Bismillahirrahmanirrahim yep yeni taze taze bir fic.... Açıklamaya tam istediğim şeyi yazamadım ama oldu işte biraz. Bu arada Jungkook Taehyung'tan kısa
İyi okumalar
"Hyung görmeliydin. Çok ama çok güzellerdi" arkadaşı iç çekip arkasına yaslandı
"Ne güzel senin adına sevindim"
"Ama yanına bile yaklaşamadım, yanında kocaman biri vardı beni tek lokmada yerdi" arkadaşı bu sefer kahkaha atmıştı
"Biliyor musun şu an buna hiç üzülmedim. Tam tersi çok da hoşuma gitti Kook"
"Bana bak Min Yoongi akşam odana gelir seni suyla uyandırırım" Yoongi Jungkook'a boş bakışlarını attı.
"Aynı evde yaşamıyoruz mal" Jungkook iç çekip önünde yarım saattir oturdukları evine baktı ve ayağa kalktı. Yoongi de sonunda kalktıkları için daha mutlu hissediyordu.
Evin bahçesine girdiğinde arka arkaya park edilmiş kesinlikle kendi babasına ve annesine ait olmayan arabalarla kaşlarını çattı.
"Yine kim geldi acaba?" kapı anahtarını çıkartıp kapıyı açtı ve gürültülü bir şekilde eve giriş yapıp kapıyı çarptı. Koridoru geçip salona baktığında babasının sinirli olduğunu, annesinin ise endişeli olduğunu fark etmişti.
Çantasını kenara bırakıp odaya girecekken hizmetli kadın onu durdurmuştu
"Efendim anneniz kesinlikle salona gelmemenizi söyledi. Hem üstümüzü değiştirin anneniz kızar" göz devirip odasına çıktı. Annesinin ne dediği umurunda değildi. Hatta bunları duyunca daha da meraklanmıştı.
Hızlıca üstünü değiştirip aşağı kata indi. Kadının etrafta olmayışını fırsat bilip kendini salona attı. Salonda ki gergin hava yüzünün değişik şekillere girmesine sebep olsada dikkatini başka bir şey çekmişti
Tekli koltuğun kenarında ritim tutan parmaklar...
Nefesleri hızlanınca kendine gelmek için silkelenip gülümseyerek eğildi. Selam verdikten sonra tekli koltuğun yanında duran boş sandalyeye ilerledi. Sadece parmaklara odaklanmış, sahipleri tarafından izlendiğini farkında bile değildi.
Sandalyeye oturup açık ağzını kapattı ve yutkundu. Aklına gelmemesi gereken şeyler geliyordu karşısındaki parmaklara ilgili. Daha önce bunu yaşamamıştı.
Eli hareket eden parmaklara doğru uzandı yavaşça. Dünya dönmüyor gibi hissediyordu. Gergindi nedensizce.
Titreyen eli diğer parmakların aksine hareketsiz duran serçe parmağa yetişince çekinse de dokunmuştu. Dokunduğu an refleks olarak başı kalkmıştı.
Şaşkın bakışları sert bakışlar ile buluşunca eline aldığı serçe parmak ile donup kaldı. Sadece yutkunabilmişti bir kere. Bakıştığı kişi gözlerini kısıp dilini yanağının içinde gezdirdi, ardından dudağını yaladı. Birşeyler düşünüyor gibiydi.
Göz temasları bozulup sert adam bişey demeyince 'biraz daha. Biraz daha dokunabilirim' diye düşündü. Parmağa biraz daha yaklaşıp gülerek seyretmeye başladı. Dikkatini bozan şey ise salonda dönen muhabbetti.
"Borcunuzu belki başka şekilde ödeyebilirsiniz Bay Jeon."
"Nasıl?" babasının birden başını kaldırması ve heyecanlanması bakışlarının yanında duran gence kaymasına sebep olmuştu
"Herşeyinizi bana vermek yerine..." başı kendine taraf dönüp sırıtışını görmesi ürkmesine yetmişti.
"Birşeyi vermeniz yeterli olacak" babası derin bir nefes alıp arkasına yaslandı