8

619 60 194
                                    

















0.8





























Bir mum yak geçmişinin karanlığına
kül olana dek yak mazini.
Anılarının mezarının başında,
küllerinden doğur geleceğini.
















O gün, son bir haftadır belli aralıklarla olsa da şiddetle yağan yağmur Raquel topraklarını bir kez daha ıslatıyordu. Hava soğuktu ve esen rüzgar küçük evlerin çatılarını uçurmak istercesine şiddetliydi.

Bazen insanların içinde de fırtınalar çıkardı. Rüzgarların uçurduğu şeyler evlerin çatısı değil, hayallerimizi ucuna bağladığımız umutlar olurdu. Umutlar dağıldıkça dört bir yana, değişirdi insan. Değişim pek çok şeyin öncüsü olurdu.

Küçük kız son zamanlarda hep yaptığı gibi tırnaklarını avuçlarının içine bastırdı. Daha yeni kabuk bağlamaya başlayan yaraları anında açılmış, tırnaklarının arasına avuçlarından sızan kanlar ilişmişti. Uzun saçları kafasını tamamen eğmesinin etkisiyle yüzünün büyük çoğunluğunu kapatmıştı.

Hoş, karşısında oturan abisi ve masanın başındaki babası yüzünü görebilseydi birkaç gündür gördüklerinden farklı bir ifadeyle karşılaşmayacaklardı.

Upuzun yemek masası çeşitli yemeklerle donatılmıştı ama bu soğuk günde baştan sona dolu yemek masasında oturanlar yine sadece üç kişiydi.

Dük Raquel'in yüzünde oldukça keyifsiz bir ifade vardı. Elindeki bıçakla önündeki az pişmiş bifteği keserken gözleri tam çaprazında oturan ve yemeklerinden hiçbirine elini sürmeyen kızına değdi. Bununla beraber aşina olduğu bir acı sızdı yüreğine fakat bu acının öfkeye dönüşmesi sadece birkaç saniyesini almıştı.

"Daha ne kadar susmayı planlıyorsun Alissa?" Küçük kız duyduğu şeyle beraber tepki verip de kafasını kaldırmayınca Dük Richard sabırlı kalmak istermiş gibi dişlerini sıkıca birbirine kenetledi. "Yaptığın şeyin sorumluluğunu almak zorundasın, biliyorsun." Dişlerinin arasından sinirle söylediği şey, kızının kafasını kaldırmasını ve kendisine bakmasını sağlamadı.

Çünkü kız yine aynı hikayeyi duyuyordu.

Bir Raquel, yaptıklarının sorumluluğunu almalıydı.

Hatalarını eksiksizce telafi etmeliydi.

Hatta kendisinin bir Raquel varisi olarak hata yapmış olması bile kabul edilemeyecek bir şeydi fakat durum buyken yapılacak en iyi şey o hataların üstünü kusursuzca kapatmaktı.

Peki bu kadar şanlı gördükleri Raquellerin önlerine gelen bir şeye sorgusuz sualsiz inanmaları ne kadar doğruydu? Bu insanlar neden kör gibi davranıyorlardı?

Alissa yas tutuyordu.

Anlatılamayacak kadar ağır bir yastı bu. Kemiklerini delip geçiyor, ruhuna işliyordu. Acının ilmek ilmek yüreğine kızgın iğnelerle dikildiğini hissediyordu her bir saniye.

Hataların kabullenemez olduğunu söyleyenlerin en büyük hatayı yapmaları nasıl bir çelişkiydi?

Alissa, girdiği şoktan çıkıp gerçekliğe kavuştuktan sonra verdiği ilk tepki çığlık çığlığa ağlamak olmuştu. Öyle ki saatler sonra sesi kısılmış olsa da yakarışları içinden devam etmiş, neredeyse iki gün boyunca aralıksız göz yaşı dökmüştü. Buna ara vermesini sağlayan tek şeyse açlıktan bayılıp kendinden geçmesi olmuştu.

SENDEKİ BENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin