Tüm bu olanlardan sonra psikoloğa gitmiştim. Bir yandan üniversite okurken bir yandan psikoloğa gidiyordum. Her şey rayına oturmaya başlamıştı. Artık hayattan zevk alıyordum. Seungmin ile her günümüzü dolu dolu yaşıyorduk . Gülümsemelerimiz, kahkalarımız asla eksik olmuyordu.
Seungmin resime meraklı olduğumu öğrenince Minho hyung için ayırdığımız odayı boşaltıp kendimize özel bir oda haline getirmiştik. Duvarları istediğimiz gibi boyayıp , duvarların üzerine resimler çizmiştik. Fotoğraflarımızı çıkartıp duvara asmış ve ışıklarla süslemiştik. Duvarın bir kısmına da Silent Cry'ın sözlerini yazmıştık.
Kendi kendimi resimler çizip geliştirirken, Seungmin'de şarkılar yazıp gitar çalıyordu. Tabi ki de bu şarkılar sadece bize aitti. Bazen bende Seungmin'e eşlik ediyordum o da yanıma gelip resim çizmeye çalışıyordu. Bazen onu canlı olarak çizmek istediğim için 3 saat boyunca kıpırdamadan poz veriyordu . Bir süre sonra başta endişeli olsamda çizdiklerimi yayınlamak için bir Instagram hesabı açmıştık. İyi yorumlar gördükçe daha çok çiziyordum . Bazen canlı yayın açıp canlı yayında çiziyordum.
Minho hyung, Felix ve ben dansımızı geliştirmiş ve arada sırada sokak dansçılığı yapmaya başlamıştık. İnsanlar sadece bizi izlemek için her hafta orada toplanıyordu. Kendimize bir YouTube kanalı da açmış oradan da yaptığımız kareografileri yayınlamıştık.
Seungmin'le birlikte her hafta dışarı çıkıp manzara fotoğrafları ya da birbirmizin fotoğraflarını çekiyorduk. Kendimizi fotoğraf alanında da baya bir geliştirmiştik.
Yağmur yağdığında ilk işimiz olarak dışarı çıkıyorduk. Sonrasında da evde birbirimize bakıcılık yapıyorduk.
Abim ve jeongin Hyung ile arada sırada görüşüyordum onlarda evi terketip evlenmişti , annem ile babam da ölünce Yeji'yi yanlarına almışlardı.
Minho hyung'un gönlü Felix'e kayınca jisung ile Changbin hyung'u birbirine ayarlamıştık. Onlarda yurtdışına çıkıp orada yaşamaya başlamışlardı. Changbin ile aramız eski haline dönmüştü, sorunlarımızı çözmüştük.
Felix ve Minho hyung da evlendikten sonra Seungmin'le bizde evlendik. Düğününüzde sadece 8 kişiydik . Seungmin'in ailesi düğüne gelememiş ama bizim için Kore'ye döndüğümüzde parti hazırlamıştılar. Küçükken hissedemediğim o gerçek aile duygusunu onlar hissettirmişti.
Evlendikten 2 yıl sonra Dahyun'u evlat edinmiştik. O gerçekten çok tatlıydı . Hep yanaklarını mıncıklamak istiyordum. Yanımıza geldiğimizde 5 yaşındaydı ve bize hemen alışmıştı. Bizi hemen ailesi benimsemişti.
Ben Seoul'un en iyi üniversitelerinden birinde akademisyenlik yapıyordum. Seungmin'de çok başarılı bir psikiyatrist olmuştu. Dahyun için hep onun psikolojisini iyi etkileyecek şekilde konuşuyordu.
Dahyun, çok zeki bir kız olmuştu . İki tane babasının olmasını insanlarin dediklerine rağmen normal görüyordu. İlk başlarda okulda annesinin ve babasının is yerlerini yazmak için önlerine kağıt verildiğinde 'Anne' yazan yeri karalayıp 'Baba1' 'Baba' kısmına da '2 ' eklemişti. Adlarımızın 'baba' olmadığını öğrenince artık 'baba-hyun' ve 'baba-seung' diye düzeltmeye başlamıştı. Bize hep 'Baba1' ve ' baba 2 ' diye sesleniyordu.
Aşk konusunda tamamen bendi. Yani kan bağımız olsa bu kadar olurdu. Birinci ve ikinci sınıfta 'Jihyo' adında bir kızdan hoşlanırken yaz tatilinde Jeongyeon'u sevmiş okul başlayınca da Mina'yı sevmişti. Ve daha sayamayacağım bir sürü kız. Sadece en uzun süreni Sana olmuştu. Hala da sevgililerdi yaklaşık 5 yıldır.
Ne zaman Minlix çifti bize gelse Felix'i Minho hyung'un yanından ayırmaya çalışıyordu. Felix ile evlenme gibi hayalleri yoktu sadece Minho hyung'u sinir etmeyi seviyordu ama az kalsın Minho hyung kızımın ağzına peçete sıkıştırıyordu. Seungmin durdurup Dahyun ile ilgilenirken bende Minho hyung'a kızmıştım . Sonrasında yemiştim tabi peçeteyi , Seungmin hepsini teker teker dilimden alıp temizlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silent Cry / HyunMin
Fanfictionsilenttcry Sessiz odanın ışıklarını söndürmenin ardından ışıl ışıl gülümseyen sen soluyorsun usulca [İletildi 04.00] [Görüldü 04.01]