"On gün oldu"
Cevap vermek yerine daha net bir ifadem olmasını istediğimden eyelinerimi özenle sürmeye devam ettim. Zaten Bozok'unda benden bir cevap beklediği yoktu, huysuz bir ayı gibi söylenmekteydi.
"Ve......"
"Ve ne? Annem arayıp duruyor, zaten neden otelde kaldığımızı bir türlü anlamadım, tutturdun mu tutturuyorsun...."
Yaptığım işten memnun kalıp beyaz olduğu için fark edilmeyen kirpiklerimi gerçek boyutuna taşıma işine giriştim, ben makyaj yapınca güzel oluyordum ya, yada her kadın gibi çirkin olmayı sevmiyordum, bu düşünceyle sırıttım aynadaki aksime
"Sen beni dinliyor musun?"
"Evet" dedim dudaklarıma pembe simli parlatıcımı sürerken, zaten kalın dudaklarım vardı, azcık sürsem ben buradayım diye bağırıyorlardı.
"Kızım cevap versene, binbaşının eşeği mi osuruyor burada?"
Malzemeleri hızlıca çantama tıkıp ayaklandım. "Gene başladın küfür etmeye eşşek meşşek"
"Eşşek küfür mü?"
"Değil mi?" Dedim dudak bükerek
"Ulan ......" elini sık saçları arasında gezdirerek "Ben ana avrat dümdüz giden adamım bunlar mı küfür?"
"Aşkım sen ufaktan başlıyorsun, sonu koyarım dürterim malum sonuçla bitiyor... vallahi önünü alabilene aşk olsun, sonra dayanamıyorum bende küfür ediyorum"
"Sen edemezsin"
"Sebep?"
"Annem sonra canıma okuyor, ya geçen sefer söylediğin neydi mahalle yanarken orospu saçını tararmış bunu nasıl söyledin kadın sandalyeden düşüyordu."
Gülmemek için dudaklarımı ısırırken safa yattım yine
"Ama önce sen söyledin Bozok, bana niye kızıyorsun. Yeteneğim var hem, çabuk alışıyorum kapıyorum hemen kulaktan dolma"
"Yabancı dil mi lan bu, kulaktan dolma kapasın" omuzlarımı silkmekle yetindim "Ya biz neyi tartışıyoruz , yine gerildim ben, konu nereden nereye geldi,"
"Aşkım böyle iyiydik"
Aşkım dedikçe Bozok yumuşuyordu, kızsa da şiddeti düşük tutuyordu, o yüzden bir tatlı dilliydim sormayın, Riva'ya hiç gidesim yoktu. Daha olanları Bozok'a nasıl anlatacaktım bilmiyordum, aslında anlatmalı mıydım ondanda emin değildim ya neyse.
Benim Onur'a ihtiyacım vardı, bana akıl vermesi gerekiyordu ama önce kendi hayatım için Bozok'la ciddi ciddi konuşmalı ve olabildiğince Adnan Toralı'dan uzak durmalıydım. Gerçi bunlar boş laf, tek tesellim Bozok'un babasıyla arasının iyi olmaması ve Şahika Hanım'la tam zamanında ayrılık kararı almış olmalarıydı.
Bu sebeple Riva'ya gelemiyordu, nerede olduğunu ev ahalisinden bilen yoktu. Ellerimi birleştirerek gittiği yerde kalmasını, hatta hiç gelmemesini diledim.
Bu arada otel faturası bir hayli okkalı gelmişti. Ekstreyi görünce Bozok tüm öğleden sonra yakası açılmadık küfürleri ardı ardına sıralayarak geçişmişti.
Açıkçası bana yaralı bir ayıyı hatırlatıyordu. Etrafımda dolanıyor, homurdanıyor, eve gitmek istediğini söylüyor, ben oralı olmayınca küfür ediyor, daha çok bağırıyor ve başa dönerek beni ikna etmeye çalışıyordu.
Peki umurumda mıydı? Hayır.
"Ben otel köşelerinden sıkıldım haberin olsun , şimdi çocukların yanına giderken tadımız kaçmasın susuyorum ama bu konu kapanmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Masumiyet
RomanceAlaca Tekin ; Bu benim, kısacık yaşamımda bana ait olan tek ve yegane şey, ama ismim kadar karışık değilim. Bembeyaz bir bedenin içine hapsolmuş, kimsesiz, köksüz 18 yaşında küçük bir kadındım ben. Masumdum, ta ki onu görene kadar, yada o bana sahip...