Keyifli okumalar!!!★
★
★Hogsmeade Köyü, İngiltere'deki tek büyülü köydü. Burası hafta sonları öğrencilerin gezebileceği bir yerdi. Hogwarts'da, Hogsmeade'in karşısındaki gölün etrafına yerleştirilmişti. Hogwarts Ekspresi yeni yılın başında öğrencileri bırakmak için Hogsmeade'deki istasyonda dururdu. Gölün etrafında istasyondan kaleye bir yol vardl.
Sirius gittikten sonra, Harry de arkadaşlarıyla kısaca vedalaşıp, Hogsmeade'e cisimlendi. Değişmişti...ama bu iyi bir değişiklikti. Yeni dükkanlar açılmış ve nerdeyseher dükkanın önü ışıklandırmalarla süslenmişti. Akşamları bu sokaklarda yürümek ne kadarda güzel olurdu.
Eskiye nazaran daha sıcak bir ortamı vardı sanki.
Yavaş adımlarla yürümeye başladı, yüzünde hafif bir tebessümle. Onu gören birkaç büyücü ve cadı gülümseyerek selam veriyordu.
Harry, hemen Hogwarts'a gitmek istemedi bu yüzden de ilk olarak tadını özlediği kaymak birasını içmek için Üç Süpürge'nin yolunu tuttu. İçeri girdiğinde onu direkt mekanın shibi olan Madam Rosmerta güzel bir gülümsemeyle karşıladı. "Ah Harry, hoş geldin canım."
"Hş bulduk Madam." Nazikçe karşısındaki kadına sarıldı. 'Görmeyeli uzun zaman oldu Harry, buraya geleceğini duyunca çok sevindik." Harry cevap vermedi sadece gülümsedi.
"Sen geç otur lütfen, seninle hemen ilgileneceklerine emin olabilirsin." dedi ve kafasını arkaya çevirip tezgahı temizleyen genç çocuğa seslendi. "Mike, misafirimiz Bay Potter'la ilgilen lütfen."
"Teşekkürler Madam. Size iyi günler dilerim." diyerek vedalaştılar ve bar kısmına doğru ilerleyip tabureye oturdu. Mike hemen Harry'nin karşısında durdu ve gülümseyerek sordu. "Ne istersiniz Vay Potter?"
Harry'de genç çocuğa gülümsedi. "Kaymak birası lütfen."
\\\\\-----\\\\\
Üç Süpürge'den çıktıktan sonra etrafta biraz daha gezindi. En sonunda ise Balyumruk Şekerci Dükkânı'na girerek Sirius için, sevdiği ve tadlarını merak ettiği şekerlemelerden aldı. Dükkândan çıkarak biraz ilerledi.
Sol tarafında kalan, Mr. Valentino Wizard'ın Büyülü Kitapları Dükkânı'nı gördüğünde gözleri hafifçe açıldı. Gelecek Pstası'nda birçok kez Mr. Valentino Wizard'ı görmüştü. Büyücü dünyasının en ünlü isimlerinden biriydi.
Dışardan bakıldığında Hogwarts şatosunun küçük bir versiyonu gibiydi. Birçok ışıklandırması vardı. Girişte, kapının üzerinde dört binanın bayrakları asılmış ve ortalarına Hogwarts amblemi yerleştirilmişti. Sadece kitap satılan bir yer değildi ayrıca bir kütüphaneydi. Duyduğuna göre dört binanın renkleriyle süslenmişti dükkânın içi. Hatta dört binanın ortak salonları gibi, oturup kitap okuyup ya da ders çalıştıkları yerler de varmış.
Kitap sevmeyene bile kitap sevdirten bir yerdi. Ron kendi ağzıyla söylemişti.
Harry de girmek istiyordu fakat trenin gelmesine az bir zaman kalmıştı bu yüzden daha sonraya erteledi. Yoluna devam ederken küçük Hogwarts'dan çıkan kişiyi görünce derince yutkundu.
Draco Malfoy...
Elinde kitaplarla çıkmıştı dükkândan. Üzerinde resmi siyah bir cüppe vardı. Saçları eskiye göre daha uzundu. Cüppenin altından gördüğü kadarıyla, kilo almıştı daha doğrusu vücudunu geliştirmişti. Ve hâlâ çok yakışıklıydı.
En son onunla konuştuğu anısı geldi aklına. Burukça gülümsedi.
13 Yıl Önce;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me Again (𝒟𝓇𝒶𝓇𝓇𝓎)
Фанфик★ Küçük çocuk oyuncaklardan kafasını kaldırıp yemek hazırlayan babasına baktı. "Baba." diye seslendi Sirius. "Efendim oğlum?" "Diğer babam beni görse sever mi baba?" Soruyu sorarken resmen gözleri parlıyordu küçük çocuğun. Hevesle bakıyordu babası...