şeker portakalı ve göz kürelerinden düşen inci taneleri; 3

310 57 46
                                    

Şeker portakalı.

Daha iki gün önce yanına gittiğim psikoloğun bana verdiği bir çocuk kitabı. Ama tanrı şahit ya, ben bu kitaba çocuk kitabı diyemezdim.

Yağmurun altında ıslanmamın ve o kadının odasında Jisoo'yu beklememin üzerinden iki gün geçmişti. Bu iki günde tek odağım bu kitap olmuş, ve hemen bitirmiştim.

Notlar almış, sevdiğim kısımları çizmiş ve onun dediği gibi çokça ağlamıştım. En çok da minik Zeze'nin hayal kırıklıklarına ve canından çok sevdiği Portuga'sının gitmesine ağlamıştım.

Zeze güçlü bir çocuktu.
ama ben asla güçlü bir çocuk olamamıştım.

Kitabı okurken yaşadıklarım, attığım çığlıklar ve bedenimde ki acılar tekrar tekrar gün yüzüne çıkmıştı. Bu yüzden Jisoo unnie yeni bir randevu almıştı.

O gün yağmurun altında ıslanmış bedeniyle bana sarılmış şarkılar söylemiş ve yanımda olduğunu hissettirmişti. O benim annemin yerine geçmiş gibiydi.

Siyah maskem, bol pantolonum ve üstüme giydiğim boğazlı kazakla kendimi süzüyordum aynadan.

iğrençtim.

"Lisa! hadi bebeğim randevuya geç kalacaksın."

"Geliyorum unnie!"

Sırt çantamı ve kitabı alarak hızlı adımlarla merdivenden indim ve hızla beremi takıp montumu giydim. Seul'un soğukları çekilmiyordu.

"Çok güzel olmuşsun."

Tatlı tatlı konuşmasıyla güldüm. "Her zaman ki halim."

"Ee bende sana her zaman güzel olduğunu söylüyorum."

Bir utanç bedenime yayılırken daha fazla konuşmadan dışarı çıktık. Soğuk rüzgâr esiyor, esiyor ve kalbimdeki tüm sorunları yok edecekmiş gibi esiyordu.

Arabanın ön koltuğuna oturduğumda o da sürücü koltuğuna geçmişti. Emniyet kemerimi takıp başımı cama yasladım ve kulaklıklarımı takarak sevdiğim şarkılardan birini açtım.

Büyüleyici hatıralarımda

Yalnız dans etsem bile yağmur yağar

Bu sis temizlendiğinde

Ben ıslak ayak ile sana

koşacağım

O zaman sarıl bana

Çünkü ay yalnız görünüyor

Gece gökyüzünde parlak bir şekilde ağlıyormuşum gibi hissediyorum

O sabah bir gün geleceğini bilmek bile

Senin gökyüzünde bir yıldız gibi kalmak isterdim

"Lisa'm geldik bebeğim." Jisoo unnie'nin sesiyle irkilerek gözlerimi açtım. İki katlı yeri görmem ile derin bir nefes alarak ona döndüm.

"Görüşürüz unnie."

Sıcacık bir şekilde gülümsedi, "Bir şey olursa hemen beni ara tamam mı bebeğim?"

Bende onun gibi gülümsedim ve başımı salladım. "Merak etme, bir şey olursa ararım."

Arabanın kapısını açarak dışarı çıktım, kuru bir soğuk vardı havada. Son kez arabanın içinde ki ablama el sallayarak patikaya benzer yoldan yürüyerek içeri girdim.

idama sürüklenen açelyalar | chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin