Poyraz'larla çektiğimiz araba videosunun ardından hayatımda herhangi bir değişiklik olmamıştı. İnsanlar bu oluşturduğumuz ekiple daha fazla videolar gelmesini istiyor, bize bütün sosyal platformlardan bir şekilde ulaşıyorlardı. Tabi biz de onları kıramadığımızdan haftada en az bir defa bir araya geliyorduk. Bundan asla şikayetçi değildim, çünkü hepsi çok iyi insanlardı.
Özeklikle de Poyraz. Tertemiz kalbi ona her baktığımda gözlerine yansıyıp ışıl ışıl parlıyor, ve irislerimin onlarınkinde kaybolmasına neden oluyordu.Son zamanlarda bana daha yakın davranmaya başlamıştı. Seçtiği sözcükler, sıfatlar, temaslar çok daha samimi bir hal almıştı. Ve bu beni oldukça keyiflendiriyordu. Yanında elim ayağımın dolanmasını es geçersek tabi.
Üzerine çok düşündüğüm bir konu vardı ve sanırım ona açıklık getirmeyi başarmıştım. O benim için arkadaşlıktan da öte bir yer kaplıyordu gözümde. Hislerim dostlukla sınırlandırılabilecek düzeyde asla değildi. Bunu düşünecek ciddi manada bir zamanım oldu ve galiba.. ona aşık olmuştum.
Hey, galiba da neyin nesi.
Ona çok fena vurulmuştum.Ancak korkuyordum. Onun bana olan bu samimi davranışlarını kafamda kurup yokuşa sürüyor olmamdan korkuyordum. Beni çok yakın bir arkadaşı olarak gördüğü ve bu yüzden bu davranışlarda bulunduğunu düşünmek.. Cidden sanırım gittikçe boka batıyordum.
Kafamı geriye doğru yasladığım koltuktan kalkıp mutfağa gittiğimde, fazla özenmediğim yulaf kahvaltısı yapmış ve biraz dizi izlemek için televizyon karşısına geçmiştim.
Yeni başladığım dizinin ilk bölümünü bitirmeye yakın, evimin içini dolduran zil sesi, durdurma tuşuna basmamı sağlamıştı.
Hızla koşup kapıya baktığımda, gelen kişinin Poyraz olduğunu görmek beni çok şaşırmıştı. Çünkü genelde haber vermeden gelmezdi.Kapımı sonuna kadar açıp onu beklerken, asansörden inen silüet kalp atışlarımın hızlanmasına yetmişti.
"Hoşgeldin davetsiz misafir."
Seslenişime karşılık ufak bir tebessüm ettiğinde, ayakkabılarını çıkarırken cevaplamıştı.
"Hoşbuldum. Ve alınmayacağım." içeri girdiğinde arkasından kapıyı kapatmış ve ceketini çıkarışını izlemiştim. Dolaba asıp bana döndüğünde, yaklaşmış ve sıkı bir sarılma gerçekleştirmişti.
Şaşırmama zaman kalmadan ise, boynuma küçük bir öpücük bırakıp ayrılmış, içeriye adımlamıştı.Elimle boynumu tutup ağzım açık bakarken, hızlıca toparlanmış ve arkasından koşmuştum.
"Şey.. Bu ne içindi?"Çiftli koltuğa oturmuş bana bakarken hafifçe sırıtmıştı.
"İçimden geldi."Yüzümde oluşan hafif sırıtmayla birlikte ayaklarımı sürüyerek yanına ulaşmış ve oturmadan önce sormuştum.
"Aç mısın? İstersen senin için bir şeyler hazırlayabilirim."Kafasını olumsuz anlamda sallarken, sözcükleri ile de destekliyordu.
"Hayır, aç falan değilim. Aslında.. Batuhan ben buraya seninle konuşmak için geldim.""Peki, ne konuşacaksın? Video planı gibi birşey mi?"
Koltukta biraz öne gelip direklerini bacağına koymuş ve bana doğru yaklaşmıştı.
"Hayır..Hayır öyle birşey değil. Bu konu yanlızca ikimiz ile ilgili. İkimiz ve aramızda olan çekimle ilgili Batu."Duyduklarımla göğsüm kısa bir anlığına sıkıştığında, ağzımın açılmasına engel olamamıştım.
Tamam.. Herşey çok hızlı ilerliyor siktir.Birşey demeden ona irileşmiş gözlerimle baktığımı fark ettiğinde devam etti.
"Uzun süredir üzerinde düşünüyorum ve artık daha fazla uzatmak istemediğimi fark ettim. Ben sana gün geçtikçe daha da kapılıyorum Batuhan. Hareketlerin, mimiklerin, konuşmaların beni o kadar kendine çekiyor ki, tek bir gülüşün bile kalp ritmimi ne denli etkiliyor bilemezsin. Arkadaş olduğumuzu biliyorum ama engel olamıyorum işte kendime, kalbime. Senin de bana karşı boş olmadığının farkındayım.."
Herşeyi arka arkaya söyleyip derin bir nefes aldığında, gözlerini benimkilere kenetlemişti.
Hissettiğim yoğun duygular bedenimi titretirken, koltukta ona biraz daha yaklaştım ve dirseğimi kaşırken bakışlarımı halıya indirdim."Poyraz.. Ben ne demem gerektiğini bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum. Senden böyle bir itirafı da beklemiyordum orası ayrı. Ama söylemem gereken birşey varsa, o da duygularının karşılıksız olmadığı.."
Gözlerimi yeniden onun gözlerine diltiğimde, gülümseyen bir suratla karşılaşmıştım. Gülüşü benim de yüzümü güldürürken, elini yavaşça yanağıma çıkarmış ve usulca okşamıştı."Sana öyle bir tutuldum ki.."
Yüzümün yandığını hissediyordum. Bu kadarı cidden fazlaydı. Çok fazla.
Onu yanıtsız bırakmamak için ağzımı açtığımda, konuşamamıştım. Utançtan adeta dilimi yutmuş gibi hissediyordum. Ama onun da söylediklerini karşılıksız bırakmak istemiyordum.
Bu yüzden aklıma gelen ilk şeyi yaptım ve ona eğilerek dudaklarına yumuşak dudaklarımı bastırdım.Hafifçe öperek geri çekildiğinde, yüzünde beklemediğini işaret eden bir sarhoş gülümseme vardı.
Kocaman gülümseyip ayağa kalktığımda, şaşkınca peşimden bakmıştı.
"Ben en iyisi bize bir kahve yapayım. Hem.. en sevdiğin kurabiyeden de var. Iıı hemen geliyorum!"
Hızlı adımlarla mutfağa ilerlerken, arkamdan gelen kıkırtısını duyabiliyordum.
Tamam, kızarıklığımı geçirmem için yaklaşık 10 dakikam vardı.×
🤭yabdım aralarını
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YouTuber | poybat
Fiksi PenggemarPoyraz ve Batuhan farklı kanallara sahip olan iki YouTuber'dı. 250521'