'bu sefer ihtiyacım olan şey kolların.'
゚
*
* ・゚゚° ° *・゜゚
Esen hava tüm bedenini titretirken üstündeki monta sıkıca sarıldı ve gözlerini yumdu.
Tüm gece boyunca soğukta kaldığı yetmezmiş gibi değiştiremediği okul kıyafetleriyle yerde uyuyakalmıştı. Ağır bir uykusu olduğu için uyanmamış ölü gibi kalmıştı yığıldığı yerde. Sabah uyandığında ise parmaklarını bile oynatamayacak kadar tüm vücudunda ağrı olsa da biraz sıcaklık ve hareketle kitlenen bedeni açılmıştı ancak ağrıları hâlâ varlığını koruyordu. İçindeki ateşin biraz sönmüş olduğunu düşünmüştü, daha sonradan gece kimsenin onu görmeye gelmediğini hatırlaması acısına acı katsa da çok düşünmemeye çabalıyordu.
Düşünüyordu bazen. Doğması hataysa ölüm doğru bir seçenek miydi?
İntihar etmeyi aklından geçirdiğinde aklına sadece üzerindeki montun sahibi geliyordu. İlginç değil miydi? Ailesini değil de başkasını düşündüğü için yapamıyordu, gerçi işin adil olmayan kısmı, onu bu konuma ailesinin getirmiş olmasıydı.
'Başkası değil.' diye yalanladı sözcüklerini zihni.
Dün akşama göre tüm siniri, gözyaşları tükenmişti. Üzerinde dingin bir sakinlik vardı. Hep böyle olurdu ya zaten. Geceleri ağlar, ertesi gün ise dünyadan soyutlanarak zihnine hapsolurdu. Diline zincir vurulur, gözleri dalardı. Anılar zihninin duvarlarını parçalar, içerisini harabeye çevirirdi.
Şapkasının geriye doğru itilmesiyle daldığı düşüncelerden koparak gerçekliğe döndü. Başını kaldırdı ve direkt olarak endişeyle parlayan kahvelerle kesişti.
Genç adamın yüzünün her santimine yayılan saf şaşkınlığa bakarken alt dudağı titredi, gözleri sulandı. Ağlamak istemiyordu. Ağlamamalıydı. Güçsüz görünmeyecekti.
Ulaş ise gördüğü yüz karşısında şok olmuştu. Evet, iyi görünen bir Beliz beklemese de bu kadar dağılmış olabileceği aklının ucundan geçmemişti. İhtimal bile vermemişti ki böylesine üzülmüş olabileceğine.
Kıpkırmızı, şişmiş gözler, rengi atmış bir yüz kesinlikle beklediği bir görüntü değildi.
"B-Beliz?"
Aceleyle yanına otururken sesinin titremesi umrunda bile değildi.Düşen şapkayı tekrar başına geçirip yüzü görünmeyecek şekilde kapatmasını dehşetle izledi.
"Beliz, ne oldu? Biri bir şey mi yaptı?"
Sorularını ardı ardına sıralamaya devam etti ama genç kız dudaklarını aralayıp tek kelime bile etmedi.
"Annene ya da babana mı bir şey oldu? Kavga mı ettiler?"
O sustukça kalbi korkuyla çarpıyordu. Bedenini alevler sarıyordu. Sakin biri gibi görünse de özünde duygularının ön planda olduğu bir karakteri vardı. Aklına birbirinden kötü ihtimaller doluyor ve Beliz'in suskunluğu onu daha da korkutuyordu.
Derin nefes almaya çalıştı. Önce sakin olmaya çalışmalı ve mantıklı davranmalıydı. Eğer üstüne giderse daha da içine kapanabilirdi. Bu olmasını isteyeceği son şeylerden biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
no tears left to cry
Короткий рассказ"Asla yalnız olmayacaksın." dedi gülümsemesinden akan merhametle. Soğuk avuç içini genç kızın yanağına koydu ve değerli bir varlığa dokunurcasına teninde narince gezdirdi parmağını. "Benliğimden eksilecek olsam bile her zaman seni tamamlamak için b...