Geçmişin Esiri

Bölüm Yedi : Flaş Bellek

İzuku yoğun bakım ünitesindeydi. Bilinci açıktı ama kablo ve bıçak karışımı olan o enerji kabloları yüzünden yoğun bakımda her saniyesi takip ediliyordu.

Hasashi oğluna yoğun bakım odasındaki hastalara bakıldığı camından bakıyordu.
İzuku korkudan çarşafları sıkıyordu. Sanki İzuku korkudan o çarşafları değil de babasının kalbini sıkıyordu. Tabi bunu tek hisseden Hisashi idi.
Doktora döndü

- Durumunu açıkla . Korkutucu kesin ve net bir emirle söyledi.

Doktor hiç istifini bozmadan bir profesyonel gibi konuşmaya başladı.

- Dürüst olmak gerekirse eski dostum, oğlunun gözleri dışında onun psikolojisi ve bedeni hakkında peki iyi bir haber yok . dedi doktor Hisashi her ne kadar oğluna olanları duymak istemesede derin bir kabullenme nefesi aldı ve doktor devam etti.

-Vücudundaki bıçaklar gözlerine giden sinirlerden üç tanesini kesmiş bu yüzünden gözlerinin ikisinide kör edecek kadar büyük hasar almış. Ama büyük sorun bu değil çünkü İzukunun özgünlüğü şu anda onun gözlerini tedavi ediyor. Şu anda bir yeni doğmuş bir bebek seviyesinde görüyor yani her şeyi çok bulanık ve bir o kadar da ışığa karşı dayanıksız. tahminimizce iki gün sonra gözündeki bandajlari çıkartırız ama gözlerinin eski şekilde görmesi için en az iki hafta gerekiyor.

- Bu o kadar da kötü bir haber değil. Peki ya vücudundaki kablolar onları neden daha çıkarmadınız? diye sordu Hisashi. Doktor cevapladı.

- O konuya gelirsek... bak kablolar bıçaktan yapılmış yani gerçekten keskin bıçaklar oğlunun içini ve iç organlarını bir yılan gibi sarıyor. Bu bıçaklar hayatı organları teyit ederek geçiyor yani bunları ameliyat ile çıkarmak kelimenin tam anlamıyla imkansız. Sadece insan vücutları üstünde tam kontrolü olan bir özgünlük ile çıkar. Ve o da bizde yok ama endişelenme çünkü oğlunu bu kablolardan kurtaracak birini bulmak şu anda bu ve şehirdeki bütün hastahanenin birinci önceliği. dedi doktor çekinerek ve korkarak. Çünkü Hisashi'nin bakışı bakış değildi. Sanki onu orada öldürecekmiş gibi bakıyordu. Doktor tekrar konuşmaya başlayacakken Hisashi onun sözünü , videolar da görüp dinlediğimiz yumuşak ve iyi kalpli adam sesi ile değilde soğuk kanlı bir kötünün ses tonu ile kesti.

- Eğer oğlumun sağlık durumu hakkında söyleyecek bir şeyiniz yoksa bir kelime daha etmenizin lüzumu yok. Nasıl olsa eğer ki oğlum bu acıyı ömrünün sonuna kadar çekmek zorunda kalırsa ya da ölürse , Allah korusun, size ne olacağını gayet iyi biliyorsunuz. Değil mi doktor ? dedi
Saklama gereği duymadan açıkça doktoru tehdit etmişti. Doktor ise korkudan titremeye başlamıştı.
Hisashi sadece oğlunun iyiliğini isteği için doktorala son bir kez konuştu.

- Özgünlük sahibi kişi için benim asistanla konuş, şehir geneli yetmez dünya çapında bir arama yapalım aynı şekilde diğer iş arkadaşlarımın da birinci önceliği bu yapın. Oğlumun çabuk iyileşmesini ve o kablolardan çabucak kurtulmasını istiyorum. İnko'ya İzuku istemezse hiç bir şey anlatmayın. İnko'nun oğlumuzu yeteri kadar koruyamadığımı bilmesini istemiyorum bilse benden nasıl utanır ve nefret ederdi.

Hisashi konuşmayı bitirdi ve canından çok sevdiği oğlunun yattığı yatağının kenarına geldi.
Oğlunun yanındaki çocuğun saçlarını okşayarak " Bizi biraz yalnız bırak " dercesine baktı ve çocuk o ikisini yalnız bıraktı.

Hisashi sessiz bir şekilde oğlunun eline uzandı ama bu yaptığı kötü bir hataydı çünkü İzuku elini çekti. Ses çıkarmıyordu ama bu onun korkudan dişlerini sıkmasına ve onun küçük bedeninin korkudan tir tir titremesine engel olamıyordu.

- Zuzu benim, oğlum korkmana gerek yok Ben burdayım artık kimse sana zarar vermez veremez. Ben buradayken , senin yanındayken kimsenin seni üzmesine izin vermem. dedi