Bora elindeki poşetleri yere bırakarak Ada'nın yanına gitti.
Bora: Ada? Bir şey mi oldu, korkutma beni?
Ada: Yok, bir şey olduğu yok. Dönsek mi acaba Bora?
Bora: Neden daha yazını bile yazmadın ki? Hem bırakmam seni hiçbir yere. Hadi gel birlikte yemek yapalım, kafan dağılır biraz. (Ada buradan acilen gitmesi gerektiğini söylesede Bora'ya yapacak bir açıklaması olmadığı için kalakalmıştı.)
Ada: Peki tamam yardım edeyim ben sana.
Ada ve Bora birlikte mutfağa geçtiler. Ada'nın aklı hala Tuğçe'nin söylediği sözlerde kaldığı için dalgındı. Ellerini yıkayıp, salata malzemelerini doğramaya başladı. Bora da etleri pişirmek için hazırlıyordu.
Bora: Ben gittikten sonra bir şey olmadı de mi Ada? Yani ne bileyim kötü bir telefon mu aldın yoksa?
Ada: Yook teyzemler merak eder o yüzden söylemiştim. Aaaahhhh! (tam o sırada Ada elini kesmişti ki Bora heyecanla yanına koştu.)
Bora: Dur dur bakayım. Sen soğuk suyun altına tut biraz ben yara bandı alıp geliyorum. (çok geçmeden içeriden yara bandını alıp geldi Bora.)
Bora: Acıyor mu çok? (Bora'nın gözlerine uzun uzun baktı Ada.)
Ada: Ben senden nasıl vazgeçiceğim? (diye mırıldandı, neyse ki Bora duymamıştı.)
Bora: Efendim?
Ada: Yok ağrımıyor neyse ben devam edeyim bari. (Bora, Ada da bir gariplikler olduğunun farkındaydı ama üzerine gitmek istemiyordu. Bora etleri pişirmek için dışarıda mangal yakmaya gitmişti. Ada söylene söylene salatayı yapmaya devam etti.)
Ada: Ne diyeceksin sanki adama? Tuğçe beni tehdit ediyor, gitmemez gerekiyor falan mı? Aman artık ne olacaksa olsun bıktım yeter ya!
Salatayı hazırlayıp dışarıya masayı kurmaya başladı Ada. Kurduktan sonra oturdu ve mangal başındaki Bora'yı izlemeye başladı.
Bora: Sen beni mi izliyorsun? (Ada aniden kendini topladı. Bora aniden sorunca kalakalmıştı.)
Ada: Yani dalmışım öyle...
Bora gülümseyerek pişirdiği etleri alıp masaya geldi.
Bora: İyi oldu sanki buraya geldiğimiz?
Ada: Çok... ( o sırada Ada'nın telefonu çalmıştı. Yine Tuğçe arıyordu. Bora kimin aradığını görmediği için sormaya başladı.)
Bora: Kim o ?
Ada: Önemli bir şey değil ya ben onu sonra ararım. (telefon susmuyordu, Tuğçe tekrar arayınca Ada ayağa kalktı.)
Bora: Önemli galiba bu kadar ısrarla aradığında göre...
Ada: Eee şey yapim ben, konuşup geleyim o zaman. Siz devam edin ben geliyorum. (Ada masadan uzaklaşarak ağacın altına gitti ve telefonu açtı.)
Tuğçe: Nerdesin sen? Dediğimi yaptın de mi? Bora ile değilsin de mi şu an Ada? (Ada, Bora'ya baktığı sırada uzaktan uzağa göz göze gelmişlerdi.)
Ada: Evet Tuğçe Hanım yaptım yani şu an Bora'yla değilim.
Tuğçe: Neden inanayım sana? Yani şu an yan yana olmadığınıza neden inanayım?
Ada: Valla inanıp, inanmamanız size kalmış Tuğçe Hanım? (Bora daha fazla dayanamadı ve ayağa kalkıp Ada'nın olduğu yere doğru yürümeye başladı. Ada, Bora'nın yanına yaklaştığını geç fark etmişti.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baht Oyunu (15'ten Sonra) #AdBor
FanficBaht Oyunu'nu 15'ten sonra kendimce yazarak devam ettirmek istedim. Hikaye Bora'nın Ada'yı istemeye geldiği fakat Ada'dan olumsuz sonuç aldığı yerden sonra devam edecektir. #AdBor #BahtOyunu