Yıl 7 Ocak 1995,
Annem: Hasteneye götür beni ibrahim. Geliyor sanırım dedik den sonra, babam hemen bir taksi çevirip annemi bindirip. Evdekilere siz gelirsiniz diyip yola koyulmuşlar. Hastanenin tam önüne geldiğinde doğum gerçekleşmiş ve doğmuşum. Ağlamıyor muşum. Annem çok korkmuş.
Hemşireler doktorlar beni alıp hastaneye koşmuşlor. Annemide sedyeye aldıkdan sonra hastaneye götürmüşler. Annem zerzeniş içerisinde yaşıyor mu? diye sorular sorarken sakinleştirici verilip uyutulup tadavisi yapılmış. Uyandığında beni sorduğunda;
Doktor: Nur topu gibi inanılmaz bir erkek çocuğunuz var, 3 kilo 560 gr , hiç bir sağlık sorunu yok ve ağlamıyor şaşırtıcı derecede dünyaya adepte gibi ve sakinliği inanılmaz diyerek beni odaya almışlar.
Annem ve ben kontrol altında tutulmak üzere 20 gün kadar hastanede kalmışız. Sebebi takside doğduğum için herhangi bir enfeksiyon kapıp kapmayacağımız içinmiş.
20 gün dolduğunda taburcu olup eve dönmüşüz. Dedem hoca olduğu için kulağıma ezan ve ismimi okudukdan sonra odasına çekilmiş. Babam akşam yemeği için dedemi çağırmak için kapısına vurmuş. Ne ses var nede bir tepki. Meraklanıp hızlıca kapıyı açıp içeri girmiş...
Ve dedimi uzanır vaziyette mos mor olarak görmüş. Hemen kapıyı kapatıp Adil abiyi arayarak eve gelmesini söylemiş. Adil bey geldiğinde vaziyet ortaydaymış. Defin işlemleri kuranlar derken dedemi uğurlamışlar son yolculuğuna.
Çocukluğumda aile fertlerim dahil çoğu insanla konuşmaz. Ağlamaz herhangi bir istekde bulunmaz herkesin gıpta ettiği keşke bizimde böyle çocuğumuz olsaydı yaramaz bizimkisi denilen bir çocuktum...
Yıl 2005,
Ben erken yaşta okula gitmeyi isteyip. Okul müdürünün de tanıdık olması vasıtası ile illagel olarak 1. sınıfa 5 yaşında başlamıştım. 5.sınıfa gidiyordum ve derslerim berbattan daha öteydi kimse ile konuşmaz hocanın tüm sorduğu sorulara cevap verir. Sınav kağıtlarını bilerek boş verirdim. Zihinsel olarak bunalımda olduğumu düşünüp götürmedikleri. Danışman kalmamıştı...
Ve o gece 7 Mayıs 2005, gece her zamanki gibi ailem televizyon izlerken ben bir yerde oturmuş kitap okuyordum. Yatma vakti artık gelmişti. Yatağa yattım ama bu sefer farklıydı odanın içinde inanılmaz bir baskı hissediyordum anlatılamaz düzeyde bir baskı. Herkes salondan gitmiş. Altıma işediğim için altıma serilen nalyondan başka ses çıkmıyordu. O da neydi ? fısıltı duyuyordum. Ama odaklandığımda kulağımda siren sesleri gibi sesler geliyor ve sırtımı döndüğüm salona dönmeye cesaret edemiyordum. Korkuyor muydum ? Bilmiyordum. Ama artık arkama dönmem gerektiğini hissediyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
12 Müslüman cin kabilesi ve Emanet
HorreurMerhabalar, tarafımca 12.07.2016 tarihinde İncisözlük platformu üzerinde kaleme aldığım hikayemi kısa süre önce bir başkası tarafından Emanet iki bıçağın yüzü olarak yayınlanmış. Hikaye iznim ve bilgim dışında paylaşılmıştı, DMCA telif haklarımca ke...