İyi okumalar
"Saçmalama Taehyung, gitme diye söyledim." bir adım yaklaşıp ellerini cebine koydu
"Ah üzgünüm. Çok içten bir şekilde söylediğin için ciddi olduğunu düşündüm. O zamana gidebilirim" cevap vermemi beklemeden giyinme odasına gitti. Bir elimle ağzımı kapatıp yanına koştum.
"Pardon da ben kendimi o kadar rezil ettim gidemezsin hiçbir yere" gömleğinin düğmelerini açmaya başlayınca arkamı döndüm.
"Sana diyorum!"
"Rezil olmanı ben söylemedim. Öyle bir yalan söylemeni de ben istemedim. Bu da demek oluyor ki bu senin sorunun"
"Gitmiyorsun hiçbir yere" yere düşen bir şeyin ardından beni birden dolapla arasına aldı. Göğsü sırtıma değiyordu.
"O zaman seviş benimle!" kulağımda bağırdığı için yüzümü buruşturdum. İtmeye çalıştım ardından. Biraz geri gitsede yine toparlanmıştı.
"Hayır! Uzak dur benden" inat edip konuyu uzatacağını düşünüyordum oysaki o, hiçbir şey demeden benden uzaklaştı. Orada öylece arkam ona dönük bekledim bir şey demeden.
Kapıya gittiğinde lacivert takımının ceketini de giyiyip önce giyinme odasından ardından yatak odasından çıktı.
"Hah! Neden bu kadar umursuyorsun ki Jeon!?" dediğim şeyi düşününce oflayıp giyinme odasından çıkıp banyoya gittim. Kısa ve soğuk bir duş alıp çıktım.
Bornozla beraber yatağa yüz üstü atladım. Bir süre kendi kendime savaş verdim. Saat daha çok erkendi. Yani öyle sayılırdı. Telefonumdan baktığımda öğleyi geçtiğini gördüm
"Ne çabuk? Fazla yorucu bir gün" başımı yine yatağa gömdüm.
...
Gözlerimi açtığımda başımı kaldırıp etrafıma baktım bir süre.
"Ne ara?" saat baya geçmişti.
"Ne güzel uyumuşum" yatakta sırt üstü dönüp esnedim. Sonra kalkıp üstümü giyindim. Aşağı indiğimde evde kimse yoktu. Akşam yemeği hazırlanmıştı. Masanın yanına gittiğimde her zaman oturduğum yere geçip oturdum.
"Acaba beklesem mi?" kendi kendime konuştuğumu fark edip başımı salladım.
"Saçmalama" yemeğe başladım. Sıkıcı da olsa yemeğimi yiyip salona geçtim. Sürekli saati kontrol etmeyi bırakmak için televizyonu açıp herhangi bir film seçtim. Açmadan önce battaniye alıp salona döndüm tekrar
Yastığı da düzeltip uzandım, battaniyeyi üstüme atıp filmi başlattım. Film romantik-komediydi. Pek film izlemem ama izlediğimde de bu tarz izlemem daha çok macera ve aksiyon tercih ederdim.
Yine de film akıcıydı. Filmin ortalarına doğru göz kapaklarım ağırlaşmaya başladı. Oysa ki daha yeni uyanmıştım. Yine de izlemeye devam ettim. Bir süre sonra film iyice eğlenceli bir hal almıştı.
Sesli bir şekilde gülüyor ve değişik değişik şeyler söylüyordum. Öyle ki film bitince bile gülüyordum. Olduğum yerden kalkmayıp uyumaya hazırlanırken kapı çaldı.
Neden olduğunu anlamasam da yerimden hızlıca kalkıp hemen kapıyı açtım.
"Efendim, iyi geceler. Bay Kim gelmeyeceğini size iletmemi istedi" sol gözüm seğirmeye başlamıştı. Karşımda ki adam kaşlarını çatıp bana bakınca hemen konuşmaya başladım