Elijah:Klaus uzlaşmak için bu akşam sizi Mikealson malikanesinde yemeğe bekliyor. Ve unutmayın eğer yalan söylediyseniz bedelini ödersiniz,sevgili Clara.
-Sana yalan borcum yok benim,dediğin gibi bu akşam detayları konuşuruz.
Elijah:Klaus'un başka şeyler planlayacağını düşünüyorum,bu yüzden tabutları bana vereceksiniz. Ve sen varken Klaus hile yapacağımızı düşünebilir beni kendi tarafında sanması gerek. Sen tabutları koru seni arayıp Damon ile yanına geldiğimizde sen Klaus'un yanına gidersin biz de hançerleri çıkarırız. Böylece Stefan da yalnız kalmamış olur.
-Senin Klaus ile işbirliği yapıp,sonrasında kardeşlerimi rehin alıp kendininkinleri istemeyeceğin ne mâlum.
Elijah: İstersen zihnime gir,sevgili Clara. Samimi olduğumu göreceksin.
Ayakta duran Elijah'ın yanına yaklaştım. Ellerimi şakaklarına koydum ve büyülü kelimeleri söyleyerek zihnine girdim. Dediği gibi sözlerinde samimiydi ona güvenebilirdim. Ellerimi çekmeden gözlerime bakarak konuştu:
Elijah:Artık bana inanabilirsin öyleyse.
-Şimdilik öyle görünüyor.
Dedim göz temasını hemen keserken. O da keyfi yerinde bir şekilde yanımdan ayrıldı. Dikkat çekmemek için ormanda buluşmuştuk. Ben de uflayarak eve döndüm.
~~~~~~~~~~~~~~~~
Dün akşam eve geldiğimizde Damon ve Stefan'a Elijah'ın teklifini kabul ettiğimi söyledim. Ben tabutları nasıl bulacağım diye endişelenirken Stefan yerlerini bildiğini söyledi. Meğersem Klaus ile birlikteyken onların yerini öğrenmiş ve telkin kalktıktan sonra da birkaç cadı sayesinde ölü cadıların güçlerinden yaralanarak terkedilmiş evde onları gizlemiş. Neden bana söylemediğini sorduğumda cadıların gizli tutmasını istediklerini söyledi. Şimdi de Damon,Stefan ve ben tabutların gizlendiği yere gidiyorduk. Ev bir asırdır terkedilmiş gibi duruyordu ve çok bakımsızdı,cadı ruhlarının burayı mesken edinmesine şaşırmadım. Umarım beni reddetmezlerdi. Klaus'un melez yaratmasını daha büyük bir tehdit olarak görürlerdi muhtemelen.Damon bahçe kapısını açtı ve üçümüz de evin varendasına geldiğimizde Damon sessizlikten sıkılıp konuştu: