İyi okumalar
Taehyung ile ılık bir duş aldıktan sonra hızlıca giyinip havlu alarak dışarı çıktım. Taehyung kısa bir telefon görüşmesi yapıp geleceğini söylemişti.
Elimdeki havlu ile saçımın ıslaklığını almaya çalışırken yemek odasına gitmeye başladım. Odadan gelen sesler ile hafif aralık olan kapının önünde durdum. İçeri girecekken duyduğum şeyler yerimde donmama neden olmuştu
"İnanamıyorum cidden. Yatak odaları yetmezmiş gibi birde yemek odasında sevişmişler. Her yeri nasılda dağıtmışlar böyle" daha önce hiç duymadığım sesin ardından aşina olduğum sesi duymuştum.
"Bu adam sana para verip evinde tutuyor, sana kalacak yer veriyor senin dediğin şeylere bak, gerçekten çok ayıp!" Hye Seon konuştuktan sonra diğer kız devam etmişti
"Hah! Bu ona her yerde sevişme hakkı mı veriyor? Ah, şu genç çocuğa da acıyorum. Bu yaşında bu adamı çekiyor resmen."
"Yeter diyorum eğer Bay Kim duyarsa işinden atırlısın hatta hayatı sana zehir eder! Biraz saygı göster, onlar evliler ve bir şeyleri yaparken seni takacak halleri yok. Ev onların istedikleri yerde istedikleri şeyi yaparlar"
"Bu patronuma sadığım ayaklarını kes. Gideceğin için böylesin biliyor-"
"Saçmalama bende keyfimden gitmiyorum. Eğitimimi tamamlamalıym. Elimde olsa asla gitmezdim böyle, insanları bulmuşken hiç gitmezdim. Ve sana inanamıyorum"
Elimdeki havluyu sıkıp öylece dururken birden havlu elimden çekilmişti. Arkamı dönüp baktığımda her ne kadar sakin görünse de birazdan ateş püskürtecek bir Taehyung görmüştüm.
Bir şey dememiş veya durdurmamıştım. Utancımdan peşine takılıp içeri de girememiştim. Tam içeri girecekken bana döndü ve elini belime atıp beni kendine çekip yürümeye başladı.
Adım atmamak için dirensem bile rahatlıkla beni peşinden sürüklemişti. Masaya yetişip durduğumuzda elini belimden çekip pantolonunun cebine soktu ve Hye Seon'un yanında duran kızın önünde dikildi
"Neden sustun asi kız? Demin çok kararlı ve kendinden emin konuşuyordun o yüzden bölmek istemedim ama birde gözlerime bakarak böyle konuş istedim." tepkilerini ölçmek için göz ucuyla baktığımda kızın dudağını ısırıp önüne baktığını gördüm.
"Böyle olmadı ama ben bunu beğenmedim. Hye Seon sen çıkabilirsin poşetleri Bayan Kyung getirir" Hye Seon eğilip bana gülümseyerek odadan çıkınca yine ikiliye odaklandım.
"Ne demiştin en son ah evet, Jungkook'a acıdığını söylemiştin." gülümseyip kızın yan tarafına geçti ve elini diğer omzuna atıp sıkarak kendine çekti.
Kız titremeye başlayınca Taehyung hafif eğilip kıza baktı ve gülerek dudak büzüp kızın omzunu okşadı.
"Song-in gel buraya" bağırdığında Song-in anında odaya gelmişti.
"Buyrun efendim" Taehyung birden kaşlarını çatıp kızı omzundan itti. Kız odanın ortasında dizleri üstüne düşünce sessizce ağlamaya başladı.
"Götür şunu ve bir daha Jungkook'a acımaması gerektiğini güzelce öğret. Sana güveniyorum bu konuda" kız bağırıp yalvarmaya başladığında Song-in hiç zorlanmadan kızı kaldırıp odadan çıkarttı.
Ben kapıya bakarken Taehyung yanıma gelip yüzümü kendine çevirdi.
"Sen takma onu" alttan Taehyung bakarken başımla onayladım.
"Açsan birşeyler ye ben şirkete gitmeliyim" odadan çıkıp salona girdiğimizde durup Taehyung'a döndüm
"Taehyung?" ceketini giyerken bir yandan bana cevap veriyordu.
