavaşça eğilip kulağına fısıldadım.

"Geçecek Christopher. Ben buradayım."

Geri çekilip son kez yüzüne baktığında kapım açılmış, onu almışlardı. Hastaneye gelmiştik, farketmemiştim bile. Changbin doktora durumu anlatırken, gözüm ondaydı. Bir kapıdan içeri aldıklarında doktor da peşinden girmişti.

"Ailesine haber vermeli miyiz?"

"Öyle bir aileye haber verme gereği duymuyorum. Bilmemeleri daha doğru."

"Hala reşit değil. Haberleri olmalı."

"Hayır olmamalı."

Felix ve Changbin'i geri çevirip sandalyelerden birine oturdum.

Öyle bir aileye neden haber verelim? Çocuklarına destek olmamışlar, evden atmışlar, yemek vermemişler. Bu ailenin çocuğu hakkında hiçbirşey bilmesine gerek yok. Onu haketmiyorlar bile. Ben hala bilmemeleri taraftarıyım.

Uzun bir bekleyiş sonucunda doktor çıktığında hemen yanına gittim.

"Mide kanaması geçiriyordu. Müdahele ettik ve kanamayı durdurduk. Bugün gözetim altında tutacağız, herhangi birşey olması ihtimaline karşı. Sonra da duruma göre normal odaya alırız. Geçmiş olsun."

Derin bir oh çektim. Gözümden ne ara aktığını bilmediğim gözyaşımı silip, yerime geri oturdum. Beni çok korkutmuştu.

•••

Bunu atıp, ödev yapmaya kaçıyorum.

Sizi seviyoruuumm💕

Flawsome -CHANMİN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin