Aşkı Ararken (+18)

4. Bölüm

Hikâyenin nasıl ilerleyeceği hakkında tahmin var mı? 😂

Keyifli okumalar. Bölüm şarkımızı dinlemeyi de unutmayın. ❤️‍🔥

***

Yatağında bir kıpırtı hissedince mırıldanarak arkasını döndü. Dalgalı sarı saçlar yastığa gelişigüzel dağılmış, dolgun dudaklar gülümsüyordu. Üzerinde yine kırmızı bir elbise vardı. Derin dekoltesi, göğüslerini içeride tutmakta zorlanıyor gibi kumaş gerilmişti. Çıkık köprücük kemikleri hatırı sayılır oyuklar oluşturmuş ince boynuyla birleşince nefes kesici görünüyordu. Aren, yatağındaki kadına iyice sokuldu ve yüzünü ellerinin arasına aldı. Kadının elleri adamın kirli sakalları üzerinde dolaşıyor, baş parmağı dudak kıvrımını okşuyordu. Derin bir iç çekerek bedenini kadının bedenine biraz daha yaklaştırdı. Taş gibi olmuş vücudu, kadının yumuşak teninde eğreti duruyor gibiydi. Ellerini omuzlarına koyup köprücü kemiklerini okşadı. Avuç içleri kadının bedenini keşfe çıkmış gibi sırtına ilerledi. Gözlerini kadının yüzünden ayırmıyordu. Sırtındaki eli beline doğru ilerleyip bel oyuntusunda durdu. Bacağının birini kadının bacaklarının arasına sokup aradaki mesafeyi tamamen kapattı. Alnını kadının alnına bastırırken eli kadının pürüzsüz bacağında yol aldı. Avuç içini diz kapağının arkasına yerleştirip sıktı. Dolgun dudaklarına yöneldi. Kulakları uğuldamaya başladı. Kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Bedeni iyice kasılmıştı. Gelen boğuk seslere aldırmamaya çalışıyordu. Daha derinden hissetmek ister gibi gözlerini kapatıp dudaklarını kadının dudaklarıyla birleştirdi. Dünyadan kopmuştu sanki. Her şey etrafında dönüyor gibiydi. İçi ürperdi ve duyduğu gümbürtüyle gözlerini açtı.

Nerede olduğunu anlamadan etrafına bakındı. Elleri arasına aldığı ve dudaklarını değdirdiği yastığa küfrederek baktı ve sinirle odanın rastgele bir yerine fırlattı. Bacaklarına dolanan pikeden hızlıca kurtuldu. Elleriyle yüzünü sıvazlayarak yataktan kalktı. Rüyasının en güzel yerinde onu gerçek hayata döndüren kişi kimse kıçına bir tekme atıp geldiği yere postalayacaktı. Aylardır hatta yıllardır ilk defa farklı bir rüya görüyordu -hem de arzu seviyesinin zirveye çıktığı bir rüya- ve bu gelen densiz kimse bütün büyüyü bozmuştu. Rüyanın devamının nasıl olacağını düşündü. Bu düşünce kasılan bedeninin tekrar ürpermesine sebep oldu. Odadan hızlıca çıktı ve merdivenlerden koşarak indi. Dün gece çıkarıp ortaya attığı ayakkabısına takılınca küfretti. Sinirinin geçmesini umarak ayakkabıya bir tekme attı. Sinirle kapıyı açtı ve gelen kişinin üzerine atlamak ister gibi hamle yaptı.

Alice korkuyla kenara çekilip ''Hey şampiyon sakin ol! Ne bu sinir?'' diyerek kapıyı itip davet edilmeyi beklemeden içeri girdi.

Kaşlarını çatmış, hâlâ açık olan kapıda dikilmeye devam eden adama bakarak ''Aradım açmadın'' omuz silkti ''Seni merak ettim. Dün gece kötü görünüyordun.'' dedi.

Aren dinmeyen sinirlerini dizginlemeye çalışarak ''Gördüğün gibi iyiyim Alice. Sadece uyuyordum.'' karşılık verdi.

Alice adamın dağılmış yüzüne, yerde duran ceket ve ayakkabılara bakarak kuşkuyla gözlerini kıstı. Çaktırmamaya çalışarak etrafı taradı. ''Sen ve bu saatte uyumak?!'' adama yaklaştı.

Adam her zaman planlı ve düzenli yaşayan biriydi. Hayatında, plansız yaptığı çok az şey vardı. Sabahları erken kalkar, sporunu yapar ve günün geri kalan kısmını da verimli geçirirdi. Çocukluğundan bu yana alışkanlık haline getirdiği düzenli yaşamdan taviz vermiyordu. Doğal olarak, akşam saatlerine kadar uyumak da işlerini aksatmak da hiç ona göre şeyler değildi. Son zamanlarda ise işler iyice garipleşmişti. Aren açık olan kapıyı kapatıp salona ilerledi ve kendini koltuğa bıraktı.