***
Çok korkuyordum.
Jungkook şuan karşımda dikilmiş ,delici gülüşüyle beni izliyordu.
Hiçbir şey yapamıyordum.
Elim kolum bağlıydı ,cidden bağlıydı.
Aslına bakarsanız açık olsa bile birşey yapamazdım.
Ben korkağın tekiydim.Etrafta hep güçlü ,hiçbir şeyden korkmayan ,umursamaz birisi gibi gorünürdüm.
Aslında kendimi sadece öyle gösterirdim.
Kavga ve ya bu tür bir olay olduğu zaman hep beni oraya çağırırdılar çünki sözde benim "güçlü ve korkmaz" birisi olduğumu düşünürlerdi hep zaten şimdide öyle.
Ama aslında ben kendimi gösterdiğim insanın tam aksi birisiyim.Her şeyden korkar ,çekinir ve kendimi savunamam.
Feminen giyinirim ben.Kısa şortlar ,etekler ,croplar ve daha fazlası.
Hep şöyle düşünürdüm içimden:keşke kız olsaydım.
O zaman rahatlıkla istediğimi giyerdim.
Ama yargılayıcı ve homofobik bir yerde yaşıyorsanız erkek olarak bunları yapmak çok zor.
Dediğim gibi içimde aslında çok korkak ve savunmasızdım.
Beni dövmek için birisi üzerime yürürse korkudan altıma yapa bilirdim tıpkı şuan olduğu gibi...
***
Jungkook son derece soğuk bakışlarıyla üzerime doğru geliyordu.
"Ne oldu Kim? Beni gördüğüne hiçte sevinmiş gibi değilsin? Hm? Ne o yoksa seni siktim diye hep yanında kalıcağımı ya da şöyle söyleyeyim sana aşık olacağımı falan mı sandın yani?"
Konuşamadım.Ağzım açık onun nasıl böyle bir "yaratığa"dönüştüğünü sorguladım içimde.
Bana aşık olduğunu kesinlikle düşünmemiştim ama bana bunu yapacağını asla düşünemezdim.Sebepsiz yere...
"Cavap versene dilini mi yuttun yoksa?"
"S-sen sen neden bana bunu yapıyorsun? Ne yaptım ben sana?"
"Sen bana birşey yapmadın küçüğüm ,baban denilen o adi şerefsiz yaptı.Ama bende onun bana yaptıklarının karşılığını neden biricik oğluna vermeyeyim diye düşündüm.Evet belki sen öldükten sonra üzülür ama oğlunun homofobik giyimli bir gay olduğunu öğrenince bence hiçte üzülmeyecek.Sence?"
"Senden, senden nefret ediyorum.Piç".
"Şşt orda dur bakalım.Seni daha öldürmedim evet ama bu seni öldürmeyeceğim ve ya öldüremeyeceğim anlamına gelmez güzelim.Eğer ölmek istemiyorsan sana sunduğum şartı kabul etmen gerek".
"İstemiyorum ,duymak bile istemiyorum.Bırak beni.Bırak lütfen".
"Hayır.Seni bırakmayacağım.Ya buradan cesedin çıkar ya da sunduğum şartı kabul edersin.Seçim senin".
Dedi ve ellerini arkasından birleştirip arkasını döndü.Benden bir cevap bekliyordu.
Açıkcası şuan önümde domal dese domalacak vaziyetdeydim çünki altıma yaptığıma bile inanıyordum.
Aşırı korkuyordum o yüzden "kabul etmesem bile" şartının ne olduğunu sordum.
"Ş-şartın ne?".
"Güzel.Demekki ölmemek için herşeyi yaparsın.Açıkcası ölümden bu denli korktuğunu bilmiyordum.Oysaki hepimizin sonu orası".
"Şartını söyleyecek misin yoksa sabaha kadar buradamı oturacağız?".