1. Bölüm

4K 464 16
                                    

Selam canımlar! Ben Tuba ama siz bana kısaca ''yeni yazmaya başlayan çiçeği burnunda yazan adayı'' diyebilirsiniz. 😂

Yıllardır kaç defa yazdım sildim bilmiyorum. Birçok denemelerim oldu ama ilk defa bu kadar istikrarlı şekilde yazıyorum hatta yayımlıyorum. Hatalar olabilir çok detaylı düzeltme yapmadım. Ama siz onları görmezden gelirsiniz biliyorum.

Bana ulaşmak isterseniz instagrama atlamanız yeterli. 🤩 Oralarda olacağım. He bir de yorum ve görüşlerinizi bildirirseniz çok sevinirim. Keyifli okumalar diliyorum şimdiden. Bölüm şarkımızı da dinlemeyi unutmayın. kalp, kalp, öpücüklü kalp...

İnstagram - @tubisinbooks

***



Ellerinin üzerine kapanan sıska ve buruşuk eller bütün enerjisini çekerken içi titriyordu. Kalp atışları koşar adım kendisinden uzaklaşıyor gibi hızlanmıştı. Bütün kanı damarlarından çekiliyormuşçasına elleri buz kesmişti. Bir yanı üşüyor bir yanı yanıyordu. Beyni uyuşmaya başlamış görüşü bulanıklaşmıştı. Gözlerini yaşlı kadından ayıramıyordu. Göz akları irileşip renkleri kaybolmuş olan gözlere bakmak tarif edilemez bir korkuyu kamçılıyordu.

Sonra bir saniyeliğine yaşlı kadının görüntüsünün farklı birine dönüştüğüne yemin edebilirdi. Genç, güzel, minik burunlu ve dolgun dudaklı bir kadın karşısında duruyordu. Ruhunun bir yarısını kendinde taşıyan onu tamamlayacak olan kadını gördü. Başı dönmeye başladı. Kırpmadan baktığı gözleri sulanmış nefes almayı unuttuğu göğsü taş gibi sertleşmişti.

''Onu bul! Onu bulmalısın!'' yaşlı kadının hırıltılı fısıltısı bütün hücrelerinde geziniyordu. Kadın ellerini adamın ellerinden çekti ve usulca gülümsedi. ''Bana yaptığın iyiliğin karşılığıydı.'' Diyerek, şoka girmiş adamı umursamadan arkasını dönüp kayıplara karıştı.

Genç adam iyice zorlaşan derslerden bunalmıştı. Hayatı okumakla geçecekmiş gibi hissediyordu. Yoğun geçen derslerden sonra bir de online eğitime katılacaktı. Okulda yeterince yorulduğu yetmiyormuş gibi bir de uzaktan eğitim belasına bulaşmıştı. Bugünkü dersleri tahmin ettiğinden uzun sürünce eve gidip rahat etme düşüncesi de rafa kalktı. Online dersine girmek için, sessiz sakin bir kafe bulma umuduyla caddede yürüyordu. İnsanların doldurduğu kalabalık kafeleri görmezden gelerek hızlı adımlarla yürümeye devam etti. Sokağın karşısında hatırı sayılır derecede boş olan kafeye doğru ilerledi. Dışarıdan şirin gözüken kafenin dizaynı da oldukça iç açıcıydı. Etrafı alıcı gözle süzdükten sonra köşede olan boş ve minik masaya oturdu. Ders notlarını ve bilgisayarını hızlıca çıkarıp açtı. Dersin başlamasına çok az bir süre kalmıştı. Eve gitmek için zaman kaybetmediğine içten içe sevindi.

Derse girmeden önce telefonunu çıkarıp gelen bildirimlere baktı. Annesinden gelen mesaja sırıtarak cevap verdi. Aylardır onları görmemişti. Hem ailesi hem memleketi burnunda tütüyordu. Sık sık görüntülü konuşmalarına rağmen özlemi gitmiyor hatta daha çok körükleniyordu. Sabahtan beri doğru düzgün bir şey yemediğini hatırlatan midesi guruldamaya başladı. Sipariş vermek için garsona el işareti yaparken kafenin diğer köşesinde oturan çocuklar dikkatini çekti. Hayatın zorluklarından habersiz, sadece eğlence ve oyun düşünen sevimli minikler karşısındaki adama kahkahalarla gülüyordu. Babaları olduğunu tahmin ettiği adam çocuklara şımarık hareketler ve taklitler yapıyordu. Yüzündeki sırıtma iyice genişledi. Gelen sevimli ve ufak tefek garson kıza kahve ve hızlıca hazırlanacak yiyecek bir şeyler sipariş etti. Öğünlerini geçiştirmekten pek hoşlanmamasına rağmen eğitime kadar hızlıca ne yese kârdı. Midesindeki gurultu sussa yeterdi.

Aşkı Ararken (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin