BÖLÜM 13 "Bir Veliaht Prenses Olurken" (II.KISIM)

109 11 2
                                    

"And I'll be your cryin' shoulder

Ve ağladığın omuz olacağım

I'll be love's suicide

Aşkın intiharı olacağım

I'll be better when I'm older

Yaşlandıkça daha iyi olacağım

I'll be the greatest fan of your life

Hayatındaki en büyük hayranın olacağım."


GRACE, ALİCE MAVİSİ BOYDAN BOYA dantelli ve küçük pırlanta taşlarla bezenmiş yine önceki gelinliğiyle aynı kesim gelinliğini giymişti. Düz topuz olarak toplanmış saçını kuaförler değiştirerek örgüsü taç şeklinde bir topuz yapmışlardı. Kuaförlerin Unutmabeni ve İnci çiçeğiyle donattığı örgülü topuzuyla tam anlamıyla geleneksel bir İrlandalı Gelin olmuştu.

Grace, İrlanda Kraliyet Sarayı'nın onun için bugünlük tahsis edilen Büyük Aile Salonu'nda Aiden'ın gelmesini bekliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Grace, İrlanda Kraliyet Sarayı'nın onun için bugünlük tahsis edilen Büyük Aile Salonu'nda Aiden'ın gelmesini bekliyordu. Nora, yine bazı işlerin peşinde olduğu için burada yoktu ama saray görevlileri hala Grace'in yanındaydı. Önünde duran Kral Brian'ın devasa yağlı boya portre resmini inceliyordu. Onun yanında Kral Henry ve Kraliçe Kathleen, yan yana çizilmiş resimleri vardı. En sonda da Kraliyet üniformaları içinde çizilmiş Aiden'ın portresi yer alıyordu. Kocaman bir dokuma halıyla döşenmiş odanın içinde ilerleyerek Aiden'ın portresine doğru yaklaştı. Altın yaldızlı ve dev duvarın önüne asılı duran portreye bakarken gülümsemeden edemedi. Aiden, hayatında gördüğü ilk yakışıklı adam değildi ama onda bambaşka bir şey vardı... Bunu daha ilk tanıştığı anlarda anlamıştı. Portreden gözünü çevirerek ihtişamlı bir şekilde döşenmiş odayı incelemeye devam etti. Daha önce de bu saraya gelmişti ama sarayın gösterişliliği karşısında hala hayrete düşüyordu. İnsan yapımı sanatın en önemli kanıtı olan bu saraylarda büyümek gerçekten muhteşem olmalı diye düşündü.

Grace, yeniden gözlerini Aiden'ın portresine çevirdi. Uzun uzun ona bakarken odanın devasa çift kapaklı beyaz kapısı gürültülü bir şekilde açıldı. İçeri gri smokin takımının içinde tüm etkileyiciliğiyle Aiden girdi. Tabi ki muhteşem gülümsemesi ile beraber...

"Bugünden beri aklımı başımdan alıyorsun, Grace." Onun tam önünde durup bir elini kavrayarak nazikçe öptü. "Yine göz alıcı görünüyorsun."

Grace'in yüreği ağzında çarpıyordu. "Teşekkürler."

"En zor kısmını atlattık, ne dersin?"

"Öyle görünüyor."

Aiden, derin mavi gözleriyle ona bakarken bir an ne diyeceğini bilemez gibi ağzını açıp kapadı. Sonunda, "Aramızın düzelmesine sevindim." dedi.

Grace de sevinmişti. Gülümseyerek, "Ben de sevindim." diye cevapladı onu. Ne kadar belli etmese de Aiden'ın ona hiçbir şey olmamış gibi davranması canını yakıyor, onu fark etmesini istiyordu. Bugün ikisi için de harika geçmişti. Grace'in, sunağa geldiğinde Aiden'ın alenen belli olan hayranlık dolu bakışlarını, onu öptüğünde içinde eskisinden daha fazla alevlenen ateşi unutması mümkün değildi. Aiden da acaba böyle hissetmiş midir diye düşünürken beraber odadan çıktılar ve balo salonuna doğru ilerlemeye başladılar.

Balo salonundan içeri girdiklerinde büyük bir alkış tufanı onları karşıladı. Altın sarısı ışıklarla süslenmiş ve yüzeyi tamamen parlak ahşaplarla döşenmiş Muhteşem Salon adı verilen balo salonunun tam ortasına geldiler. Salondaki herkes etrafında çember olmuştu. Günlerce çalıştıkları vals parçası çalmaya başladığında Aiden ve Grace, ezberledikleri şekilde dans etmeye başladılar. Yaklaşık iki dakika dans ettikten sonra Aiden, Grace'in belinden ellerini çekmedi. Ona daha da yaklaşarak kulağına doğru, "Grace, sana bir sürprizim var." diye fısıldadı. Aiden'ın tatlı nefesi Grace'in tenini okşuyordu. Müzik durmuş, tüm salon neler oluyor diye yeni evli çifte bakıyordu.

"Nedir o?" dedi başını ona doğru çevirirken. Burun buruna olmaları Grace'i heyecanlandırıyor, onunla bu kadar yakın olmak korkutsa da güven veriyordu.

"Crossrock Hallow'da eğlenirken orada benimle dans etmiştin, hatırlıyor musun?"

Grace, kızararak o anı canlandırdı. Çok içmişti; içtiklerinin etkisiyle de oldukça çakır keyifti. Olduğundan daha eğlenceli ve Aiden'a karşı açıkça daha cana yakındı. Onu dansa kaldıran da bu yüzden kendisi olmuştu. "Hatırlıyorum." dedi yarım yamalak gülerken. Sonrasında zaten geceyi az gitsin beraber geçireceklerdi...Bütün bu olaylara sebep olan gece...

"Dans ettiğimiz şarkıyı çok sevdiğini söylemiştin. Bir gün evlenirsen ilk dans parçası olarak bu şarkıyı seçeceğini söylemiştin." dedi Aiden, ona sevgiyle gülümserken. Aiden, Grace'in anlaması için tüm işaretleri yolluyordu. Benim için önemlisin, seninle ilgili her şeyi hatırlıyorum, diye resmen haykırıyordu.

Grace'in anlam veremeyen bakışları onunla birleşti. "Sanırım öyle bir şeyler hatırlıyorum."

"O gün ikimizin de hayatını değiştirecek şeyler oldu."

"Evet."

Aiden, cevap vermeden müzik sahnesinin olduğu yöne doğru başını eğerek talimatı verdi ve Edwin McCain'in I'll Be şarkısı salonda çalmaya başladı. Grace, şarkıyı duyar duymaz şaşkınlıkla ağzını açtı ve ardından, "Bu şarkıyı nasıl hatırladın?" diye sordu.

Aiden, onunla beraber kibarca dans etmeye başlarken, "Seninle ilgili hiçbir şeyi unutamam." dedi ve Grace'in elini kalbine bastırdı. Grace, bir an tereddüt etse de başını Aiden'ın göğsüne yaslayarak iyice ona sokuldu. Şu an Aiden'dan daha mutlu kimse olamazdı. Grace, onun ilgisine karşılık vermişti. Harika!

Birbirine ait olma, beraber aşkla yaşlanma ve bağlılık sözleri içeren bu müzikle dans ederken Grace ve Aiden, tüm salonu unutmuş gibilerdi. Bu daha önce çalıştıkları dans gibi değildi. Daha içten, daha samimi ve daha aşk doluydu... Aiden, birkaç kez onu etrafında döndürdü, Grace şen bir kahkahayla ona karşılık verdi. Daha sonra yeniden onu etrafında döndürdü ve alnını onun alnına dayayarak dans etmeye devam ettiler. Dans büyüleyiciydi; ama en çok Grace'in varlığı öyleydi. Aiden, hayatında hiçbir an bu an kadar huzurlu hissetmiyordu. Onu kaybetmemek için elinden ne geliyorsa yapacaktı. Eğer onu sevmesini istiyorsa sabırlı bekleyecek, onu asla bırakmayacaktı.

Yavaş ritimli danslar bittiğinde artık geleneksel İrlanda dansı olan Riverdance başladı ve kalabalık mutluluk içinde gösteriye eşlik etti. Grace, bu yeni öğrendiği halk dansına alışmaya çalışırken Aiden, bir an bile olsun yanında ayrılmadı. Ardından üç katlı düğün pastası kesildi, Kral ve Kraliçe onları kutlayan tebriklerini söyledi.

Gecenin sonunda balayı çifti olan Aiden ve Grace, salondan ayrılırken tek düşündükleri şimdi ne yapacaklarıydı.

Mükemmel Uyum - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin