Bölüm 9

379 37 13
                                    


Tae:
Özledim seni

GüzelMaRim:
Yaaa Taehyung 🙈 hemen mi?

Tae:
Hemen mi derken? 3 saat geçti bile

GüzelMaRim:
Henüz 15 dakika oldu. 

Otobüs hareket bile etmedi. 

Ama itiraf etmek gerekirse ben de seni özledim 🙈

Tae:
Yanına geliyorum.

GüzelMaRim:
Saçmalama Taehyung otobüs birazdan hareket edecek


Mesajım ona ulaşmadan çoktan otobüse koşar adım çıkmış, yanıma gelmişti Taehyung. Otogarda beni yolcu ediyordu, benimle birlikte otobüsün kalkmasını bekliyordu. 

"Çılgın mısın sen Tae? İn aşağıya!"

"Sevgilimden son bir öpücük almadan inmem." demişti Taehyung, çılgındı sahiden.

Oturduğum cam tarafındaki koltukta yanımdaki boş yere yerleşti. Bir kere daha fazla öpebilmek için dudaklarını yanağımdan çekmiyordu. Oysa ki ben onun güzel koyu kahverengi gözlerini görmek için çabalıyordum. 

"Hadi eve dön artık, üşütüp hasta olacaksın. Senin için endişeleniyorum. Çok ince giyiniyorsun." Üşüyüp hasta olacak diye ödüm kopuyordu. İncecikti üstü başı. 

Bir çocuk gibi omuzlarını aşağı yukarı sallıyor, "üşümüyorum, sen yola çıkana kadar da eve gitmek istemiyorum." diyordu.  "Mesajında özlediğini söyledin, ben de geldim. Sen ne zaman istersen sana gelirim. Ulsan'a bile..." 

Neler söylüyordu bu çocuk? Gider ayak iyice ona bağlanıp aklımın onda kalmasına neden oluyordu.

"Taehyung çok tatlısın ama sana Ulsan'a gel diyecek kadar bencil olamam. Yani; uzun yol, başına bir şey gelebilme ihtimali bile canımı sıkıyor." 

Yüzünü asmış dudaklarını aşağı sarkıtmıştı. "Ama iki hafta çok uzun MaRi! Nasıl geçecek ki? Üstelik biz bugün flört etmeye başladık. Bu hiç adil değil! On gün kalsan? Hı?" 

Beni zor durumda bırakıyordu. Aylar sonra ailemi görüp onlarla vakit geçireceğim için çok seviniyordum ama henüz doğru düzgün sarılamadığım sevgilimi ardımda bırakacağım için üzülüyordum.

"Söz veriyorum seni her gün arayacağım. Sen de istediğin zaman beni arayabilirsin. Anlaştık mı?" 

Başını aşağı yukarı sallamıştı Taehyung. Ortak bir karara vardığımız için memnundum.

Tam da bu sırada artık otobüsün hareket edeceği bilgisi gelmişti hostesten, yolcu olmayanların otobüsten inmelerini söylüyordu.

Taehyung ise uyarıyı duyar duymaz omuzlarımdan aşırdığı kollarıyla sıkıca sarıldı. "Beni her gün ara, özletme kendini. Ve... Çabuk dön sevgilim." 

Dudaklarımın üzerine bıraktığı minnoş öpücüğünden sonra kıkırdadım. "Ben de seni özleyeceğim Taehyung!" 

Otobüsüm hareket etmeye başladığında sevgilim el sallamıştı. Az sonra elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Bakışları telefonunun ekranında geziniyordu. 

Biri mi arıyordu, neden telefonuyla uğraşıyordu, merak ediyordum. Beni yolcu ederken telefonuyla ilgilenmesi hoşuma gitmemişti. 

Merakla onu izlerken çalan telefonuma kaydı bakışlarım. Telefonu cevapladığımda karşıdan gelen sesle kıkırdadım. 

"Seni özledim sevgilim!" 

***

(Ulsan'da 4. gün)

"Peki kim kim gidiyorsunuz Taehyung? Kaç kişi olacaksınız?" 

"İşte... Bizim çocuklar var, biliyorsun Jimin, Jin hyung filan. Bir de onların arkadaşları. Sanırım on iki, on üç kişi oluruz. Keşke sen de olsaydın." demişti sevgilim. Bu gece dışarıda eğleneceklerini söylemişti.  

Jin'i az çok tanıyorsam çevresi genişti ve nedense o genişlikte dişi yoğunluğu oldukça fazlaydı. Aklıma Taehyung'un başka kızlarla yalnız kalıp eğleneceği fikri geldiğinde tüylerim diken diken oluyordu. 

"Kızlar da olacak mı o 'arkadaşlar' içinde?" 

"Kıskandın mı sen beni?" diyor, gülüyordu Taehyung alaycı sesiyle. 

"Hayır kıskanmadım. Sadece sordum." 

Şuan birazcık kızmış ve yüreğim hop demiş olabilirdi. Ne kadar hayır desem de kıskanmıştım Taehyung'u. Çünkü çevresindeki kızları biliyordum. Sırnaşık ve rahat tiplerdi. Elleri kolları ayrı oynuyordu.

Taehyung'un popülerliğini göz önüne aldığımda kıskanılmayacak gibi değildi ki. 

Kızlar onunla konuşmaya kalktığında mutlaka ten temasına da giriyorlardı. Ben hoşlanmazdım böyle şeylerden. Sevgilime benden başkası dokunmamalıydı.

"Birazcık daha kıskanacaksan şöyle söyleyeyim sevgilim; Jimin iki kız arkadaşıyla gelecek, Jin hyung ise sanırım üç kız arkadaşına söz vermiş yani onlarla gelecek. Bir de YoonGi hyung kız arkadaşıyla gelir sanırım, ama onlar flört ediyorlar." 

Anlattıklarından sonra, an itibariyle cidden Taehyung'u kıskanıyordum. Ama henüz çok yeniydik ve bunu ona belli etmek istemiyordum.

"Ama!" dedi Taehyung sessizce onu dinlerken. "Bana güvenebilirsin MaRi. Çünkü benim gözüm senden başkasını görmüyor hayatım. Kıskanmana gerek yok yani."  

"Peki" deyip aramayı sonlandırmak üzereyken Taehyung "MaRi!" diye seslendi.

"Hımm?" 

Önce boğazını temizlemiş ve sonrasında ise çekinik sesi ile konuşmasına devam etmişti Taehyung. "Benim için tek ve çok özlesin. Seni seviyorum." 

İşte yine olmuştu. Ateş basmış, kalp atışlarım hızlanmıştı. Kesin yanaklarım da kızarıyordu. 

Taehyung ilk defa beni sevdiğini söylüyordu. Beni yine çılgınlar gibi heyecanlandırmıştı. 

"Taehyung!" Kalbimi eritmişti cümleleri. 

"Sadece beni sevdiğini söyle, bunu duymaya ihtiyacım var MaRi." 

Sevgilim beni görmüyordu ama yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Ben de onu seviyordum ve bunu ona söylemek için kabuğumu kırmaya uğraşıyordum. Yapabildiğim sadece kem küm demekti. 

"Hadi MaRi, bekliyorum. Yapabilirsin sevgilim. Biliyorum şuan yanakların kıpkırmızı oldu, senin için ilk adımı atmak zor ama sevgilimin benden çekinmesini istemiyorum. Benimle rahat ol, rahat konuş. Hadi MaRi!" 

Beni iyi tanıyordu Taehyung. Nasıl da tahmin etmişti şu anki halimi. 

Sesli bir şekilde yutkundum. Derin bir nefes alıp geri verdim. 

"Ben de seni seviyorum Taehyung." 


Kısa bir bölüm olduğunun farkındayım. Cidden yoğun bir hafta geçirdim ve yorgunluktan konsantre olma problemleri yaşıyorum.

Bu seferlik beni idare edin şekerler.

Daha uzun ve iyi yazılmış bölümlerde görüşmek üzere.

Öptüm Kocaman.

💜


Yan Daire, No.7Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin