Flawsome -CHANMİN-

|8|

Smutumsu gibi ama değil ikisi arası

•••

"Çok yoruldum."

"Gel masaj yapayım."

Yorgun gözlerimi Seungmin'e çevirip ciddi olup olmadığına baktım. Yatakta emekleyerek yanıma gelmiş ve beni ters döndürmüştü. Ellerini sırtımda hissettiğimde derin bir nefes aldım. Bana masaj yapmaya başlayınca anında gevşemiş ve gözlerim kapanmıştı. Yorulmuştum bugün.

-

Erkenden kalkmış ve Seungmin ile sohbet etmiştim. Bana kendini ve ikizini yani Minho hyungu anlatmıştı.

Birbirlerine zıt gidiyorlarmış ve Minho hyung sürekli onunla uğraşıyormuş. Seungmin hala çocuk gibi olduklarını kabul ediyor ama altta kalamıyacağını da belirtti.

Tam o sırada telefonu çaldı, bana sarılan bedeni benden uzaklaşınca somurttum. Telefonunu aldığında kolundan çekip tekrar bana sarılmasını sağladım. Telefonu hopörlere aldıktan sonra bana sokuldu.

"Ne var?"

"Ne mi var? Hayırsız kardeş, gittin gideli arayıp sormuyorsun bile. Buradayken hep yanımda olurdun, ayrılmazdın."

"Ben hep senden kaçardım."

"Ondan işte, herneyse. Ben sana birşey diyecektim."

"Hayır."

"Önce bir dinleseydin?"

"Hayır."

"Han'ın doğum günü bu ayın kaçıydı?"

Seungmin boynumdan kafasını kaldırıp şaşkınlıkla ekrana bakarken, ben de sevgilisinin doğum gününü nasıl bilmediğini sorguluyordum.

"Minho, siz 2 yıldır sevgilisiniz?"

"Oha, oldu mu o kadar? Herneyse sorumun cevabını ver."

Seungmin'in açık olan ağzı iyice açılırken, ben de dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Kendin hallet gerizekalı."

Telefonu yüzüne kapatıp onu engellediğinde ben de şaşırmıştım.

"Neden engelledin?"

"Çünkü bir mala katlanmak istemiyorum, sonra açarım engeli tekrar."

Kafasını tekrar boynuma koyduğunda ben de fazla kurcalamadan kafamı yastığa geri koydum.

Belimde ki elini, sağ göğsümün üzerine koyduğunda ne yapacağını bekledim. Burnunu boynuma sürterken eli hareket etmeye başladı. Biraz göğsümde dolanıp karnıma geldi. Karın kaslarımı okşamaya başladığında, aynı anda dilini de boynumda hissedip mırıldandım.

"Christopher? Erken olsun ya da olmasın. Yapsak mı? Daha fazla ileri gitsek mi?"

"B-bilmiyorum."

Üstüme uzanıp dilini köprücük kemiğimden çenemin altına kadar çıkarıp geri çekildiğinde hafifçe ve kısıkça inledim.

Ellerim belini bulduğunda gülümsediğini gördüm.

"S-seungmin, yapma."

Ellerini ensemde birleştirip kulağıma yaklaştı.

"İstemiyor musun Christopher? Beni altında inle-"

"Sen erken demiştin."

"Seni arzuluyorum."

Dediklerinden etkileniyordum ve altımda durumlar hiç iyi değildi. Kasıklarımın üstüne oturup yavaşça kalçasını oynattığında kıvrandım desem inanırsınız değil mi? O da mırıldanıp biraz daha hızlandığında elim kalçasını buldu. Kalçalarının avuçlarımı dolduruşundan memnunca gülümseyip hafifçe sıktığımda kendini bana bastırınca ikimizde inledik.

Tam o sırada kapıya vurulunca hemen üstümden inmiş ve telefonunu eline almıştı. Sanki başka birşeyle uğraşıyormuş gibi davranırken bende üstümü örtüp, gözlerimi de kapattım.

Kapı açıldığında, Felix hyungun sesini duydum.

"Uyuyor mu?"

"Evet."

"Ben sana birşey diyecektim."

Sesi çekingen geliyordu. Dinlemeye devam ettim.

"Ben ve Changbin uzun süredir birlikte olmuyoruz. Ben onu özledim, o da sürekli siz rahatsız olursunuz diye benden kaçıyor. Çünkü biz... bilirsin sert mi desem herneyse ondan işte. Siz bu geceliğine bir otelde kalsanız yarın tekrar gelseniz. Lütfen Seungmin lütfen?"

Fazla mı açık olmuştu ama utandığı belliydi.

"Tabi ki, siz bu gece keyfinize bakın. Ben de buralarda ev arıyorum. Çıkarken yanıma Christopher'ı da alacağım."

"Ya böyle sizi kovuyormuş gibi hissettim. Özür dilerim."

"Hayır saçmalama istersen. Tabi ki sizin ihtiyacınız bu, bizim duymamızı istemezsiniz. Keyfinize bakın, ben Christopher'ı uyandırayım, sonra gideriz."

"Tamam, yarın kahvaltıda burada olun. Yoksa oteli bulur, basarım."

Seungmin hafifçe gülüp onayladığında Felix hyung odadan çıkmıştı.

Seungmin tekrar üzerime uzanıp dudaklarıma bir öpücük bırakınca gözlerimi açmıştım.

"Bu gece benimsin Christopher. Sabaha kadar."

•••

Evet diğer bölüm smut yapayım diyorum sizce?

Sizi seviyoruuuummm💕