bak bir varmış bir yokmuş

44 5 86
                                    

'işte bir sabah erken masal böyle başlamış.'

*

* ・゚゚° ۝ ° *・゜゚

Kafeye geldiklerinde Beliz tanıdık birisi onları görür korkusuyla üst kata çıkmak istemişti. Üst kat tamamen camekan olsa da bunu dert etmemişti çünkü dışarıdan bakılsa bile yanındaki kişinin bir erkek olduğu anlaşılmaz ayrıca kendisi de tanınmazdı.

Ulaş elini hafifçe kaldırdı ve garsona seslendi.
"Bakar mısınız?"

Gözlerini gökyüzünden ayırdı ve Ulaş'a çevirdi. Az önce havaya kaldırmış olduğu elini masanın üzerine koymuştu. Bakışları bu defa eline kaydı. Geçen günkü olan gümüş yüzük bu sefer sadece baş parmağındaydı.

Çaktırmamaya çalışarak kendi elini de masaya koydu. Bakışları iki el arasında gidip gelirken Ulaş'ın ellerinin kendi ellerinden bin kat daha iyi oluşuna dudak büzdü. İnce ve kemikli parmaklarına bakarken yüzünü astı ve somurttu.

Ağır ağır kaldırdı gözlerini genç adamın yüzüne ama bakışları kahvelerle çarpıştı. Dikkatle kendisine bakan gözlerin direkt olarak odağı olması heyecanlanmasına sebep olurken yanağına yaslamış olduğu elini indirdi ve yarım yamalak bir gülümsemeyle karşılık verdi bakışlarına.

Bu şaşkın hallerine güldü Ulaş.
Ona baktığını farkedince gözlerini kırpıştırıp afallamasını, sonradan duruşunu düzeltip şirin gülümsemesini yüzüne takınması...

Besbelli hoşuna gidiyordu bunlar. Daha onu göreli belki de toplam iki saat olmuştur ama şimdiden mimikleri kalıcı şekilde zihnindeydi.

Masaya doğru eğildi ve ellerini birleştirdi.
"Anlat bakalım biraz kendini."

Beliz sağ eliyle önüne düşen saçlarını omuzlarından geriye itikledi.
"Böyle söyleyince kendimi evlenme programında gibi hissettim." dedi gülerek ve devam etti.
"Ben Beliz. 17 yaşındayım."

Genç adam başını hafifçe omzuna doğru eğip gülerek Beliz'e baktı.
"Taliplerini bekliyorsun sanırım."

"Tabii ki!" dedi kıkırdayarak.
"Bir zamanlar günün en sevdiğim kısmı okuldan gelip yemek yiyerek evlilik programı izlemekti."

Genç adam başını geriye atıp kahkaha atarken "Şaka yapıyorsun?" diye sordu.

Ulaş'ın güldüğünü gördükçe üzerindeki gerginlik ve heyecan yavaşça azalıyordu.

Utançla gülüp omuz silkti.

Ulaş, kahkahası dinse bile gülüşünün izleri bulunan sesiyle konuştu."Yoksa beğendiğim biri olur, talip çıkarım diye düşünerek mi izliyordun?"

Kız sahte şaşkınlıkla yüzüne baktı. "Nereden bildin?"

Ulaş tekrar güldüğünde Beliz mutlulukla arkasına yaslandı ve kollarını göğsünde birleştirdi. Yanında mutluysa mutlu olurdu.

"Muzip yüz ifadene bakarsak kesinlikle benimle eğleniyorsun."

Dudak büzdü aynı sahte oyunculuğuyla. "Tüh!" dedi sadece.

no tears left to cryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin