***
Jungkook'un yanına geleli neredeyse 3 saat oluyordu.Fakat daha bir haber yoktu.
Siktiğimin doktorları tek kelime dahi etmiyorlardı.
Sikecektim buraları.
Sinirim diz boyuydu ,dağılmış haldeydim.
Şuan Jungkook gülerek yanıma gelse bile -umarım en kısa sürede gelir- o an bu kazayı duyduğumda yaşadığım stres bana yeterdi ,artmıştı bile.
Ondan nefret ediyordum doğru ,ama ona birşey olması da en son isteyeceğim bir şeydi.
Gerçekten.
***
Orada öylece geçirdiğimiz saatlerin sonunda doktor bozuntusu sonunda dışarıya çıkmıştı."Doktor bey ne oldu? İyi mi? Bir sorun yok değil mi?"
"Şu anlık bir sorun söz konusu değil.Fakat bu gece burada kalması gerek ,dinlemesi şart"
"Tabi nasıl gerekiyorsa öyle olsun"
"Tamamdır.İsterseniz hastayı ziyaret ede bilirsiniz"
Doktora cevap vermeden kafamla onayladım.
Ve Jungkookun yattığı odaya doğru adımlamaya başladım.
İçeriye girdim ve Tanrım.
O güçlü ,sağlıklı ,heybetli Jeon şuan çok savunmasız gözüküyordu.
Tıpkı yardıma muhtaç bir bebek gibi.
Teni mümkünmüş gibi daha da beyazlamıştı.
Beyaz tenine tezat mavi damarları baş döndürücüydü.
Evet bu halde bile.
Onu böyle görünce dolan gözlerime durduramadım ve gözyaşlarımın firar etmesine izin verdim.
Yatağının yanına ulaştım ve elini tuttum.
Bunu yapmak istiyordum.
Bana yaptıklarını ,yaşattıklarını bir kenara koydum şuan.
Sadece elinin tutulmasına ihtiyacı olan bir insanmış gibi sıktım elini.
Soğuktu.
Teni çok soğuktu.
Neden böyleydi?
Neden eskisi gibi sıcacık değildi?
O böyle değildi ,olmamalıydı.
Jeon bu değildi.
O her zaman güçlü ve sağlıklıydı.
Bedeni sanki alev topuymuş gibi sıcacıktı.
Böyle olmak ona yakışmıyordu.
Böyle olmak sana yakışmıyordu Jeon.
Biran önce düzel ,lütfen.
Bu sözleri ona karşı söylüyordum fakat bilinci açık değildi.
Beni duymuyordu.
Ama yinede ona karşı içimdekileri söylemek istiyordum.
Sanki son kezmiş gibi.
Ona aşık olduğumu haykırmak istiyordum.
Hem de bütün dünyaya.
Herkes duysun ama Jeon duymasın istiyordum.
Buna hazır değildim belki de.
Bilemiyordum.
Ve bunu şimdi ne düşünecek ne de dile getirecektim.
Gerek yoktu.
Ama şuan içimden geleni yapacak ve onu öpecektim.
Çünki istiyordum.
Ve kimse beni ,bizi görmeden bunu yapa bilirdim.
İçimde kalmazdı en azından.
Değil mi?
Savunmasız bebeğime biraz daha baktıktan sonra sıcak dudaklarımı onun buz gibi yanağına bastırdım ve kokusunu içime çektikten sonra geri çekildim.
Ardından da odadan çıktım.
Direkt olarak tuvalete koştum.
İçeriye girer girmez gözyaşlarımın hıçkırıklarıma karışıp dışarıya akmasına izin verdim.
Ben böyle olsun istemiyordum.
Ben Jeon'u istiyordum.
Hem de çok.
Bir birimizi sevelim ve asla vırakmayalım istiyordum.
Ama sanırım imkansızlardan bahs ediyordum.
Her neyse.
Umarım onun için en iyisi olurdu.
Umarım karşısına en iyileri çıkardı.
Sonuçta bizim olmamız imkansız gibi bir şeydi.
Ben şu dönemde ona bir başkası olarak destek olacak ,sonra da hayatından tamamen çıkacaktım.
Sonuçta zorlamanın hiçbir anlamı yoktu.
***