28 {Özel Çocuk} 28

480 76 36
                                    

Okuldaydım. Çaresiz bekleyişimin karşılanmadığı o kapı önünden koşarak buraya gelmiştim. Sırt çantam koşar adımlarla merdivenden çıktığım için sekiyor, her basamakta sırtıma çarpıyordu. Nefessiz kalana kadar müdürün odasına koştum girmem gereken bir dersim olduğunu es geçerek.

Kapıyı tıklatıp gelecek olan cevabı beklemeden odaya daldım.

"Taehyung!!"

Masasında kağıtlarıyla uğraşan okul müdürüm irkilerek başını bana çevirmiş, şaşkın ve sorgular bakışlarını üzerimde gezdirmişti.

"Noluyor böyle, sana girebileceğini kim söyledi?!"

"Tae-... taehyu-"

Hâlâ nefesimi toparlamaya çalıştığım için cümle kuramıyordum.

"Ne diyorsun? Çık odamdan teneffüste gel, müsait değilim."

Şimdi şimdi nefeslerim düzene girmeye başlamıştı, kapıdan içeri tam girip kapıyı ardımdan kapattım ve hızlı adımlarla masanın karşısındaki deri kaplama koltuğa oturdum.

"Taehyung nerede?"

Kaşlarını çattı.

"Taehyung kim, nereden bileyim nerede, çık hemen odadan."

"Kim Taehyung, bu okulun öğrencisi, nerede?"

"Neden soruyors- hey sakin ol ne oluyor böyle!!"

Gözlerimden yaşlar süzülüp yanaklarımı ıslattığında sonunda müdürün dikkatini çekebilmiştim. Hıçkırmamak için kendimi zor tutuyordum, Taehyung çok uzağa gitmiş olamazdı, belki başka mahalleye taşınmıştı, emindim hâlâ bu okulda olduğuna, lütfen buradan da gitmemiş olsun.

Müdür, masasının üzerinde duran peçetelikten bir peçete uzattı bana, ben yüzümü ve gözümü silerken önündeki kağıtları kenara itip ellerini birleştirdi, bana odaklandı.

"Tamam anlat derdini, dinliyorum, ağlamayı kes."

"Kim Taehyung, gitmiş, evden bavulla giderken görmüş komşusu, kaydı hâlâ bu okulda olmalı, öyle değil mi? Hâlâ bu okulda okuyor değil mi? Lütfen araştırın bir şey yapın okuldan kaydını aldırmış olamaz."

Cümlem bittikten sonra biraz düşündü ve çaprazında duran dizüstü bilgisayara yöneldi. Ne yaptığını anlamazken tuşlara basıyor, gözlerini ekranda bir o yana bir bu yana çeviriyordu.

"Kim Taehyung... sanırım... ah bir saniye."

Biraz daha tuşlarla oynadı.

"Evet, kaydını dün aldırmış, sanırım müdür yardımcısı almış kaydını yoksa haberim olurdu."

"Ne!"

Anlık olarak verdiğim bu tepki asla içimdeki fırtınayı yansıtamıyordu. Şimdi iplerim tamamen kopmuştu, o gerçekten gitmişti. Tek umudum hâlâ okulda oluşuydu ama o teker teker tüm umutlarımı kırmıştı.

Tekrar gözyaşları içinde müdürün arkamdan söylediği sözleri duyamadan odadan tıpkı gelişim gibi hızlı bir şekilde çıktım. Merdivenlere adımladığımda gözlerim buğulanmıştı ve önümü göremiyordum bu yüzden büyük bir hızla basamakları inerken kolumla gözümü silmeye çalıştım.

Olamazdı. Bu kadar acımasız olamazdı öyle değil mi? Şaka falan mı yapıyordu bana? Hak ettiğim muamele bu muydu? Bana söyleyemediği ne olabilirdi? Taşınıyoruz deseydi ve yerini söyleseydi buluşabilirdik, ya da diğer ihtimaller. Kafam tonla ihtimal, soru ve hisle doluydu. Göğüs kafesimden bahsetmek bile istemiyordum, bomboştu.

•Jungle // Taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin