Bölüm 3

538 43 30
                                    

Merhabaaaa!👋🏻

Bölüm geç geliyor değil mi?

Farkındayım.

Yoğunluğumu bahane edeceğim ve affınıza sığınacağım. Özür Özür Özür 🙈🙈🙈

Başlayalım madem.

Keyifli okumalar.

*

"Ah! Kesildi! Tanrım çok acıyor!" 

SeokJin hyungun yine sakarlığı üzerindeydi. "Muhteşem parmaklarımı doğradım resmen! Nazar mı değidi bana, ne oldu? Ah! Canım çok acıyor."

Salatalığı keserken parmağını ufacık çizmişti hyung. Ama drama queen olarak yine abartmaya doyamıyordu.

"Koş Taehyung! Bir şey yap! Kan kaybından öleceğim burada. Yetiş!"

Ne yapacağımı bilmiyordum ki... 

Üstelik evde ne pamuk vardı ne de yara bandı... Ne yapsaydım ki?

Mutfak tezgahının üzerinde duran rulo peçeteden bir parça koparıp uzattım. "Al hyung. Üzerinde bastır."

"Saçmalama salak! Ölüyorum ben burada. Yan tarafında doktor oturmuyor muydu senin? Çabuk çağır, acilden bekleniyorsun de! Ağır yaralı hastamız var, son dakikaları olabilir, yetiş bacım de!"

Tabi ya! MaRi bilirdi ne yapacağını, nasıl müdahale edeceğini, canım komşum güzel MarRi.

Hyungu mutfak sandalyesine oturtup orada beni beklemesini söyledim. "MaRi'yi getiriyorum hemen hyung, merak etme."

Koşturarak komşumun kapısına gittim. Birkaç kez üst üste bastığım zilin ardından açmıştı kapıyı.

"Sen olduğunu anlamalıydım Taehyung-shi. Başka kim gelecek ki zaten bana..."

Kolundan tutup çekiştirdim MaRi'yi. "Konuşmak için vaktimiz yok. Hemen müdahale etmen gereken bir vaka var. Koş MaRi."

Yaka paça evime çekiştirmiştim kızcağızı. O da anın şokuyla hiçbir şey söyleyemeden kendini evimde bulmuştu.

"Doktor komşu, yetiş! Çok kan kaybettim. Ayaklarım soğumaya başladı. Ucunda ışık olan tünel beliriyor sanki... Kurtar beni. Acele et, fazla zamanımız kalmadı!"

MaRi tuhaf bakışları ile SeokJin hyunga bakıyordu. Bir süre anlamsızca onu izledikten sonra bakışları beni buldu. "Dalga mı geçiyorsunuz benimle?"

Tamam, kabul ediyorum; Seokjin hyung biraz fazla abartıyordu ama evin şımarık ufak oğlu olarak biraz fazla el bebek gül bebek yetiştirilmişti. Yani o şuan cidden kendini ölümün eşiğinde sanıyordu.

"Hyungun parmağını pansuman yaparsın değil mi güzel komşum? Sen tıp okuyorsun anlarsın bu işlerden. Ben ne yapacağımı, ne kullanacağımı dahi bilmiyorum."

MaRi hala tuhaf bir şekilde yüzüme bakıyordu. Az sonra kaşlarını çattı. "Ben daha birinci sınıftayım. Ne saçmalıyorsun Taehyung?"

"Bir, üç, beş... Ne fark eder güzel komşum. Sonuçta bu işin okulunu okuyorsun öyle değil mi?"

Yine o sinirli MaRi ortaya çıkmıştı. "O halde, sen de ikinci sınıfta olmana rağmen beş katlı bir bina yapabilirsin. Bu mudur yani?"

"Ne alakası var canım!" 

Yan Daire, No.7Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin