Bölüm 24

211 24 23
                                    

Merhabaaa👋🏻

Yeni bölüme hoş geldiniz efenim

Yine  teddybearbani ile ortak yazdığımız bir bölümle beraberiz.

Zevkle okumalar dileriz.

*


Kış döneminin son sınavına girmiş, önümde duran ve cevaplarımla doldurduğum kağıda bakarken kendimle gurur duyuyordum. 

Bütün soruları cevaplamış, tek bir soruyu bile boş bırakmamıştım. Üstelik de doğruluklarından son derece emindim. 

Okul hayatım boyunca en verimli dönemimi geçiriyordum resmen, çalışkan bir öğrenci olup çıkmıştım. Tabii ki MaRi sayesindeydi bu. Yoksa ben çok da ders çalışmaya tahammül edebilen bir tip değildim. 

Sınav kağıdımı gururla asistana uzatırken özgürlüğüme bir adım kaldığını hissediyordum. Kağıdımı teslim edip amfinin kapısını ardımdan kapattığımda ise içimden "BİTTİ!" diye çığlık atmak gelmişti. 

Sonunda iki haftalık ara tatilim başlamıştı. 

Benim sınavlarım bitmişti bitmesine de MaRi'nin girmesi gereken hala son bir sınavı vardı. Ona destek olmalıydım, zaten çok zor zamanlar geçiriyordu. 

Sevgilimin söylediğine göre bu son sınavı en zorlandığı dersindi. Bu nedenle de üzülüyordu. 

Ona moral olsun diye bu akşam yemeği ben yapacaktım. Zaten sınav haftası boyunca dışarıdan yemiştik. MaRi sürekli sağlıksız beslendiğimizi söyleyip durmuştu. En azından bu akşam ona ellerimle yaptığım bir tencere yemeği yedirecektim. 

Markete gidip ihtiyacım olanları aldıktan sonra yol üstündeki kafeden de MaRi için kahve aldım. Sevgilim ders yaparken kahve içmeyi severdi. Daha iyi konsantre olduğunu söylüyordu. 

Dışarıdaki işlerimi bitirdiğimde de doğruca eve sürdüm arabamı. Bu arada da MiRa aramıştı. Yarın Seul'e geliyordu ve MaRi'ye bir sürpriz yapmak istiyordu. 

Onunla yaptığım telefon görüşmesinde sıkı sıkı tembihlemişti, yine! "Ablama sakın söyleme!" demişti sanki daha önce yedi yüz elli beş kere söylememiş gibi...

 "Tamam, söz, söylemeyeceğim. Sen de yarın yola çıktığında mutlaka bana haber ver minik sincabım. Seni bekletmek istemiyorum." 

Nihayet bir anlaşmaya vardığımızda aramayı sonlandırdım. Bu sırada da eve varmıştım. 

Market poşetlerini kendi tarafıma bıraktıktan sonra kahvesini vermek için MaRi'nin dairesine geçtim. Kapı şifresini tuşlayıp girmiştim içeri ama sevgilim o kadar odaklanmıştı ki sessiz evde geldiğimi bile anlamamıştı. 

Sevgilimin ders çalışırken girdiği hali izlemeyi çok seviyordum. Onu o  haldeyken saatlerce izleyebilirdim.  

Tepesinde kalemle dağınık topladığı saçı, gözündeki kocaman kalın çerçeveli gözlükleri, elindeki kalemi hızlıca masaya vurması... ki bunu genelde bir şey ezberlemeye çalıştığında yapıyordu.

O kadar tatlı görünüyordu ki... Dersini bölmeyeceğimi bilsem onun şu sevimli yüzünü saatlerce öpebilirdim. 

Yavaş adımlarla yanına varıp masasının üzerine kahveyi bıraktığımda ancak anlamıştı orada olduğumu, MaRi. Başını kaldırıp gözlüklerinin üzerinden baktı.  "Taehyung ne zaman geldin sen?"

Yan Daire, No.7Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin