İlk bölüme hoşgeldinizzz!
Umarım beğeneceğiniz bir kurgu olur.
Keyifli okumalar!!!
★
★
★Harry açtığı kutuyu yavaşça yatağının üzerine bıraktı ve en üstte olan Slytherin atkısını elleri arasına aldı. Yavaşça burnuna götürdü. İçine derin bir nefes çekti. Hala aynı kokuyordu. Okyanus esintisine karışmış baharat ve aarkadan gelen hafif bir yeşil elma kokusu...
Atkıya tıısım büyüsü yapmıştı Harry, onun kokusunun hep yanında olmasını istemişti.
Seneler geçmesine rağmen unutamamıştı. Nasıl unuturdu insan bir zamanlar delicesine aşık olduğu insanı? Üstelik onun gözlerininin tıpa tıp aynısı olan gözlere her gün bakarken nasıl unutabilirdi ki?
Atkıyı kutuya koyup kutuyu da eski yerine koydu yavaşça. Bugün ayrılıklarının 13. yılıydı...
Banyoya gidip kısa bir duş aldı Harry. Üzerini giyip alt kata hahvaltı hazırlamaya indi.
Son tabağı da masaya koyarken merdivenlerden ayak sesleri gelmeye başladı.
"Günaydın!' Neşeli sesiyle mutfağa girdi sirius.
"Günaydın, velet." Babasının ona velet demesine hep sinir olmuş numarası yapardı Sirius, bu yüzden neşeyle parlayan gümüş gözleri yalancı bi sinirle kısıldı.
"Hadi ama baba! Şunu söyleyip durma." Harry oğlunun söylenmesine güldü. Bu her sabah yaşanan klasikleşmiş bir olaydı artık. İkisi de alışmıştı bu ufak tartışmaya. Sirius böyle kızsa bile hoşuna gitmiyor değildi babasıyla atışmak.
"Hadi geç otur, kahvaltıdan sonra maça hazır ol." Maç demişken...her pazar günü baba-oğul Quidditch maçı yaparlardı.
Pazar günleri yanlızca ikisinin geçirdiği bir gündü ev cinlerinin bille olmadığı bir gün.
İkisi de kahvatlılarını yapmaya başladıkları esnada, aağzına attığı yiyecekleri ımursamadan dolu ağzıyla cevap verdi Sirius.
"Bu sefer eminim!! Seni yeneceğim, göreceksin." Harry güldü. "Tabii tabii."
\\\\\--------\\\\\
Kahvaltının sonlarına doğru mutfak camına bir baykuş gelmiş, camı açmaları için cama vuruyordu.
Harry bu baykuşu tanıyordu, iki yıldır her okul döneminin başında gelen Hogwarts'ın baykuşu...
Harry göz devirdi iki yıl olmuştu hala bıkmadan mektup göndermeye devam ediyorlardı ve bunu kesin bir dilde reddettiği halde. Bıkmıştı artık. Hem kendisi hem de Ssirius için bu durum iyiye gitmiyordu. Oğlu onun herşeyiydi. Üzülmesinden nefret ediyordu. Yinede camı açıp baykuşun ayağına bağlı olan üç mektuba kaşlarını çatarak baktı.
Üç mektup??
İkisi Hogwarts mühürüyle mühürlenmişti.
Harry James Potter
Sirius James PotterDiğeri ise üzerinde güzel bir elyazısıyla Harry Potter'a yazıyordu.
Kuşa yem verip başını okşadı Harry.
Pekala, iki Hogwarts mektubu da neyin nesiydi? Kendisi de mi tekrar başlayacaktı yoksa? Halbuki mezun olduğunu sanıyordu. Ayrıca mesleği de vardı. Vardı değil mi?
Sirius'un mektubunu verdi. Sııra kendisine gelmişti. İçinde anlamsız bir heyecanla Hogwarts mühürünün olduğu mektubu yavaşça açtı.
Okuduğu yazılarla donup kaldı Harry. Ne yazıyordu orada öyle Merlin aşkına! Mektubu tekrar okudu, bir yanlışlık yoktu değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me Again (𝒟𝓇𝒶𝓇𝓇𝓎)
Fanfiction★ Küçük çocuk oyuncaklardan kafasını kaldırıp yemek hazırlayan babasına baktı. "Baba." diye seslendi Sirius. "Efendim oğlum?" "Diğer babam beni görse sever mi baba?" Soruyu sorarken resmen gözleri parlıyordu küçük çocuğun. Hevesle bakıyordu babası...