***
Jungkook'la beraber ona ait olan restoranta girmiştik.
Kafede sadece ikimiz vardık ve tabi garsonlar.
Burayı acaba kapattırdımı düşüncesi aklıma gelmedi değil ama sonra buranın zaten ona ait olduğu aklıma gelmişti.
Aish o cidden çok zengin ,benim asla olamayacağım kadar.
Özenle hazırlandığını ber halinden belli olan masada oturuyorduk ve Jungkook sürekli benimle ilgileniyordu ,fazlasıyla.
"Taehyung söyle bakalım beğendin mi burayı?".
"Evet Jungkook hyung burası cidden çok güzel bir yer.Burayı açmak için çok çalışmış olmalısın".
"Çalıştım evet.Sonunda beni mutlu edecek bir şeyin olduğunu bildiğim için fazlasıyla çalıştım.İyiki de çalışmışım".
"Anladım.Seni tebrik ederim çok dayanıklı ve sabırlı bir insansın.Ben çabuk sıkılıyorum bu yüzden hiç bir şeyi sonuna kadar devam etdiremiyorum maalasef".
"Belli zaten".
"Ne?".
"Ahh ş-şey yani hiç ,yemek istediğin başka bir şey varmı?".
Bugün Jungkook cidden çok garipti.Fazlasıyla ilgili ve tedirgin gözüküyordu.Sanki birazdan buraya birileri gelecekmiş gibi.
"Hayır teşekkür ederim.Aslına bakarsan ben artık kalksam iyi olur".
"Bana gelmek istermisin?".
"Hayır eve döneceğim".
"Peki sen bilirsin".
Bana "hadi seni eve bırakayım" diyeceğini sanıyordum ama hayır.
O yüzüme bile bakmadan ikinci kata çıktı.
Bende arkasından fazla bakmadan dışarıya çıktım ve taksi bulmaya çalıştım.
Durağa doğru giderken önümde bir araba durdu ve camları indirip "sizi istediğiniz yere bıraka bilirim" dedi.
"Ah hayır teşekkürler evim yakın zaten".
"Hayır lütfen binin.Gece vakti dışarlarda gezmeyin yoksa avlanırsınız".
"Ne münasebet beyefendi.Binmek istemediğimi söyledim hemen burayı terk edin aksi takdirde olacaklardan ben sorumlu değilim".
"Sizi rahatsız etdiysem üzgünüm fakat bakın bu saatde buralarda taksi bulmanız şuan imkansız gibi gorünüyor.Bu yüzden bir arkadaş olarak sizi gideceğiniz yere bırakmak istiyorum.Hm?".
Çok fazla düşünmedim.Tanımadığım adamın arabasına bindim ve gideceğimiz konumu anlatmaya başladım.
Fakat gideceğimiz yolda ilk soldan dönmesi gerekiyordu.
Ama o dönmedi.
"Nereye gidiyoruz evim bu tarafta değil benim".
"Ah merak etmeyin sadece bu yol bizi oraya daha hızlı ulaştırır" dedi ve gözleri kısılana kadar gülümsedi esmer tenli adam.
İnandım.
Gerçekten beni çabuk yetiştirmek için bunu yaptığını sandım fakat hayır.
Beni darmadağın gözüken harabe bir yere getirmişti adını bilmediğim adam.
"Hey burada ne işim var benim ,çabuk beni geri götür".
"Ahh üzgünüm Taehyungshi emir büyük yerden bu yüzden seni geri götürüpte canımdan olamam değil mi?.
"Büyük yer mi? Ne saçmalıyorsun sen burası neresi benim burada ne işim var söyle hemen".
Sözümü bitirir bitirmez bir hışımla arabadan çıktı ve benimde kapımı açarak beni o dağılmış yere doğru sürüklemeye başladı.
İçeride gerçekten çok kötü bir koku vardı.
Şey gibi ceset.
***
İçeriye girdiğimiz anda 2 kişi daha geldi ve beni kollarımdan tutmaya başladı.
Sonrada bir masaya doğru fırlatdılar.
Elimi kolumu ve ayaklarımı bağladıktan sonra birde ağzımı bağladılar.
Adını bilmediğim esmer ve uzun boylu adam önümde dikildi ve çenemden tutup göz göze gelmemizi sağladı.
"Üzgünüm belki de birazdan öleceksin bilemem fakat gözlerimi güzelliğinle tatmin etdiğin için teşekkür ederim".
Hiçbir şey söyleyemiyordum.
Sadece gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
Çok garipti fakat şuan beni buradan nedense sadece Jungkookun kurtara bileceğine inanıyordum.
Tabi beni kurtarması için içimden yalvardığım adamın sinsi gülüşüyle önümde dikildiğini gördüğüm ana kadar...
***
Çok yorgunum ve uykulu uykulu yazdım.Eğer yazım hatası varsa özür dilerim hiç bakmadım çünki.Oy vermeyi unutmayın muahh 💋