Aa, bana bir şeyler mi oluyor ne? On iki günde üç bölüm.Devrelerim yandı galiba.
AssıskdkddllşKeyifli okumalar!
★
★
★Harry'nin boş dersiydi. Tüm öğrenciler dersteyken Hogwarts'ın bahçesini turlamak istiyordu.
Şatodan çıktı ilk ön bahçeyi turladı, temiz havayı içine çekti. Sonra Karagöl'e yakın, ağaçların daha sık olduğu yere doğru ilerledi. Orada bir elma ağacı vardı. Hogwarts'da okurken bu ağacın altında çok oturmuştu. Öğrencilerin çoğu bu sık ağaçların arasına girmezdi. Muhtemelen Karagöl'e yakın olduğu için ürküyorlardı. Bu yüzden Harry'nin gizli yeri gibiydi. Tabii Draco'yu getirmeden önce.
Draco ile burada buluşurlardı.
Yerlerde küçük küçük çiçekler vardı. Çiçeklere bayılırdı, en çok da zambağa. Çünkü annesinin en sevdiği çiçekti zambaklar.
Gülümsedi. Ailesi aklına geldiği her an gülümserdi zaten.
Tam elma ağacına doğru yönelecekken Karagöl'e yakın bir ağacın altında oturan sarışın Slytherin'i gördü. Ders saatiydi sarışın ise derste değildi. Yanına ilerledi.
Genç çocuk elindeki kitaba daldığı için ayak seslerini duymamıştı. Harry tam yanında durdu ve kollarını göğüsünde birleştirdi. "Bay Malfoy?"
Scorpius korkuyla yerinden sıçradı. Kafasını kaldırıp ona seslenen profesörüne baktı gözlerini kırpıştırarak. Harry gülmemek için kendini zor tutuyordu ama ciddi ifadesini bozmadı.
"Neden derste olmadığınızı sorabilir miyim?"
Yerinde kıpırdandı çocuk. Dersi Sihir Tarihi'ydi ve nefret ederdi. Derse girmeyip sadrce kendisi çalışsa daha iyi anlardı. Bu yüzden girmenişti ve buraya gelip kitap okumaya başlamıştı. Nerden bilebilirdi ki profesörüne yakalanacağını.
"Ben..."
"Dersin Sihir Tarihi'ydi ve bu dersi sevmiyorsun?"
Scorpius gözlerini kaçırdı. "Evet efendim."
Harry derin bir nefes alıp Scorpius'un yanına oturdu. Ah bu çocuklar...
"Bu seferlik bir şey demiyoıum ama bir daha olursa..."
"Olmayacak, gerçekten." dedi hemen sevinçle.
Harry gülümsedi. "Ama bu sana ceza vermeyeceğim anlamına gelmiyor Scorpius."
Sarışının yüzü an ve an düşüp somutmaya başladı.
"Fazla ağır bir ceza vermeyeceğim, sadece bir kaç gün eşyalarımı sınıfa taşıyacaksın o kadar." Scorpius bu cezanın o kadar da kötü olmadığını düşündü içinden.
Tabii Scorpius'un bilmediği şey, Harry'nin eşyalarının bir hayli ağır olduğuydu. Harry bunu söyleme gereği bile duymamıştı.
İkisi o ağacın altında neredeyse bir saat boyunca sohbet ettiler.
Scorpius anlamıyordu. Neden terk etmişti babasını?
İlk başta mesafeli davranmak istemişti iki Potter'a. Sirius'a ne kadar mesafeli davransa davransın Sirius pes etmemiş kendisiyle yakın olmak istemişti. Yavaş yavaş buzları eriyordu Sirius'a. Harry'e gelirsek...
Şu bir saatlik sohbette ne kadar iyi ve anlayışlı olduğunu anlamıştı. O zaman niye babasını terk etmişti her şey güzelken?
Acaba bilmedikleri bir şey mi vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me Again (𝒟𝓇𝒶𝓇𝓇𝓎)
Fiksi Penggemar★ Küçük çocuk oyuncaklardan kafasını kaldırıp yemek hazırlayan babasına baktı. "Baba." diye seslendi Sirius. "Efendim oğlum?" "Diğer babam beni görse sever mi baba?" Soruyu sorarken resmen gözleri parlıyordu küçük çocuğun. Hevesle bakıyordu babası...