II. Bölüm - Sen Benim Felaketimsin

223 82 0
                                    

II. Bölüm

SEN BENİM FELAKETİMSİN

Gözlerin gözlerime değince felâkatim olurdu. Atilla İlhan.

Otnicka- Where are you

🍷

Her şeyden vazgeçmek kolay olmamıştı. Hiç kimse için kolay olmayacaktı. Hayat insanı saçından tutup öyle bir yere sürüklüyordu ki, yapmam dediğin her şeyi yaparken, asla olmam dediğin o kişi olurken buluyordun kendini.

Kardeşimi kaybetme korkusu hayallerimi, hayatımı, kendimi feda ettirecek kadar güçlüydü. Onun uğrunda iğrendiğim ve korktuğum o insan olacaktım.

Ne çok söz vermiştim kendime annem gibi olmayacağıma dair. İnsan en çok kendine verdiği sözden dönermiş.

Başka bir ankesörlü telefonun önünde durduğumda midem bulanıyordu. Bu iş başlı başına mide bulandırıcıydı. Ne var ki kardeşimin hayatı yanında yaşayacaklarımın bir önemi yoktu.

Kartı sokup annemi bir kez daha aradım. Açmadı. İkinci kere aradığımda açmaya karar verdi. "Yine ne istiyorsun?" diye sordu açar açmaz.

"Hakan abiyle konuşmak istiyorum."

"Ne konuşacaksın-" diyen annemin sözü bölündü. Hakan telefonun diğer ucundaydı.

"Söyle canım." Adamın sesi bile kanser ediciydi.

"Ben şey için aramıştım..." Bunu söylemek mümkün müydü? "Ben..."

"Sen ne Yazgı?" dedi Hakan. Ses tonu eğlenir bir havadaydı. "Ne için aradığını tahmin edebiliyorum ama senin ağzından duymak istiyorum. Hatta annenin de duymak istediğine adım gibi eminim."

Bana en büyük kötülüğü yapacaklardı ve ben de onlara bile bile izin verecektim. Aynı hakaretlerin karşısında suskun kaldığım gibi. Hayatım her şeye karşı kocaman bir kabullenişti. Kendi ayağımla yok oluşuma gelmiştim.

"Ne duymak istiyorsunuz? Çaresizliğimi mi? Kardeşimin yaşaması için bedenimi satacağımı mı? Kendi hayatımı kendi ellerimle mahvedeceğimi mi? Evet bunu yapacağım işte. Hep korktuğum şey olacağım." Acı bir tonla, "Bir fahişe," diye ekledim.

En çok korktuğum şey annem gibi olmaktı. Onun sahip olduğu hayata asla sahip olmayacaktım ben. Nefret ettiğim kişiye dönüşmeyecektim. Benim yazgım onunki gibi olmayacaktı. Olmaması için savaşmıştım. Bir adamı öldürmek pahasına yaralamış. Kaçmıştım. Şimdi kendi ayaklarımla geri gelmiştim. Verdiğim bütün mücadeleyi hiçe saymıştım.

"İnsanların yürüyeceği tek bir yolu, varacağı tek bir noktası vardır Yazgı," dedi Hakan. "Senin yürüyeceğin yol varacağın yer belliydi. Sana bunu iki sene önce de söylemiştim. Ne yaparsan yap değiştiremezsin. Senin yazgın bu ve yaşamak zorundasın."

Benim yazgım bu muydu gerçekten? Hayaller kurmuş farklı bir hayat düşlemiştim kendime. Liseyi açık öğretimden bitirmiş ve üniversite sınavına hazırlanıyordum. Kardeşimin hastalığına rağmen çalışmayı bırakmamıştım. En büyük hayalim cerrah olmaktı. Günün büyük bölümünü bir fabrikada çalışmak zorunda kaldığım halde istiyordum. En azından puanımın bir tıp fakültesi kazanacak kadar iyi olmasını istiyordum. İlk hedefim buydu.

"Bu konuyu yüz yüze konuşsak iyi olur. Sana araba göndereceğim," dedi Hakan.

Bu adamın eline düşersem bir daha kurtuluş şansım yoktu. Başında olduğu mafya çok güçlüydü. İş adamları ve siyasilere kadar uzanan bir güçtü. Kurnaz ve çıkarları için kimsenin gözünün yaşına bakmazdı. İstese beni öldürür, kimsenin ruhu duymadan ortadan kaldırırdı. Daha önce defalarca yapmıştı.

YARGISIZ İNFAZ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin