Poker Face /MewGulf

1.Bölüm

Çekici bir enerjiye sahip olan siyahlar içindeki bir adam kalabalık mekana giriş yaptı. Onu ilk karşılayan yüksek sesli müzik ve renkli ışıkların altında dans eden insan toplulukları idi. Yakışıklı yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirdi. Gömleğinin yakasını açıp beyaz teninde süzülen zincir kolyesini açığa çıkardı. Kalabalığın arasına emin adımlarla karıştı.

Dans eden topluluğu geçti ve asıl hedefine yöneldi. Mekanın arka kısmındaki kapısı kapalı odalara doğru ilerledi. Altın işlemeli kapıların önünde dikilen smokin giymiş çalışanlardan birisi başını eğerek onu selamladı. Boş odalardan birisini gösterdi. Suppasit dimdik duruşuyla odaya adımını attı.

Odanın ortasındaki kocaman yuvarlak masada bir grup iyi giyinimli adam oturmuş oyunun başlaması için bekliyordu. Önlerinde alkol dolu bardaklar ve dumanı tüten sigaralar vardı. Dışarıdaki gürültülü müzik sesi boğuklaşmıştı. Odanın içinde çalan hafif klasik müzik ile daha çok bastırılıyordu.

Suppasit son boş sandalyeye oturdu. Smokin giyimli Dealer herkesi selamlayıp oyunu başlatmak üzere kartları dağıttı, bahisleri topladı. Suppasit masada oturan diğer oyuncuları sessizce gözlemledi. Üstlerindeki pahalı takım elbiselerden 'ben zenginim' diye bağıran elli yaşlarda beş tane adam kendilerinden emin bir şekilde oturuyorlardı. Bazılarının yüzünde iğrenç sırıtışları vardı. Suppasit içinden tiksintiyle söylendi. Zengin piçler...

İlk birkaç el oyun normal seyrinde ilerledi. Ortalara geldiğinde Suppasit bahisi artırdı. Diğer oyuncular aralarına yeni katılan genç adama yüzlerinde bir şaşkınlıkla baktılar. Oyunun devamında herkes ortaya daha fazla para koyuyordu. Fakat son ele gelindiğinde tüm oyunun kaderini değiştirecek hamle yapıldı.

"Artırıyorum." Suppasit çenesi dik bir şekilde söyledi. Ortaya koyulan tüm paranın iki katı miktarına bahis oynadı.

Diğer oyuncular şüphe ve kafa karışıklığı ile birbirlerine baktılar. Bazıları kendilerinden emin bir şekilde sinsice sırıttı.

"Genç adam çok büyük oynuyorsun sonra pişman olma." Siyah saçlarının arasına beyazlar serpilmiş bir adam sesinden eğlendiğini belli eden bir gülüşle konuştu.

Suppasit sakinliğini korudu. Nazik bir şekilde masadaki herkese gülümsedi.
"Risk almazsak zevk bunun neresinde beyler? Açıkçası ben sizin de cesur olduğunuzu sanmıştım. Sanırım yanılmışım."

Yaşlılar gergin bir şekilde bakıştılar. Sonra hepsi bu yeni oyuncuya alay konusu olmayı kendilerine yediremedikleri için büyük bahisler ortaya attılar. Suppasit düz ifadesini koruyarak diğerlerinin rahatsızca kıpırdanışlarını seyretti. İçinden eğlendiğini belli eden kahkahalar atıyordu.

Son el oynanıyordu ve her şey birkaç dakika içinde sonuçlanacaktı. Yaşlılardan bazıları kendilerinden emin bir şekilde gülüp içkilerinden yudumladılar. Suppasit'in kaybedeceğinden şüpheleri yoktu. Kendi kartlarına oldukça güveniyorlardı.

Oyun sonu herkes elindeki kartları sırayla ortaya açtı.

Yaşlılardan bazıları ellerinde büyük kartlar olduğu için zaferle sırıtmaya başladı. Kaybedenler ise sinirle homurdanıyordu. Suppasit elini açtığında herkes nefesini tuttu.

Suppasit'in kartları destenin en yüksek kartları olan kupalardan oluştuğu için masadaki herkese galip geldi.

Masadaki herkesi mosmor olmuş bir şekilde bırakıp gülümseyerek ayağa kalktı. "Sizinle oynamak bir zevkti beyler."

Ve cebinde milyonlar ile odayı terk etti.

Odanın geniş kapısından çıkıp yeniden club kısmına geçiş yaptı. Dans eden kalabalığın arasından geçmeye çalışırken adımları aceleciydi. Bir an önce kendini dışarı atıp nefes almak ve bu boğucu ortamdan kurtulmak istiyordu.