🔮~17

3.3K 202 26
                                    

İyi okumalar

"Biraz daha ister misiniz?" doktorun boş tabağına bakıp ayağa kalktığımda gülümseyip tabağını uzatmıştı.

"Kendimi obur gibi hissediyorum şu an." başımı iki yana sallayıp tabağı aldım ve ocağa doğru ilerlerken doktoru cevapladım

"Lütfen öyle düşünmeyin. Çok yemeniz beni mutlu ediyor" tekrar masaya döndüm ve kendi sandalyeme oturdum

"Bunları siz yaptınız değil mi? Nasıl böyle güzel yapabiliyorsunuz anlamıyorum?" iştahla önündeki yemekten yerken bende güldüm ve omuz silktim.

Yemeğim başından beri çatık kaşları ile bizi izleyen Taehyung'a kayan bakışlarım ile yutkundum. Varlığı belli bile değildi ve doktor ile gülüp eğlenmemize sinirlenmiş gibiydi.

"Taehyung, doydun mu?" gözleri bana kayınca diliyle yanağına baskı yaptı. Gözleri bir anlığına doktora kaydı.

"Aslında hayır ama yoruldum yiyemiyorum" kaşlarımı çatıp sandalyemi Taehyung'a yaklaştırdım ve elimi sırtına attım

"Niye? Yarana bir şey mi oldu? Yardım edeyim ben sana" kaşığı elime alıp pirince batırdım. Tam doldurmadan Taehyung'un ağzına yaklaştırdım kaşığı.

Doktora bakıp sırıtarak ağzını açtığında kaşığı ağzına ittim. Doktor gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Taehyung doktora ölümcül bakışlar atarken kulağına eğildim

"Taehyung, öyle bakma yedin bitirdin adamı" birden bana dönüp dudağımı öptü ve fazla uzaklaşmadan geri çekildi. Yanaklarım alev alırken göz ucuyla doktora baktım. Ağzı dolu bir şekilde kocaman olmuş gözleriyle bize bakıyordu. Ardından hemen su içip tabağını aldı ve ayağa kalktı

"Ellerine sağlık, ben doydum. İyi geceler size" bize bakmadan mutfaktan çıkan doktora kısaca iyi geceler dedikten sonra Taehyung'a baktım.

"Neden öyle yaptın? Adam aç kalktı sofradan" omuz silkip su içti.

"Yapamaz mıyım? Eşimi öptüm ve çok doğal bir şey. Yine olsa yine yaparım" masadan destek alıp kalkmaya çalışan Taehyung'un kolunu tutup yardım ettim.

"İnanmıyorum sana. Şu an doktorunu kıskandığının farkındasın değil mi?" mutfak kapısından çıkıp yavaş adımlarla Taehyung'un odasına doğru gitmeye başladık

"Sen de sana nasıl baktığının farkındasın değil mi? Elimden kaza çıkmadan en kısa zamanda gitsin ve ayrıca fazla yakın olmayın. O sadece bir doktor olarak bu evde" göz devirip önüne geldiğimiz odanın kapısını açtım.

"Bu halinle bile sinir bozucu olmayı başarıyorsun ya helal sana" yatağa oturmasına yardım ettikten sonra komodinin üstündeki ilacı ve suyu uzattım. İlacını içtikten sonra tekrar komodinin üstüne koydum ve uzanmasına yardım ettim.

"Ben uyarımı yaptım Jungkook. Uyup uymamak size kalmış" birden değişen yüz ifadesi ile oflayıp ayaklarının yanındaki örtüyü üzerine örtmek için yatağın ucuna gittim. Yavaşça örtüyü üst bedenine doğru götürürken bileğimi tuttu.

"Gel" yatakta boş olan yeri eliyle gösterince öylece bekledim. Sonra hızlıca başımı iki yana salladım

"Hayır, hayır olmaz. Yarana bir şey olur. Olmaz hayır ben yukarıda uyu-" tuttuğu elimden beni birden çekince dengemi koruyamayıp yüz üstü yatağa düştüm. Yüzümü yataktan kaldırıp Taehyung'a baktım

"Sana gel dedim sadece değil mi? Uzatmayıp gelecektin sadece." çatılan kaşlarının ortasına işaret parmağımı bastırıp yukarı kaldırırken yavaşça doğrulup yanına uzandım.

"Tamam" sessizce söylenip örtüyü üzerimize örttüğüm de bana dönmüştü ben ise iki elimle örtünün ucunu tutmuş tavana bakıyordum. Hareket etmemek için kendimi zorlarken Taehyung'un karnımda dolaşan eli beni kıvrandırmaya başlıyordu

"Taehyung yapma" karnımda yavaş yavaş aşağı inen eli ile gözlerimi yumdum ve derin bir nefes aldım. Elimi elinin üstüne koyup durdurdum.

"Taehyung dur, yara-" elimi itip pantolon üstünden penisimi okşamaya başlayınca alt dudağımı ısırdım inlememek için.

"Doktor var, yapma" dediklerimi hiç duymuyormuş gibi devam eden Taehyung panisimi avucunun içine alıp sıkınca elimi ağzıma kapattım.

"Kendini tutma, sesini duymak istiyorum adımla beraber" kalın sesi beni daha da tahrik ederken ağzımdan kaçan inlemeye engel olamadım.

"A-ah Taehyung biraz daha. Ne ah hayır yapma dur" dediklerime ters olarak kendimi eline itmem durmaması için oldukça mantıklı bir sebepken okşaması biraz sertleşmişti. Elini tutup örtünün altından çıkardım

"Yapma lütfen" yan dönüp ona baktım ve elini ikimizin arasına aldım

"Yapma. Sen yaralısın ve ben ne kadar yapmanı istersem isteyeyim böyle boşalamam üstelik kendime daha önce hiç dokunmadım tek başıma da yapamam. O yüzden beni zorlama ve uyu" yalvarırcasına ve nefes nefese söylediğim şeylerin ardından gülüp beni kendine çekti.

Ellerimi göğsüne koyup kendimi itmeye çalışınca izin vermeyip beni daha çok kendine çekti.

"Ah bir iyileşsem de seni sevsem doya doya" dediğine istemsizce gülerken başımı kaldırdım

"Taehyung, beni seviyor musun? Yani şey o gün dediğin gibi sadece şey için almadın değil mi?" elini yanağıma atıp okşadı ve dudağımı öptü hafifçe

"Hayır, o yüzden almadım ama bazı şeyleri söylemek için de erken. Belirsizlikleri ve bunun içine giren şeyleri erkenden söylemeyi sevmem." dediği şey her ne kadar basit olsa da beni oldukça mutlu etmişti.

Sonuç olarak beni sadece zevk için almamıştı ve bana karşı boş da değildi. Yine de ortamda ki havayı dağıtmak için elimi göğsüne koyup yavaşça hareket ettirdim

"Sanırım vurulmak sana iyi geldi romantik tarafın ortaya çıkıyor sanki" gözlerini kısıp bana baktı ve bana biraz daha yaklaştı. Eli bel boşluğumdan sırtıma oradan da kalçama gidip sıkınca elinden kaçmak için öne doğru kaçmaya çalıştım ama olan tek şey göğüslerimizin birbirine çarpmasıydı.

"Birileri fazla konuşuyor gibi. Fazla konuşanlara ne yaptığımı biliyor musun?" kalçamı okşayan eli dikkatimi dağıtsa da sorduğu soruya vermeye çalıştım dikkatimi.

"Hayır bilmiyorum" inlemeyle karışık verdiğim cevap üstüne kalçama sert bir tokat atmıştı.

"Kıvrandırırım, çoğu zaman altımda" kısık sesle kulağıma fısıldadığı cümleyle inleyip elimi ensenine attım.

"Kısacası ceza veriyorsun. Ama senden daha yaratıcı cezalar beklerdim Taehyung. Beni hayal kırıklığına uğrattın açıkçası." gözlerinin içine bakarak kurduğum cümle ile gözleri kararmış ve kalçama tekrar vurmuştu.

"Benimle oynama Jungkook. Çünkü ben her türlü kazanırım, sen ise eninde sonunda kaybedersin"

"Ya kazanırsam?" gülüp alnını alnıma dayadı. Dudaklarımızı birleşti eden önce ise şöyle cevapladı

"Benim başlattığım oyunu benden daha iyi bilip kazanma ihtimalin yok çocuk. Oyunu ve kuralları ben, kendime göre belirlerim ve sen her türlü kaybetmeye mecbur kalırsın"

Üzgünüm gerçekten kısa ve saçma oldu. Biraz kötüyüm hatta baya kötüyüm nasıl yazdığımı bile anlamadım. Alakasız yerler olabilir ama kusura bakmayın. Ruh halim elverişli değil yazmak için

Hoşçakalın diğer bölümde görüşmek üzere iyi...👋

Hands of My MafiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin