İzliyordum, yatağımda sanki yeni doğmuş bir bebek ilk uykusundaymış gibi uyuyordu, ben sadece nefeslerimi bile kısık sesle almaya çalışarak onu izliyordum. Kirpik diplerinde çiçekler açtığını, berrak göz kapaklarında nice adaların yer edindiğini görüyordum. O uyurken hâlâ olduğum durumu sorguluyordum tabii, sırf gerçekliğini biraz daha hissedeyim diye gözlerimi asla onun üzerinden çekemiyordum.
Resmen gelmişti ve şu an yatağımda uyuyordu. Dokunsam puf diye buhar olup gider miydi acaba? Hayır, bu ihtimali düşünmemeliydim, ya dokununca giderse, ya ben hayal görüyorsam?!
Oturduğum sandalyeden yavaşca kalktım ve karşımdaki yatakta mışıl mışıl uyuyan Taehyung'a doğru ilerledim. Sadece çok azcık, minicik dokunacaktım, sadece emin olmak istiyordum, gerçek olamayacak kadar güzel ve büyülü bir rüyada gibiydim şu an, bu rüya gerçekse bunu kesinlikle tasdiklemeliydim.
Ürkek kolumu korka korka uzattım, sesim çıkmasın diye nefesimi ara ara tutuyordum, alnına düşen saç tutamlarından birine dokundum.
O his ne rüyamda hissettiğim dokunuşuna, ne de yıllar önce gençliğimde hissettiğime benziyordu. İkisi de değildi, çok başka bir histi bu. Yıllar geçtikçe aşkım büyüdüğü için mi farklı hissediyordum yoksa Taehyung'un sevgisi azaldığı için mi farklı hissediyordum bilmiyordum. Bu tattığım yeni bir histi, kalbimin yerinden çıkacakmış gibi atmasını sağlıyordu ama çok yeniydi, tanışmalıydık önce.
Elimi saçından çeker çekmez Taehyung'umun gözleri fal taşı gibi aniden açıldı. Ardından ise yattığı yerden doğruldu ve telaşını gösteren birkaç devinim gerçekleştirdi, sağına soluna bakmaya başlayıp nerede olduğunu kavramaya çalıştı. Onu bahçemizden evime getirdikten sonra hiç konuşmadan odama yürüdük ve onu yatağıma yatırdım, üstünü de güzelce örttükten sonra çoktan uykuya dalmıştı zaten. 3 saattir uyuyordu ve ben bu üç saatin her bir dakikasını onu izleyerek geçirmiştm.
"Jungkook sen miydin, ödüm koptu."
Ödünü koparacak ne yapmıştım ki, yanlışlıkla çok mu sert dokunmuştum saçlarına?
"Özür dilerim seni korkutmak istememiştim."
"Sorun değil bir tanem."
Şu bir tanem deyişi her seferinde içimin gitmesine sebep oluyordu.
"Çok mu sert dokundum?"
Doğrulduğu yerden kalkıp kolunu uzattı ve saçlarımı hızlıca karıştırdıktan sonra tekrar yatağa oturdu. Gözlerimi kapatıp sadece saçımdaki eline odaklansam diğer tüm bedenine haksızlık etmiş olur muydum?
"Hayır yumuşacık dokundun, sadece bir refleksti, seninle ilgisi yok."
"Uyandırdım yine de, biraz daha uyu yorgunsan."
"Dokunuşun tüm yorgunluğumu aldı."
Bu sözüyle utanmıştım. Böyle şeyler işitmeyeli yıllar oluyordu. Taehyung'dan duymak ise bambaşka bir dünyaydı. Gözlerimi kaçırdım ve başımı eğdim istemsizce, bu halime gülmüştü. Daha fazla duymak istiyordum bu gülüşü.
"Biraz daha gülsene."
Derin bir iç çekti ve ayaklarını battaniyeden çıkarıp yataktan bacaklarını sarkıtarak oturur pozisyona geldi. Elimden tutup gözüyle yanını işaret etti. Elimi tutması beni bir anlık sekteye uğrattı. Ona alıştıkça özlemim gider sanıyordum ama yanılıyordum, insan bir santim ötesindeki kişiyi de özleyebiliyormuş, onu özlemeye doyamıyordum, hep daha fazlasını istiyordum.
Elini bırakmayarak yatakta yanına oturdum. Hem utanıyordum hem de bu an asla bitsin istemiyordum, ya günün sonunda gitmek zorunda kalırsa, ne yapardım?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Jungle // Taekook•
Teen FictionArka bahçemde bir ağacın karşısında bağdaş kurarak oturmuş, nefes almadan konuşuyordu, şimdi de ağacın yapraklarını okşuyordu, bu çocuk iyi miydi? Bahçenin ait olduğu bir ev olduğunu bilmiyor muydu? Ve evdekilerin onu görüp duyabileceklerini?? Düşün...