27°

699 55 9
                                    

Yemekler yenip, sohbetler edildikten sonra büyükler, gençleri yalnız bırakmak adına odalarına çekilmişlerdi. Jimin ve Jungkook mutfakta kahve hazırlarken Taehyung ve Yoongi salonda onları bekliyordu. Taehyung mutfağa kaçamak bakışlar atıp Yoongi'ye yaklaşarak fısıldadı. "Hyuung gidelim mi artık, hm? Lütfeen." Yoongi kuzeninin ağzını eliyle kapatıp, mutfaktakilerin duyup uymadığına baktı. Bu tarafa bakmadıklarını görünce geri Tae'ye döndü. "Sessiz ol. Ne oldu, neden gitmek istiyorsun?"

"Jimin beni korkutuyor!" fısıldasa da tepki göstererek söylediği cümle ile Yoongi sırıttı. "Korkma ya, sadece sana biraz fazla hayran kaldı." kendisi de dediklerinin saçmalığının farkında olsa da içeri giren ikili ile susup önlerine döndüler. "Al sevgilim, senin için sade ve sütsüz." Jungkook elindeki kahve kupasını sevgilisinin eline verip yanına, yani kolunun altına oturup göğsüne yaslanarak bacak bacak üstüne attı. Jimin de geri kalmayıp ekindeki şekerli ve sütlü kahveyi, yeni tanıştığı yakışıklı çocuğun gözüne girebilmek için ona doğru uzatırken kupayı tam tutamaması sebebiyle elinden düşürüp hayran kaldığı bedeni yaktı.

Taehyung üstüne dökülen sıcak kahve ile acıyla bağırıp ayaklandığında Yoongi de endişelenip elindeki kahvesini sehpaya koyarak kuzenini banyoya sürükledi. "Jungkook, Tae'ye uygun kıyafet ayarlar mısın?" banyoya girmeden önce ettiği rica ile sevgilisi kendi odasına ilerlediği sırada ise Jimin, salonda gözleri dolmuş bir şekilde endişe ile tırnaklarını kemiriyordu. Taehyung zaten kendisinden haz etmemişken bir de istemeden canını yakmıştı. Şimdi benden daha fazla nefret edecek, diye düşünürken Jungkook elindeki tişört, eşofman ve yanık kremini kapıyı tıklattıktan sonra Yoongi'ye verdi ve ağlamak üzere olan arkadaşının yanına gitti. "Jiminie, sakın ağlamıyorsun. Kazayla yaptığını anlamıştır. Üzme kendini." Jimin omuz silkip göz pınarlarından taşan göz yaşını sildi. Birinin, kendisini yanlış tanıyıp sevmemesi onu üzüyordu. Bu yüzden Taehyung'dan özür dileyecek ve üzerine gitmeyecekti.

Banyodan çıkan ikiliyle salondaki ikili kendilerini toparlayıp yerlerine oturdular. Taehyung, az önce Jungkook'un oturduğu yere oturarak hyunguna yaslandı. Jungkook dudak büzerek, bozulduğunu belli etmemek için sehpadaki kupasını eline alıp yudumladı. Ne de olsa Yoongi onun sevgilisiydi ve şu an Taehyung'un yerinde kendisinin olması gerektiğini düşünüyordu. Ama az önce ki olaydan dolayı bir istisna göstermişti. Yine.

Jimin nazikçe boğazını temizlediğinde Tae hariç diğerleri ona dönmüştü. "Ş-şey, Taehyung... Ben gerçekten ama gerçekten çok üzgünüm. Bilerek yapmadım. İyi misin, ciddi bir şey olmamıştır umarım." Taehyung giydiği tişörtü, göğsüne sürdükleri kreme bulanmaması için parmaklarıyla çekiştirirken çatık kaşlarıyla Jimin'e döndü. "Sorun yok." tek dediği bu olmuştu. Ortam derin bir sessizliğe gömülünce Yoongi ve Jungkook birbirlerine döndüler. Birkaç saniyede anlaşıp aynı anda ayaklandılar. Açıklama yapan Yoongi oldu. "Biz birazdan geleceğiz." ikili ellerini birleştirip Jungkook'un odasına geçtiler. Yoongi, sonunda yalnız kalabilmelerinin heyecanıyla kollarını sevgilisine doladı. Jungkook da sırıtıp Yoongi'nin boynuna sarıldı.

"Neden daha önce odaya geçmedik ki biz?"

"Çünkü Taehyung kıskanıyor." burun buruna gelmişken Yoongi'nin dediği cümleyle geri çekildi Jungkook. "Yoongi ilişkimizde benden çok Taehyung'un sözü geçiyor resmen farkında mısın?" karşılıklı birbirlerine kaş çattılar. "Ne alaka, yok öyle bir şey."

"Öyle mi? Emin misin?" bu sefer sarılmayı da bırakarak tartışmaya başladılar. "Evet, eminim. Bir örnek ver kabul edeceğim hadi. Sadece bir örnek." Jungkook kallarını göğsünde bağlayıp, ağırlığını bir bacağına yükledi. "En basitini söylüyorum o zaman. Çünkü birçok örneğim var." Yoongi tek kaşını kaldırıp beklemeye başladı. "Daha geçen gün hava çok güneşli diye buluşmamıza engel oldu Min. Bence bu gayet de yeterli." Yoongi panikledi. "B-bu sayılmaz!"

Online Lesson - |YoonKook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin